ATATÜRK DÜŞMANI YİNE SAÇMALAMIŞ.

Dilimizde “Kişinin kerameti kendinden menkul” biçiminde bir söylem var. Şöyle anlatayım. Keramet sahibi olduğuna geniş kitlelerce inanılan bu kişi hakkında derinlemesine araştırma yapılsa, oncağızın keramet sahibi olduğunu sadece kendisi söyler.

Daha önce de yazdım. Bilgisayar ortamında kimi konularda söyleştiğimiz bir grupta katılımcılardan biri kendi adının başında “Türkolog “ unvanını kullanıyordu. Sordum. Kırıkkale Ünüversitesine iki ay kadar önce yazılmış.Türkoloji okuyormuş.

Kendisine tarihçi dedirten pek çok kişi var. Bunlardan kimisi “cezai ehliyeti bulunmadığına dair rapor” almış, saçmalamanın şahanesini adeta kusuyor. Mustafa Kemal Atatürk’e düşmnlığını o kdar ileri götürmüş ki, “Keşke Yunan Anadolu’dan çıkarılmasaydı” diyebilme soysuzluğunu gösterebiliyor.

Kimileri de var ki, kendilerini kabul ettirmişliğin ardına sığınmış “Hadi lan oradan” diyen de çıkmayınca kendilerine uygun ortamı kolayca oluşturup gemilerini yürütebiliyorlar. Bu konuda okurlarmızın da kusuru var. Sözgelimi ben tarihe ilişkin bir iki yazı yazdım diye hemen bana “Tarihçi msin?” ye sordular. ”Evet” demedim elbet. Evet demiş olsaydım adım tarihçiye çıkacaktı.

Bu kadar eveleyip geveledikten sonra sadede geleyim mi?

Türkiye’de tarihçi diye geçinen ve hatta tarihe ilişkin bir de dergi yayınlayan adı bilinen kişi “Tarihinin tartışılmasından bu kadar korkan bir ikinci ülke var mıdır dünya üzerinde acaba?”  demiş. Her zaman yaptığı gibi yuvarlak konuşmuş, yusyuvarlak.

Konu nedir? Tarihin tartışılması mı? Dangalak adam... Gel her nerede istiyorsan tarihi tartış... Ama tarihin tartışılması diye Geçmişte yaşadığımız olayları, kazanımlarımızı, kayıplarımızı, dünya ülkeleri arasında tuttuğumuz yeri... gibi değerlendirmeler yapacaksan buyur... Ancak sen ve senin gibiler sizi dinlemeye hazır iki kişi bulsanız hemen Kemal Atatürk hakkında konuşmaya başlıyorsunuz. Ettiğiniz her laf iftira, verdiğiniz her örnek yalan.

Yeryüzünde hiç bir ulus tarihe mal olmuş şerefli değerlerini aşağılayıcı tavır takınmaz. Hiç bir ulus kendisini yok olmaktan kurtaran kahramanlarını yok saymaz. Onun kurduğu cumhuriyeti yıkmaya çalışmaz. O devletin tıkır tıkır  işleyen kurumlarını kapatmaz.

 Olaya tersinden bakılınca şöyle de denilebilir. Bir mlletin içinde ne kadar zincirlik adam bulunursa o devletin hastanelerinde de o kadar yatak bulundurulması normaldir. Tarihi adam gibi oturup tartışmak yerine sözü Mustafa Kemal Atatürk’ün sünnetsiz olduğuna getirirseniz  biri de çıkar “Bunu sana anan  mı söyledi?” diye sormaya kalkışabilir. Bundan ayrı gayrılık çıkar. Kavga çıkar.

Uzun lafın kısası Türkiye’de tarihin  tartışılması asla yasaklanmadı. 

Yasak olan şuydu: Türk Milletinin kurtarılışı ve Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu yolunda kelle koltukta savaşan kahrmanları halkımızın gözünden düşürmek amacıyla bir  takım  kuş beyinlilerin ürettiği yalanları yaymalarına meydan verilmedi. Bunun adı yasak değil.

Bu kuş beyinlilerden biri de sensin “Şimdiki Çocuklar HaArika” dediğim şey.

...