Adam!
İnsan, erkek, koca, birinin yanında bulunup sözünü dinleyen, bir işi yapmakla görevli, iyi huylu ve güvenilir kimse...
Özü sözü bir, erdem sahibi, onuruyla yaşayan, göründüğü gibi olup, olduğu gibi görünenler için kullanılan bir sözcük olsa da, aldığı sıfatla anlamı tamamen değişmektedir.
Akıllı adam, baba adam, adam sarrafı, dava adamı, devlet adamı, din adamı, fikir adamı, görev adamı, halk adamı, ilim adamı, iş adamı, kanun adamı, tek adam...
Balık adam, gemi adamı, dağ adamı, teknik adam, sanat adamı, uzay adamı, görev adamı, son adam...
Aptal adam, salak adam, hain adam, bulaşık adam, kalitesiz adam, riyakâr adam, yaramaz adam, kötü adam, kiralık adam, istenmeyen adam, sevimsiz adam, her devrin adamı...
Adam, adam gibi adam, adamın dibi, doğru adam...
Adamın kıralı! Kralın adamı!
"Adam adamdır olmasa da bir pulu, eşek eşektir atlastan da olsa çulu!"
"Onu adam sanmıştım. Hala inanamıyorum, nasıl kandım?"
"Bak baba, gördün mü? Bana adam olamazsın demiştin, vali oldum."
"Evladım ben sana vali olamazsın dememiş, adam olamazsın demiştim!"
"Oku oğlum adam ol! Baban gibi eşek olma."
"Oku oğlum adam ol baban gibi! Eşek olma."
"Çözemedim bazılarını, uzaktan mı adamlar, adamlıktan mı uzaklar?"
Dava adamı olmak için, önce adam olmak lazım.
"Ben adam sanmıştım, adam değilmiş!"
"Adam!" Kime göre neye göre adam?
Çobana göre mi?
Kurda göre mi, kuzuya göre mi adam?
"Hayatta hiç bir zaman yalpalamayacaksın, düşüncelerinde bir geri bir ileri adım atmayacaksın, her dönemin adamı değil, her dönem adam olacaksın!" demişti Rauf Denktaş...
Adam, sabah başka, öğlen başka, akşama bambaşka şeyler konuşmaz! Duruşu zamana ve mekâna göre değişmez.
Adam, özü sözü bir, inandığı değerle savunduğu fikirler birbiriyle örtüşendir.
Adam, her ortamda tutarlı davranışını muhafaza eder, ya olduğun gibi görünür ya da göründüğü gibi olur.
Adam, bir yalanın bin doğruyu yok edeceğini bilir. Başkalarının acıları üzerine mutluluk kurmaya kalkışmaz, kimseye zulmetmez.
Adam, başkalarının haklarına saygılı davranır, sözleri ve eylemleriyle daima örnek olur.
"Bir adam diyebildiklerimiz vardır. Bir de adam diye bildiklerimiz."
İlk düzenli orduyu kuran adam, Türkler'in atası, Metehan.
26 Ağustos 1071’de Anadolu'nun kapılarını Türkler'e açan adam, Sultan Alp Arslan.
Bir aşiret çadırında bir dünya devleti kuran adam, Osman Gazi.
"Ya ben İstanbul’u alacağım, ya İstanbul beni" diyen, İstanbul’u fethederek, çağ kapatıp çağ açan adam, Fatih Sultan Mehmet.
Yine bir 26 Ağustos günü Büyük Taarruzu başlatarak istiklalimizi sağlayan, istikbalimizi kazanan adam, Gazi Mustafa Kemal Atatürk.
İbn-i Sina, İbn-i Haldun, Ali Kuşçu, Piri Reis, Barbaros Hayreddin Paşa, Mimar Sinan...
Yunus Emre, Mevlana, Hoca Nasreddin...
Mehmet Akif, Prof. Dr. Halil İnalcık, Fethi Gemuhluoğlu, Erol Güngör, Oktay Sinanoğlu...
Hayatta olanlar: Aziz Sancar, İlber Ortaylı...
Her devirde mutlak ki burada sayılamayacak kadar adam gibi adamlar vardır. Bildiklerimiz, bilemediklerimiz; farkına vardıklarımız, varamadıklarımız...
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.