1. HABERLER

  2. POLİTİKA

  3. Akşener ve Babacan’dan ‘yeni anayasa’ çıkışı

Akşener ve Babacan’dan ‘yeni anayasa’ çıkışı

DEVA Partisi lideri Ali Babacan ile İYİ Parti lideri Meral Akşener ortak basın toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'yeni anayasa' çağrısını eleştirdi. Akşener, “Erdoğan bunu söyledi ama arkada da bir hazırlık yok" derken Babacan; "Zaten uymadığınız bir

A+A-

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’i İYİ Parti Genel Merkez’inde ziyaret etti. İki lider görüşmenin ardından ortak basın açıklaması yaptı.

Basın açıklamasında Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Türkiye’nin yeni bir anayasayı tartışmasının vakti gelmiştir” sözlerinin ardından gündeme gelen ‘yeni anayasa' tartışmasına ilişkin konuşan liderler şunları söyledi:

AKŞENER: ARKADA BİR HAZIRLIK YOK
"Yeni anayasayla ilgili Sayın Erdoğan konuştuktan sonra konuşanları takip ettiğimde her biri başka bir şey söyledi. Meclis başkanı başka bir şey söyledi. Sayın Abdülhamit Gül başka bir şey söyledi. Sayın Bahçeli'nin açıklaması çok başka bir şey söyledi. En minik ortak yani Vatan Partisi Genel Başkanı'nın söylediği çok başka bir şey. Kim neyi söylüyor biz bilmiyoruz ama benim bu yani anayasa ile ilgili dikkat çekmek istediğim başka bir nokta var.

Partili cumhurbaşkanlığı sistemi 2017'de kabul oldu fakat hukuki zemini  vatandaşın seçtiği cumhurbaşkanının, hatta Meclis'in seçtiği cumhurbaşkanının yetkileri çerçevesi içinde. Yemini bile aynı. Dolayısıyla bugün cumhurbaşkanının yaptığı işler o günkü kanunlar üzerinden tanımlandığı zaman bir çoğu hukuk dışı. Yani onun o anayasa değişikliğinin hukuki çerçevesi midir bu söylenen? Onu bilmiyoruz. Ama yeni anayasa dediğiniz zaman sıfırdan bir anayasa yapmak gibi bir iddia ise o zaman ikinci cumhuriyetin kuruluşu anlamı taşır ki bunun cevabını almamız gerekiyor. Dolayısıyla anayasayla ilgili neye dair olduğuna yönelik bir durum yok.

Anladığımız kadarıyla Sayın Erdoğan bunu söyleyip arkada da bir hazırlık yok. Bu da benim şahsi fikrim yine bir yün yumağı attılar insanları bu işe bulaştırıp gariban çiftçinin, aç kalmış bebeğine mama alamayan kadının derdinin konuşulmadığı bir süreç olarak okuyorum.”

BABACAN: ZATEN UYMUYORSUNUZ
"Yeni anayasadan bahseden kişilerin mevcut anayasanın hükümlerine uyan kişiler olması lazım. Oysa ki şu anki hükümet mevcut anayasaya uymuyor. Anayasa Mahkemesi'nin kararlarını bağlayıcı olarak kabul etmiyor. Gerekçeli karar açıklamasına bakmışsınızdır. Bu ülkenin Anayasa Mahkemesi, ‘Anayasa Mahkemesi'nin kararlarına uyulmalıdır' diyor gerekçeli kararda bu ne demek? ‘Şu anda Anayasa Mahkemesi'nin kararlarına uyulmuyor, Anayasa çiğneniyor' demek.

Aksi halde niye bunu hatırlatmak zorunda kalsın ki? Anayasa Mahkemesi'nin kararları yasama, yürütme ve yargı organlarını idari makamları gerçek ve tüzel kişileri bağlar diyor anayasa. Geçenlerde yaşadık Anayasa Mahkemesi karar aldı alt mahkeme ‘ben uymuyorum' dedi. Cumhurbaşkanı da çıkıp ‘uyulmayabilir' dedi. Alt mahkeme buna uymama cesaretini nereden alıyor? Hepimiz öğrenmiş olduk.”

“ONLARIN ANAYASADAN NE ANLADIĞININ BİR ÖNEMİ YOK, UYMUYORLAR ZATEN”
Yeni anayasadan bahsedenlerin öncelikle hukuka saygılı olduklarını, anayasaya bağlı olduklarını önce bir ortaya koymaları lazım. Aksi halde zaten uymadığınız bir metni değiştirmenin ne alemi var? Zaten uymuyorsunuz ki, zaten gerektiğinde anayasanın dışına çıkıyorsunuz. O zaman değiştirmekle neden uğraşıyorsunuz. Bugün memlekette yoksulluk, hayat pahalılığı var. Hükümetin yapması gereken bunlara çözüm üretmek bıraksınlar yeni anayasayı şunu bunu. Onların anayasadan ne anladığının bir önemi yok, uymuyorlar zaten. Uymadıkları bir metni değiştirdikleri bir metni değiştirseler ne, değiştirmeseler ne…

Öncelikle mevcut anayasaya uyduklarını bir göstersinler, bağlı kaldıklarını göstersinler ondan sonra yeni metin üzerinde çalışsınlar. Tabiki açık fikirlilikle biz yine dinleriz, detayları öğrenmeye çalışırız ama önce iktidar ortakları kendi aralarında ne istediklerine karar versinler biraz çalışsınlar da ondan sonra toplumun önüne çıksınlar. Memleketin sorunlarını görmemeleri için vatandaşlarımızın bir zemin hazırlamak asıl sorun bu. Bu oyunlar tutmaz eğer ciddilerse çalışsınlar ortaya somut bir şey koysunlar biz de hep beraber inceleyelim. Gündem değiştirme oyunlarına asla düşmememiz lazım.

AKŞENER: MİLLETVEKİLİ SEÇTİRİLMEMİŞ BİR ŞAHIS ATANDI
Akşener, Boğaziçi gündemiyle ilgili şunları söyledi:

"Bir rektör Boğaziçi Üniversitesi'ne atandı. Bu arkadaş AK Parti'nin aday adayı. 20 yıldır iktidar olan bir siyasi parti bu arkadaşı doğru bulup beğenip milletvekili yapmamış. Vasıflı bulmamış milletvekili lisetesine koyup seçtirmemiş. Ama 158 yıl evvel temeli atılmış bir üniversitenin rektörlüğüne atandı.

Boğaziçi Üniversitesi'nin hocaları içinde AK Parti'ye oy veren hoca hiç mi yok? Elbette var. İlginç olan o hocalardan biri yine AK Parti'li olsun yine itirazımız yok ama o AK Parti'li hocalardan biri değil. Dışarıdan aday adayı olup, aday yaptırılmamış da milletvekili seçtirilmemiş bir şahıs atandı.

Haklı olarak sınavlarda yüzde bir üzerinden Boğaziçi Üniversitesi'ni kazanmış bu çocuklar orada okuyor. Hocasıyla öğrencisiyle, ‘biz bu arkadaşı istemiyoruz, kayyum' dendi. Zaten atanma biçimi baştan aşağı yanlış."

“BU TERÖRİST KLÜBE HOŞ GELDİNİZ”
Akşener sözlerinin devamında, şunları söyledi:

"Fikirlerini söylediler ve dün itibariyle Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi gençler terörist oldu. Kim tarafından terörist ilan edildi? Bu ülkenin Cumhurbaşkanı tarafından. Bunu çok yanlış çok sakıncalı buluyorum. Fakat o gençlere de bir sözüm var. 31 Mart'a giderken çiftçilere Sayın Cumhurbaşkanı ‘terörist' dedi. Esnafa, kendi partisine oy vermeyen Kürtlere ‘terörist' dedi. Biz siyasilere zaten terörist dedi ve dün itibariyle gencecik Türkiye'nin en iyi okullarından birini kazanmış o gençleri dinlemek yerine, onların sesini duyup ne dediklerini anlamak yerine onlara ‘terörist' dedi.

Ben bu genç arkadaşlarıma ‘bu terörist klübe hoş geldiniz' diyorum. Aramıza hoş geldiler. Fakat bu arada Sayın ve Erdoğan'a da bir uyarıda bulunmak istiyorum. Provokasyon elbette toplumsal olaylarda olur. Bu devletin görevi güvenlik güçlerinin görevi o provokatörleri ayıklamaktır, ensesinden tutmaktır. Eğer bir şeyler söylemeye çalışan o gençleri hem o provokatörlerden korumazsanız onları onlarla başbaşa bırakırsanız siz suçlusunuz.

İkincisi o gençlerin karşısına yeni tayin olmuş gencecik polisleri koyarsanız gene yanlış yaparsınız. Genci gence kırdırmanın bir yolunu bulmuş olursunuz ki bunu Türkiye'de çok sakıncalı buluyorum.

GENÇLERE UYARI: ARANIZA GİRECEK GÖREV ADAMLARINA KARŞI LÜTFEN DİKKATLİ OLUN
Gençlere ‘haklıyken haksız duruma düşmeyin’ uyarısında bulunan Akşener, “Siz terörist olarak baktığınız zaman o gençleri dinlemediğiniz zaman kategorik olarak ‘terörist' dediğiniz zaman o gençlerin Türkiye'ye dair umudunu yurt dışında okumak isteyen geçlerin olduğu yere itmiş olursunuz. Devlet yönetmek ciddiyet ister cıvıklıktan kaçınmak gerekiyor. Provokatör varsa yakalayın kardeşim ne işiniz var sizin dedikodu yapmak dışında. Gençlere de uyarıda bulunmak istiyorum haklıyken haksız yere düşmeyin aranıza girecek görev adamlarına karşı lütfen dikkatli olun. Büyükleriniz sizleri korumadığına göre bu görevi yerine getirmediğine göre siz kendi haklı meselenizi haksız duruma düşürmeyecek tedbirler alacaksınız. Fakat üzülmeyin, umutsuz olmayın ülkenize güvenin elbette bu arkadaşlar gidiyor, gittikleri için zaten bu problem çıkıyor” diyerek sözlerini tamamladı.

BABACAN: HÜKÜMETİN HAFTANIN DÜŞMANI PANOSU VAR 
Babacan ise şunları söyledi:

"Hükümetin haftanın düşmanları panosu var. Çözüm üremedikleri için her hafta yeni bir düşman üretmek zorundalar. Karşıtlık üzerinden iç siyasette görüntüyü kurtarmaya çalışıyorlar. Geçen haftanın düşmanı da Boğaziçi öğrencileri oldu. Bizim dinimizin kutsalları vardır, bu kutsallar kırmızı çizgidir. Ancak küçük münferit bir konuyu ele alıp o da kim nasıl ne yapmış orası da meçhul… onu ele alıp onun üzerinden büyük bir iletişim kampanyası başlatmak bir propaganda kampanyası başlatmak ve bu hafta düşman panosuna Boğazçi Üniversitesi öğrencilerini yazmak, onları şeytanlaştırmak bu ülkenin gençlerine yazık.

Protesto, yürüyüş anayasal bir hak ama öte yandan da herkesin bilmesi lazım ki bu ülkenin sorunlarının çözümü siyasetten geçiyor. Şiddetin her türlüsüne karşıyız ama polis, devlet şiddetine de karşıyız."

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.