Neşe DİLEKÇİOĞLU

Neşe DİLEKÇİOĞLU

TRT THM Sanatçısı
Yazarın Tüm Yazıları >

"Askıya aldık"

A+A-

"Askıya aldık"

Bu sözü bu ara çok sık duyuyorum.

Askıya almak?!

Mesela bir soru: "Neleri askıya alabiliriz?"

Haydi ilk aklıma gelen şeyi söyleyeyim:

Kırılan kolu askıya alabiliriz mesela, örneğin, farz-ı misal.

Bunun dışında; Dilimizden konuşmayan, farklı tınısı olan, eleştiren  insanların işine ked koyarak, makamı kullanarak askıya alabilir miyiz?

Bu da bir nevi sindirmek, ya da tehdit dili olur mu?

Ekmeğini, nasibini kesmek mesela.

Ekmek kesilince yaptıkları şey ne olur bunların? Elbette ekmeği de askıya almak.

Ekmek askıda olunca, insan hayatı da askıdadır.

Alım gücü olmayan insan zaten hep askıdadır, öyle değil mi?

Anladıkları tek şey askı.

Asmaktan türetilmiş bir söz.

İnsan ilişkileri dahil herşeyi askıya almaya alışmış bir irade, başka neleri askıya alır peki?

Demokrasiyi askıya alabili miyiz?

Hak arayan kişinin hakkını askıya alabilir miyiz?

Adaleti, hukuku askıya alabilir miyiz?

İnsan haklarını, düşünce gücünü, insan aklını askıya alabilir miyiz?

Özgür fikirleri ya...

Askıya alabilir miyiz?

En küçük makamda bile sanatçının selzenişini hazmedemeyen insan, o makamı bu şekilde doldurabilir mi?

Dolduramaz elbette.

Çünkü bir sanatçıyla nasıl konuşulacağını bilmiyor, öğrenememiş bunca yıl.

Sanatçı özgürce düşüncesini ifade ettiğinde onunla ilgili projeler askıya alınır, öyle öğrenmiş çünkü, aynısını makama gelince uyguluyor. 

Proje olup da keseyi yalakalık yaparak dolduran sanatçıların kasalarını yükledikleri gibi sakın düşünmeyin.

Bir belediyenin mahalle konserlerinin tanıtım afişinin altına bir sanatçı o an ki duygularıyla ''biz akla gelmeyiz" sözüne dahi tahammül gösteremeyen, telefonla arayarak "böyle yazmışsın, seninle projemizi askıya aldık" diyen (cüzzi ücretli radyo programı) zihniyeti bir düşünün, insana nasıl bir hizmet götürebilir ki?

Sanatçıyı verecekleri üç kuruşluk ücretle sindirmeye çalışan, makamını,o koltuğu dolduramayan insanın, insana ne faydası olur ki?

Bilmezler mi sanatçıya maddi tehdit asla sökmez.

Sanatçı taviz vermez, çünkü sanatçı; Atatürk'ün "Alnında ışığı ilk hissedendir" sözünü kendine şiar edinmiştir.

O ışığı "seni askıya aldık" sözüyle söndüremezsiniz.

O kadar kolay değil.

Bugünlerin yarınları da var...

O makamları şimdi işgal edebilirsiniz.

Ama hiç bir şeyin insana baki ve kalıcı olmadığını, bu yaptırım diliyle konuşan makam sahipleri de öğrenecek.

O zamana kadar siz de, projeleriniz de askıda kalsın...

Sanatçı özgür ortamı sever.

Ve muhaliftir.

Sanatçıları işte bu nedenle sevmezler.

Makamlarını Demokles'in kılıcı gibi kullanırlar.

Kendilerini böyle ispat etmeye, sanatçının üzerinde baskı kurmaya çalışırlar.

Üzülme arkadaşım, şu türküyü güçlü sesinle bir daha söyle; İnsan kısım kısım, yer damar damar...

İnsanı çözmek, anlamak kolay değil.

Gider en yakınındakini vurur.

Senin kolunda altın bir bileziğin var.

Onlar gelir ve giderler.

Adları bile kalmaz.

Sabırla bekle o zamanı.

Az kaldı...

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.