Ali İsmail Korkmaz Anısına
Ali İsmail Korkmaz; dövülerek öldürülen bir delikanlıydı. Bu delikanlının ölüsünden bile korkan, mezun olmasına fırsat vermeyen zihniyet; okulunda anısına pankart açan iki öğrenci; şükürler olsun akibetleri aynı olmasa da; "Güvenlik linci"ne tabi tutularak tartaklandılar.
Vallahi ne diyelim; yere düşecek yaprağı bile havada tutumaya çalışıyorlar ki; yere düşer, gürültü çıkar, ilham kaynağı olur, halk ayaklanır diye. Korkunun ecele faydası yok, sekiz milyon oy farkı ile sandığa gömüleceksiniz. Kısaca gidicisiniz; evhamla hareket edip panik halinde milletin canını yakmayın. Ali İsmail Korkmaz solcu ya da sosyalist, ben ise Türk milliyetçisiyim ve birilerine göre ne garip, çelişki içindeyim öyle mi (!) Oysa asla, hiç gariplik yok, tek farkım; inanç ve düşüncelerimden, her türlü aidiyetlerimden azade önce "İnsan" sonra birey olmayı başarmayı ilke edinmiş olmamdır. Demokrat Türk milliyetçileri olarak bizler böyle zihinsel empatilerimizle fikir ve siyasal düşüncelerimizde güncelleme yaparken, Devlet Bahçeli kontrolündeki "Devletin milliyetçiliği"ni yapanlar da Recep Tayyip Erdoğan ve AKP'ye yöneldiler. Bireysel farklılığımız veya hep beraber ortak sinerji ile yarattığımız farkındalıklarımızın temeli buna dayanıyor.
Bir fotoğrafın düşündürdükleri
Bu ülke nobran baba tasallutundan kurtularak evinin tüm dertlerini iliklerine kadar hisseden bir annenin şefkatine ve merhametine ihtiyacı olduğu bir süreçten geçiyoruz. Yıllar önce; "nobran erkek" egemen Türk siyasetine dili, edebi, adabı ve estetiği ile bir kadın elinin değmesi gerektiğini yazılarımda ifade ettiğim günlerde Meral Hanım bile henüz Devlet Bahçeli'ye "Bilge abim" diyerek nezaket gösterip, saygıda kusur etmiyordu, hala da öyledir. Resimdeki; içten, mütevazi, halkın içinde, kadın estetiği ve zarafetini üzerinde toplamış cumhuriyet kadını; derdi olana "Başınızı omzuma yaslayabilirsiniz, derdinize derman olmaya hazırım" anaç duruşlu görüntüsüne; hep beraber şahit olduğumuz siyasi mücadelesine gerekçe yaptığı ülkülerine dair inanmışlık ve adanmışlığını da ekleyince; yarının Türkiye'sine ilişkin bizleri rahatlatıp ferahlatan umutlar bir güneş gibi doğup içimizi ısıtmaya devam ediyor. Meral Akşener "Ben parti kuracağım yanımda olmanızı istiyorum" demedi; biz kendisine "Parti kuralım, siz de genel başkanımız olun" dedik. Dolaysıyla bugün de aynı insanlar, aynı duygu ve düşünce bütünlüğü içinde yine Meral Hanım'a Sayın Genel Başkanımıza "Millet İttifakı'nın adayı Mansur Yavaş olmalıdır" diyoruz. Kılıçdaroğlu'na saygımız vardır, her AKP'li yöneticinin yerine Kılıçdaroğlu'nun gölgesini koysak o bile güven için yeterlidir amma velakin ülkemizin sosyolojik gerçeklerini aşarak Erdoğan karşısında Kılıçdaroğlu'nu cumhurbaşkanlığı makamına taşımamız çok zor ve riskli. Keşke millet ittifakının oyu açık ara yüzde 60-65 olsaydı da hiç tereddütsüz kaybetme riski olmadan Kılıçdaroğlu Millet İttifakı'nın adayı olabilseydi. CHP'li dostlarımız darılıp gücenmesinler; gün ideolojik duygu ve düşüncelerimizi tatmin etme günü değil; gün, önümüzdeki seçim fırsatını değerlendirerek, cumhuriyet vesayeti yerine ikame edilmek istenen siyasal İslamcı tek adam vesayetine mani olma günüdür. "Anamuhalefet partisiyiz niçin bizim genel başkanımız aday olmasın ki?" diyen CHP'lileri çok iyi anlıyorum ama Millet İttifakı'nın adayının ancak ve ancak hangi koşullarda nasıl kazanabileceğini de kestirebiliyoruz .Allah'ın izniyle başaracağız
Alevilik hiç bir zaman bir Türk için dezavantaj değildir
Bir Sünni Türk olarak diyorumki; iyiki ırkımızda alevilik inancı var; Türklük yok olsa sadece bir Alevi Türk kalsa, Türklüğün bekası için yeterli; zira ondan klonlama ile Türklük yeniden inşa edilebilir.(!) Dolaysıyla, her Türk milliyetçisi Aleviliğin Türk milleti için sadece inançsal değil, aynı zamanda sosyolojik manada ne anlam taşıdığını çok iyi bilmesi ve değer vermesi gereklidir. O nedenle; Aleviliğin kurumsallığı sadece sivil inisiyatiflere terk edilerek, herkesin farklı tanımladığı bir alevilik anlayışı değil, malesef sadece Sunni inanca hizmet için organize edilmiş Diyanet'in, Aleviliğin de kurumsallığının temsil edildiği bir yapıya kavuşturulması gereklidir. Cuma namazlarından sora Diyanet'in topladığı, bizlerin de katkıda bulunduğumuz yardımların yine Diyanet'e bağlanacak olan Cem evlerinin de ihtiyaçları için tahsis edilmesini istiyorum. Efendim "Türk olmayıp Alevi olan da var" diyenlere, geçiniz onları; Alevi Türk'ten olur, gayrısının meşrebini araştırın başka çıkar.
Ne demiş muhterem; "Biz milletin dili ile konuştuk"
Elhak doğru; Önce milleti kendi ayarına çekip, biatı daim kılmak için cehaleti teşvikin sonrası istediğin sonuca ulaşman, zaten BOP dahilinde planlanmış bir programın sonucuydu. Yüreğin yetiyorsa; mesela, kullanılan oya nicelik yanında bir de nitelik şartı koyalım; her oy kullanana üç soru soralım cevabı doğru olanlar oy kullanabilsin; örneğin "Türkiye'nin cumhurbaşkanı kim, başkenti neresi, etrafında deniz var mı yok mu?" gibi benzer çok basit üç soru; görelim bakalım sandığa kim gömülüyor? Var mısın? "Allah ile aldatılanlar" cahillerden nitelikli yöneticiler seçmesi beklenemez. Unutma kullanılan oyun niceliği seni seçtirir ama aķlına akıl, zekana zeka ekleyerek olduğundan daha nitelikli hale getirmez. Toprağa emdiği yağmur bereket getirir, yağdığı an akıp giden değil. Bir gün senin dilinden anlayanlar niceliğe güç verip niteliği önemsemediklerinde devletin nasıl elden çıktığını fark edecekler ama o zaman da iş işten geçmiş olacaktır. Geçen 20 yılın kanıksanan psikolojik hal ve şartlarında mağaranın dışında da farklı bir dünyanın olduğunu elbette dışarıya çıkmadan fark etmek mümkün olmadığı gibi içeride olanlara da anlatabilmek mümkün değil. En ufak bir ışık sızıntısına gözlerin döndüğü an bir devin pençesini ensesinde hissedenlerin, önünden ekmeği ve aşı alınanların; ne mümkündür; senin dilinden farklı bir dille nedenini sorup cevaplarını alabilsin.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.