Bahar yorgunluğuyla başa çıkmanın yolları
Şu sıralar bahar yorgunluğu hemen herkesi esir aldı.
Şu sıralar bahar yorgunluğu hemen herkesi esir aldı. Eğer kişide bir de vitamin eksikliği ve beslenme bozukluğu varsa yorgunluk ve uyku hissi daha da artar.
Mevsim geçiş dönemlerinde sürekli değişen hava şartları, insan sağlığı ve günlük hayat temposunu etkiler. Bahar aylarında havadaki pozitif ve negatif yüklü iyonların artması da insan biyoritminde olumlu ya da olumsuz etkilere yol açar.
Pozitif iyonlar insanı daha zinde hissettirirken; negatif iyonların artması insanın kendini daha halsiz hissetmesinde ve yorgunluk belirtilerinin ortaya çıkmasında etkili olur.
Bu dönemde vücudun daha aktif olmasını sağlayacak hormonlar salgılanmasına karşın; kişide vitamin eksikliği ve beslenme bozukluğu varsa, vücut buna uyum gösteremez ve yorgunluk hissi gittikçe daha da artar.
Bu şikayetleri önemseyin
İlkbaharda canlanan doğayla birlikte ısınan hava ve diğer bazı durumların bir kısım insanlara neşe verip heyecanlandırırken, daha aktif ve enerjik olmalarını sağladığı, bazı insanlarda da “bahar yorgunluğu” denilen duruma sebep olduğu bilinmektedir.
Havaların ısınmasıyla birlikte birçok kişide halsizlik, isteksizlik, eklem ağrıları, uyku isteği, yorgunluk gibi şikayetler görülmektedir. Ayrıca bu aylarda neşeli ve enerjik olunmasının temel nedenlerinden biri de yine hormonlardır.
Bazı hormonlar karanlık ortamlarda daha fazla salgılanırken, bazı hormonlar ise insan metabolizması gereği güneş ışığı gördüğünde daha fazla salgılanır. Yazın güneşin fazla görüldüğü dönemlerde ise depresyondan çıkışı kolaylaştıracak, daha neşeli hale getirecek hormonlar salgılanmaktadır.
Enerjinizi doğru kullanın
Yorgunlukla baş etmek istiyorsanız öncelikle enerjinizi doğru kullanmayı öğrenin. Çalışma ve dinlenme periyotlarınızı doğru ayarlayın. Kısa ve sık dinlenme aralıkları vererek yorgunluğun ortaya çıkmasını önleyebilirsiniz.
Çalışırken vücut mekaniklerini doğru kullanarak kas ağrılarını engelleyebiliriz. Çalışma ortamının iyi havalandığından emin olmalısınız. Çok sıcak veya çok soğuk ortamlar vücudumuzda ekstra bir stres yaratır.
Vücudun çok hafif düzeyde susuz kalması dahi metabolizmayı yavaşlatır. Bu nedenle günde en az 8-10 bardak su içilmesi ve kahve ile çayın mümkün olduğunca az tüketilmesi gerekir.
Bu dönemin aşılmasında, B vitaminleri ve antioksidan vitaminler yönünden zengin sebze ve meyveler yardımcı olmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü, günde 5 porsiyon sebze veya meyve tüketilmesini önermektedir.
Vitamin desteği de şart
Düzenli uyku, yeterli ve dengeli beslenme bağışıklık sisteminin güçlü olması için gereklidir. Bunun için de çiğ veya pişmiş olarak bol sebze ve meyve tüketilmesi (sebze yemekleri, salatalar, taze sıkılmış meyve suları) önemlidir.
Özellikle antioksidan vitaminler olan A ve C vitamininden zengin sebze ve meyvelerin tüketilmesi, hastalıklara karşı direncin artırılması için gereklidir.
Egzersiz yapmak yormaz
Her gün düzenli olarak yapılan 30 dakikalık bir yürüyüş, vücut ağırlığının dengelenmesine, kemik sağlığının korunmasına yardımcı olmaktadır.
Düzenli egzersizle metabolizma hızlanır ve dinlenmiş duruma göre daha fazla enerji oluşumu sağlanır. Kalp damar sisteminin ve solunumun düzenlenmesini, dokulara yeterli düzeyle oksijen taşınmasını sağlar.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.