1. YAZARLAR

  2. Mine GÖKSU

  3. Anne olabilmenin ödülü
Mine GÖKSU

Mine GÖKSU

Platform
Yazarın Tüm Yazıları >

Anne olabilmenin ödülü

A+A-

Dünyanın var oluşu ile birlikte Yaradan, canlılara  üreme ve üretme görevi yüklemiş, dişi ile erkek farklı özelliklere sahip olarak yaradılmışlar. Dişi dünyaya getirdiği varlığı, sağlıkla büyütecek, yavrunun sahip olduğu kodlar gelişene kadar onu kanatlarının altından ayırmayacaktır. Akıl yürütme yetisinin olmadığı var sayılan hayvanlar dünyasında, dişi canı bahasına yavrusunu korumaya kodlanmıştır. Gerçekte de ister hayvanlar aleminde, ister insanlar aleminde dişiye verilen bu görevde ibre, daima annenin "besleme-şefkat -  özveri" üçlüsünde durmaktadır. Nadiren erkek cinsinde de varolabilen annelik vasıfları kısa bir dönemi kapsar, zira erkek varlık, neslini, yavrularını doğurarak, büyüterek değil, daha çok dişiyi dölleyerek sürdürme vazifesi almıştır. 

İnsanoğlu'nun  hayvandan  farkı ,kuşkusuz sadece neslini devam ettirmek değil, dünyaya getirdiği varlıkları aklı ve yetileriyle, anne - baba olarak, sağlıklı, doğru ve iyi bir şekilde yetiştirip, kendi ayaklarının üzerinde, yıkılmadan durana kadar gözleyip gözetmektir ki bu da insanoğlunun en büyük zaaflarından birini teşkil eder. Özellikle analardaki bu zaafiyet,çocuklarının büyüdüğünü hiç görmeme körlüğüne yol açtığı takdirde bence çocuğa yapılacak en büyük kötülüktür .

Anne varlığının  vazgeçilmez düşkünlüğü ,çocuğun karşı cinse duyacağı ilgi saatine kadar devam eder ,  sonrası yuvadan uçma zamanıdır. Lakin ana çocuğunun hep peşindedir, bazen görünerek, bazen ruh gibi .. bazen varlığı ile bazen yüreği ile..nedir bu duygunun temeli? En karmaşık olayları, milyonlarca sene önceki gizleri çözen insan, bunu çözememiştir. M.Ö  veya M.S hep analar için şölenler yapılmış "Toprak Ana'ya " hediyeler sunulmuş "Ana" nın varlığı daima baş tacı edilmiştir. Ta ki din bezirganlarının kadını aşığılayan - kimi zaman şeytani varlık olarak niteleyen, sapkın düşüncelerin var oluşuna kadar. Her toplumda  oluşan karanlık devirler sonrası aydınlığa çıkılmasa, bugünkü varlığımızın söz konusu olmayacağı bir gerçektir.

"Sevginin kıymetinin ancak kaybedildiği zamanda anlaşılması" da yine insanoğluna has bir özelliktir ki; ona "Ya öl de bileyim kıymetini ya git de" dedirtmiştir. Nedendir kaybedilenin kıymetlenmesi? Ve nedendir sonradan çekilen acının gerekçesi? İnsanlar birbirlerinden hiç  ders almadan aynı hatayı yaparlar, hatta hatalarını anlasalar bile, yinelemekten alıkomazlar kendilerini..Özellikle annelerinin varlığını, onları kaybedince anlarlar  yoksa annelerde midir kabahat, hiç yok olmayacaklarmış gibi var oldukları için?

"Annelik "duygu ve sorumluluk yumağıdır ki illaki doğurmak gerektirmez, O duygunun kadında olması ve (bazen şaşırıp, erkekte bile bulunması) Allah'ın verdiği en büyük ödül ve aynı zamanda içimizi kemiren, ömür boyu bitmeyen, bizden önde gelen aşktır. Lakin suyun daima aşağıya akması gibi o duygular evlada geçmez..geçerse evladın anneye bağımlılığı, onu üretkenlikten, kendi hayatını kurmasından ve hatta annelik duygusunu tatmaktan bile alıkoyar.Aynen "Anneler gününün yaratıcısı olan "Anna Jarvis" gibi bir gün anne gider ve evlat yapayalnız kalır.Anneler gününün yaratıcısı bu evlat, annesini kaybettiğinde 41 yaşındaydı  ve annesine bağımlı olmasının  karşılığını hayatta tek başına kalarak ve yapayalnız ölerek ödedi.Ama dünyada "anneye öyle bir gün hediye etti ki " o ölse bile yarattığı bu anlamlı ve değerli anma "kim bilir kaç yüzyıl daha yaşayacaktır.

Annelere ve doğurmasa da annelik görevini  ömür boyu sürdürenlere gelince; bizlerin ödülü ne bir maddi bir hediye ne de kocaman kocaman kutlamalar. Bizlerin ödülü; bir ömrü adadığımız evlatlarımızın vatana, ailesine iyi birer insan olarak yetiştiğini görmek, onlarla iftihar edeceğimiz günleri yaşamak ve unutulmamak. Aranmak ve vefat ettiysek anılmak. Bir ömrün ödülünü, Allah hepimize nasip etsin. Ve Allah hiç kimseye evlat acısı göstermesin. Tüm annelerin ve kendini anne hissedenlerin "anneler gününü kutluyorum".

Esen Kalın...

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.