"23 Nisan Milli Egemenlik Bayramı"
Türk Milletinin temsilcilerinden oluşan Meclis’in açılması 23 Nisan 1920 olarak açıklandı. O gün geldiğinde Ankara’da büyük bir coşku vardı… Mustafa Kemal ve beraberindeki milletvekilleri, önce Hacı Bayram Camii’nde cuma namazını kıldı. Ardından da dualarla ilk Meclis’in açılışını gerçekleştirdi.
Aynı gün, Meclis’in adının, “Türkiye Büyük Millet Meclisi” olmasına karar verildi. Bir milletin kaderinin değiştiği 23 Nisan günü, Türkiye’nin ilk resmi bayramı ilan edildi…
Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk ulusal bayramı olma özelliğini taşıyan bu bayram, Türkiye'de 1921'den itibaren "23 Nisan Millî Bayramı" adıyla kutlanmaya başlanmıştır. 1927'den itibaren de çocuk bayramı olarak kutlanmıştır.
Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün 1933 yılında başlattığı, 23 Nisan'da çocukları makamına kabul edip onlarla sohbet etme âdeti bu bayramın bir parçası olarak yaygınlaşıp gelenekselleşmiş... Bayramın adı 1935'te "Hâkimiyet-i Milliye Bayramı", 1981 yılında ise "Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı" olmuştur. UNESCO'nun 1979'u "Çocuk Yılı" olarak duyurmasının ardından, devlet kanalı Türkiye Radyo Televizyon Kurumu'nun TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği'ni başlatması ile bu bayram uluslararası düzeye taşınmıştır.
23 Nisan 1920, Türk milletinin iradesini temsil eden, “Egemenliğin Kayıtsız Şartsız Milletin” olduğunu kabul eden Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) açıldığı ve Türk milletinin egemenliğini ilân ettiği tarihtir.
23 Nisan 1920’de çalışmaya başlayan TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ’dir. Sağdan sola hiçbir ayırım yapmadan her fikrin sahibi Meclis’te üyeydi. BİRLEŞİLEN ANA NOKTA YURDUN İŞGALDEN KURTARILMASIDIR.
* * *
"Türkiye Cumhuriyeti sokakta bulunmadı, sokakta kurulmadı, sokağa da bırakılamayacaktır. Doğası gereği egemenlik parçalanması, paylaşılması mümkün olmayan bir bütündür. Egemen olan hiç kuşku yok ki; söz söyleyen, karar veren, hüküm koyan, irade gösteren, geleceği belirleyendir. Aynı zamanda egemenlik mukadderata yön vermek, var oluşa istikamet çizmektir.
Türk milleti tam 104 yıl önce egemenliği alenen eline almış, kaderi üzerinde tek söz ve yetkiye sahip Cumhuriyetin temelleri atılırken, ‘hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir’ kabul ve kararı idare şeklimizi milli iradeye dayandırmıştı.
TBMM, gücünü ve meşruiyetini Türk milletinden alarak ebediyen var olacaktır.
Atatürk diyor ki: "Bütün cihan bilmelidir ki artık bu devletin ve bu milletin başında hiçbir kuvvet yoktur, hiçbir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır. O da millî egemenliktir. Yalnız bir makam vardır. O da milletin kalbi, vicdanı ve mevcudiyetidir."
Asaletiyle, bilgisiyle, görgüsüyle kahramanlığıyla dünyanın hayranlığını ve takdirini kazanan Türkiye Cumhuriyeti’nin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, ilk Meclis’in bütün üyelerine, kurucu kahramanlara ve şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyor, aziz hatıralarını tazimle yad ediyorum...
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.