Türkiye önümüzdeki ilk seçimde iktidar değişikliğine hazırlanırken Cumhur İttifakı'nda sular gün geçtikçe ısınıyor.

Cumhur İttifakı'nın ortağı Devlet Bahçeli, son grup toplantısında MHP'nin "iktidar ortağı değil muhalefet olduğunu" ve iktidarı denetlemekle görevli olduklarını açıkladı.

Çoğu insan bu açıklamaya şaşırsa da ben şaşırmadım. Çünkü Bahçeli yıllardır parti içinde söylenen bir şeyi yüksek sesle söyledi.

MHP, AKP ile ittifak kurduğundan beri hem tabanına hem de sokaktaki vatandaşa gizliden şu mesajı verdi:

''Aslında biz de bu ittifakı istemiyoruz ama biz olmasak AKP, HDP ile ittifak yapar. Biz AKP'yi kontrol altında tutarak milliyetçi çizgiye çekiyoruz.''

Yıllardır AKP ile ittifaklarını seçmen tabanına ve vatandaşa böyle kabullendirmeye çalıştılar ve şu şartı cümlenin sonuna eklediler:

''AKP Milliyetçi çizgide kaldığı sürece desteğimiz devam edecek''

Böylece geçmişte HDP ile ittifak yapan AKP ile neden ittifak yaptıklarına mantıklı bir açıklama getirdiler.

MHP şimdiye kadar hükümet dışında kalarak iktidara ortak olmadığını her zaman ifade etti. Yarın tarih kitapları AKP dönemini yazdığında hiçbir kararın altında MHP'nin resmi imzası olmadığını yazacak.

Bu yüzden Bahçeli'nin açıklaması yeni bir şey değil malumun ilanıdır. Bir yandan denge ve denetleyici konumunda olduklarını söyleyip AKP'ye üstü kapalı ''sözümden dışarı çıkmayın'' derken diğer yandan muhalefet olduklarını söyleyerek AKP döneminin icraatlarından sorumlu olmadıklarını açıklıyor.

Bunun açıklaması nedir?

Bahçeli ilk seçimde iktidarın değişeceğini anlayıp geleceğe yatırım yapmaya başlamıştır. Bunu ilk kez yapmıyor. 2002 seçimlerinde de hükümet ortağı ve Başbakan Yardımcısı olduğu halde bir anda hükümeti bozup erken seçim kararı almadı mı? Hükümetten kendini soyutlamadı mı?

Şimdi sanki geçmişte hiç sorumluluğu yokmuş gibi her yerde hükümet ortağı olduğu dönemi yerden yere vuruyor.

Hiç belli olmaz, yarın bir gün çıkıp ''Milletimiz açlıktan perişan, ekonomi batık. Bu sistemle devam edilemez. Erken seçim şart'' diyebilir.

Böyle bir şeyi yakın zamanda yapacağını sanmıyorum. Çünkü 2002'de yaptığında baraj altında kaldı. Şimdi en azından anketlerde MHP'nin barajı geçtiğini görene kadar ittifakı sürdürecektir.

Ayrıca AKP ve Erdoğan, kendi isteklerini yerine getirdiği sürece sandıkta Cumhur İttifakı'nın hezimet yaşayacağını bilse de ittifakı bozmaz. Çünkü söylediğim gibi bir sorumluluğu yok. AKP batsa da yargılanacak tek bir MHP'li yok.

Cumhur İttifakı şu an tamamen Bahçeli'nin kontrolü altındadır. Yıllardır devam eden zoraki birliktelik yolun sonuna gelmiştir.

AKP'nin imkânı olsa bugün ittifakı sonlandırıp "çözüm süreci" dönemine dönmeye hazır.

Çünkü AKP, MHP ile ittifakından sonra siyasi çizgisi marjinalleşip geniş olan oy havuzunu daralttı ve milliyetçi- muhafazakâr seçmen havuzuna sıkıştı. Bunun sonucu olarak oyları düştü.

Seçime kadar iki taraf için de ittifakı bozmak siyasi intihar olacağı için ittifak bozulmaz ama böyle de devam edemez.

Ya Erdoğan siyasi egosunu bir kenara bırakıp Bahçeli'nin istediği yetkileri kısıtlanmış bir başkanlık sistemini kabul edecek, ya da Bahçeli yüzde 50+1 şartının kaldırılması konusunda desteğini çekip AKP sonrası döneme şimdiden kendini hazırlayacak.

Neler olacağını yakın zamanda yaşayıp göreceğiz...