Akburak: STK’ların sesi kısılamaz
İYİ Parti İstanbul İl Başkanlığından yapılan açıklamada: "İktidar, BMGK kararları ve FATF tavsiyelerini fırsat bilerek ülkemizdeki sivil toplum üzerinde denetim sağlamayı hedeflemektedir." denildi.
İYİ Parti STK İlişkileri Başkanı Burak Akburak’ın, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen "Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi" hakkında yaptığı yazılı basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi.
26 Aralık 2020 tarihinde TBMM Genel Kurulu’nda 254 kabul, 113 ret oyu ile kabul edilerek yasalaşan 247 sıra sayılı “Kitle İmha Silahlarının Yayılmasının Finansmanının Önlenmesine İlişkin Kanun Teklifi”, kitle imha silahlarının finansmanıyla ilişkili kişi ve kurumların mal varlıklarının denetimine ilişkin birtakım düzenlemeleri hayata geçirmiştir.
Kanun teklifinin gerekçesinde, “Ülkemizin FATF tarafından IV. Tur Karşılıklı Değerlendirme süreci, 2019 yılı Ekim ayında gerçekleşen Genel Kurul’da kabul edilen rapor ile tamamlanmıştır. Anılan rapor kapsamında diğer hususlar ile birlikte, kitle imha silahlarının yayılmasının finansmanı ile mücadele konusunda Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararları ve ilgili FATF tavsiyeleri ile tam uyumun sağlanması, terörizmin finansmanı ve aklama suçları ile mücadelede yasal ve kurumsal kapasitenin güçlendirilmesinin önemi vurgulanmıştır” ifadeleri kullanılmıştır.
Mali Eylem Görev Gücü (FATF), kara para aklamanın uluslararası alanda önlenmesi amacıyla 1989 yılında G-7 ülkeleri tarafından OECD bünyesinde kurulmuştur. Ülkemizin ihtiyaç duyulan bu düzenlemeleri gerçekleştirmesi, FATF, BMGK ve OECD nezdinde ve kitle imha silahlarının yayılmasıyla mücadele açısından elbette önemlidir.
Ancak TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen kanun teklifi kapsamında, 5253 Sayılı Dernekler Yasası’nda yapılan değişikliklerle, kitle imha silahlarının yayılmasıyla mücadele kapsamında sivil toplum kuruluşlarına (STK) kayyum atanması, STK’ların mallarına el konulması, faaliyetlerinin durdurulması gibi hukuka ve Anayasa’ya açıkça aykırı değişiklikler hayata geçirilmiştir.
Kitle imha silahlarının yayılmasıyla ve terörle mücadeleye katkı sağlayacağı düşünülen bu düzenlemeler, iktidarın terörle bir şekilde ilişkilendirebileceği tüm kişi ve kurumların bu kapsama alınmasını mümkün kılmaktadır.
Herhangi bir mahkeme kararı olmadan, sadece “makul sebeplerin varlığı” gerekçesiyle, kişi ve kurumların mal varlıklarına el konulabilmesi, masumiyet karinesine, mülkiyet hakkına, hukukun üstünlüğü ilkesine aykırılık teşkil etmektedir. Mülkiyet hakkını ve örgütlenme özgürlüğünü keyfi ve sübjektif kıstaslarla sınırlandırılmayı mümkün kılan bu düzenleme, Anayasamıza da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne de aykırıdır.
Kabul edilen kanun teklifi ayrıca İçişleri Bakanı’na sivil toplum kuruluşlarının faaliyetlerini kısıtlayabilecek geniş yetkiler vermektedir. Düzenlemeyle birlikte Bakanlık, izin alınmadan yardım toplayan STK’lar hakkında işlem yapabilecektir. Ayrıca terör suçları, uyuşturucu suçları ve mal varlığı aklama suçlarında haklarında soruşturma başlatılan kişiler ve görev yaptığı kurullar görevden alınabilecektir. STK yöneticilerini mahkumiyet kararı olmaksızın görevden alma, STK’lara kayyum atama ve STK’ları faaliyetten geçici olarak alıkoyma mümkün hale gelmektedir.
Düzenleme bu çerçeveden değerlendirildiğinde, iktidarın BMGK kararları ve FATF tavsiyelerini fırsat bilerek Ülkemizdeki sivil toplum üzerinde denetim sağlamayı hedeflediği görülmektedir. Medyayı ve üniversiteleri kontrolü altına aldığı gibi iktidar, sivil toplum kuruluşları üzerinde de baskı ve denetim kurarak demokrasinin en temel unsurlarından olan sivil toplumun sesini kısmayı, otoriter iktidarını daha da perçinlemeyi hedeflemiştir.
İYİ Parti, çoğulcu demokrasimizin en temel unsurlarından olan sivil toplum kuruluşlarının bu yasa eliyle denetim ve vesayet altına alınmasına, tehdit edilmesine, STK’ların seslerinin kısılmasına ve örgütlenme özgürlüğünün kısıtlanmasına karşıdır. Bu doğrultuda İYİ Parti olarak, demokrasi geleneğimiz açısından kabul edilemez bir gerilemeye neden olacak olan bu düzenlemenin gözden geçirilerek, sivil toplum kuruluşlarıyla istişare edilerek ve dünyadaki iyi uygulama örnekleri incelenerek yeniden TBMM gündemine getirilmesi çağrısında bulunuyoruz."
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.