Adi!..
Yaşadığı çevre ve coğrafya, insanın fiziki yapısı kadar karakterinin de bir numaralı yönlendiricisidir. Alışkanlıklarının, tutumlarının, davranışlarının nüvesini oluşturur.
Sertliği, uysallığı, kindarlığı, hoşgörülülüğü, lumpenliği, uygarlığı... Din bezirganlığı ya da mütedeyyinliği.
Yalancılığı, hakaretamizliği, iftiraya yatkınlığı, avamlığı.
Hepsi bu asal yapının üzerinde şekillenir. Coğrafya insanın kendisidir.
Yarattığı periferi iç dünyasını betimler. Belli bir süre sonra insan, çevresindeki beş kişinin averaj zekasının bir toplamıdır.
Siyaset, politika, yönetim içinde bulunmak batılı parlamentolarda zeka, kabiliyet, üstün bir eğitim, üstad aşamasında felsefe, tarih ve belagat gereklerini yerine getirmeyi destekler.
Siyasetçi karşısındaki muhalefetin de, kendisini oylayacak halkın da asgari müşterekler üzerinde hassas ve ayırt edici özelliklere sahip olduğunu bildiğinden, ülkesinin değişmez ilkeleri ve anlıksal gerçeklerinden dürüstlükle bahsetmek zorundadır.
Yalan ve iftira, hakarete varan yergilerde bulunmak, çaresizliklerin ve kaybedilen bir yarışın sonundaki hırçınlıklar olarak görülür.
Bittidar partisinin bütün hakareti aslında kendi seçmenidir. Dümdük aşağılamaktadır bu kitleyi.
- Aya yol yaptık desek inanırlar diyebilmektedir, ceketimi assam seçerler öz güvenidir bu, ne versem yerler düşüncesidir, dinle uyuşturdukları bir kitledir onların gözünde.
Tepe tepe kullanırlar.
Acımasızca, sıkılmadan, her türlü ilkesizliği metod edinerek, iliklerine kadar sömürürler.
Hamasetle, mahalle ağzıyla, mafioso yöntemleriyle, avantayla, tehditle, aç bırakıp sıraya sokarak, eşeğini kaybettirip sonra buldurarak, asabi birer dövüş horozuna çevirirler insanları.
İşte,
''Adiler'' dedi içlerinden biri kendisinden olmayanlara.
Nedir adi? Bayağılık, düşüklük, aşağılık, sahte, iyice basite indirgenmiş olan.
Tekrarlayalım o zaman,
- Yaşadığı çevre ve coğrafya, insanın fiziki yapısı kadar karakterinin de bir numaralı yönlendiricisidir.
Alışkanlıklarının, tutumlarının, davranışlarının nüvesini oluşturur.
Bu duyduğumuz depresif, patetik ve pejoratif inlemeler, Prof. İlber Ortaylı'nın 'kasaba siyasetçileri' diye tarif ettiği tayfanın jargonudur.
İnsan farkında değildir ama, yaşamın içerisinde hep kendini arar durur.
Her şeyde kendini görür, herkesi kendisi gibi sanır,
Kendisini konuşur!..
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.