BURSA’da yatılı olarak eğitim gördüğü lisedeki yurdun yemekhane görevlisi 58 yaşındaki İbrahim Yeğen’i, başına çekiçle vurduktan sonra boğazını keserek öldürdüğü iddia edilen 18 yaşındaki M.K.’nın yargılanmasına başlandı. Görevliyi sigara içtiği için öldürdüğünü söyleyen M.K., “Zaman zaman yurtta sigara içen veya yemek dökenlerden birisini öldürme düşüncesi aklıma geliyordu. Ancak yanlış olduğunu anlayarak kararımdan vazgeçiyordum. Bu kez bunu başaramadım ve elimi kana buladım" dedi.

Bursa'da, geçen kasım ayında Merkez Osmangazi İlçesi'ne bağlı Acemler Mevkii'nde bulunan Cumhuriyet Lisesi'nin yurdunda meydana gelen olayda, lise son sınıf öğrencisi M.K. iddiaya göre görevli İbrahim Yeğen’i 4'üncü kattaki hizmetli odasında öldürdü. Cinayetin ardından okula 150 metre mesafedeki Emniyet Müdürlüğü ek hizmet binasına giderek buradaki polislere teslim olan M.K., tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Hakkında 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde, 'Kasten adam öldürmek' suçundan dava açılan ve cinayeti işlediği tarihde 18 yaşından küçük olduğu için 15 yıla kadar hapis cezası istenen M.K. ilk kez hakim karşısına çıktı.

“ZAMAN ZAMAN BİRİLERİNİ ÖLDÜRMEYİ DÜŞÜNÜYORDUM"

Duruşmada savunmasını yapan tutuklu sanık M.K. kaldığı yurtta zaman zaman kapalı alanlarda sigara içildiğini, yemeklerin dökülerek israf edildiğini ve kurallara uyulmadığını gözlemlediğini söyledi. “Bu durum benim canımı çok sıkıyordu" diyen M.K, şunları söyledi:

"Zaman zaman yurtta sigara içen öğrencilerden ya da yemek dökenlerden birisini öldürme düşüncesi aklıma geliyordu. Ancak daha sonra bunun yanlış olduğunu düşünerek vazgeçiyordum. Olay günü hafta sonuydu. Çarşıya çıkıp iki tane bıçak satın aldım. Bunları yurttaki dolabımda sakladım. O gün tatil nedeniyle okulda kimse olmadığı için temizlik görevlisi İbrahim Yeğen ile karşılaştım. Kendisiyle konuşurken sigara içip içmediğini sordum. O da ara sıra kullandığını söyledi. Bu şekilde bir cevap alınca İbrahim’i cezalandırmak istedim. Televizyon izlemek için odasının anahtarını aldım. Koğuşumda sakladığı bıçakları yanıma alıp odasına girdim ve bıçakları burada sakladım. Bu sırada namaz kılmak için mescite gittim. Namaz kılarken sigara içtiği için tekrar onu öldürmek aklıma geldi. Namazdan sonra tekrar odasına girdim. Bu sırada görevli içeri girdi. Cezalandırmaya karar vermiştim. Önce bana sırtı dönükken yanımda bulunan çekiç ile kafasına vurdum. Sedeleyip yere düştü. Yerdeyken çekiçle kafasına bir kez daha vurdum. Ardından sakladığım bıçakları çıkardım, kış olduğu için yanımda taşıdığım eldivenleri giyipip boğazını kestim. Ardından odası kiletleyip polise teslim oldum. Çok pişmanım. Bu olaydan sonra dövbe ettim. Verilecek cezaya da razıyım."

Mahkeme heyeti tutuklu sanık M.K.’yla aynı yurtta kalan öğrencileri tanık olarak dinledikten sonra duruşmayı ertelerken, M.K.’nın Adli Tıp İhtisas Kurulu’na sevk edilerek akıl hastalığını bulunup bulunmadığının araştırılmasına karar verdi.

PSİKOLOJİK SORUNLARI VAR

Tutuklu sanık M.K.’nın avukatı Tuğba Karaca müvekkilinin psikolojik sorunlarının bulunduğu ve bu yüzden olayı soğukkanlılıkla anlattığını belirterek, “M.K. henüz bir çocuk. Savcılık aşamasında psikolojik sorunlarının olduğuna dair uzman görüşü var. Biz de bu yüzden müvekkilimin Adli Tıpa gönderilmesini talep ettik. Mahkeme de bu talebimizi kabul etti. Olayda herhangi bir taciz durumu sözkonusu değildir. Bence tamamen psikolojik nedenlerden dolayı yaşanmış bir olay. Zaten daha önce yaptığımız görüşmelerde de bunu hissetmiştik" diye konuştu.