1. HABERLER

  2. POLİTİKA

  3. Başbakan Erdoğan: 'İmralı için genel af...'

Başbakan Erdoğan: 'İmralı için genel af...'

'Asla böyle bir şey söz konusu değildir.'

A+A-

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan Gabon, Nijer ve Senegal'i kapsayan gezisi öncesinde Atatürk Havalimanı'nda gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. Erdoğan İmralı'yla yapılan görüşmelerle ilgili sorular üzerine, "İmralı için ev hapsi gibi şeyler uydurulup duruluyor. Asla böyle bir şey söz konusu değildir. Yani AK Parti'nin iktidarında böyle bir şey olamaz" dedi.

Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

"Bildiğiniz gibi bu yeni başlamış bir süreç değil. Bizim buradaki bütün gayretimiz terörle mücadelede başarılı olabilmek, ülkemize huzur ve refahı tam manasıyla ülkemizin dört bir köşesine getirebilmek. Bu konuyla ilgili olarak da olayın bizim açımızdan iki ayağı var. Bir devlet ayağıdır, iki siyaset ayağıdır. Ama bunu bilmeyenler, anlamayan var. Siyasetle hükümetle veya hükümet etmeyle devleti yönetmeyle, devlet mekanizmalarının çalışması arasındaki inceliği ayırt edemeyen şu anda siyasetçiler var. Biz bu inceliği koruyarak bir yol takip ediyoruz. Daha önce başladığımız süreci devam ettirmenin gayreti içerisindeyiz. Bu konuyla ilgili yurtiçi ve yurtdışında da önce, hükümet ederken siyasetin enstürümanları vardır. Bu enstürümanlarını da kullanır. O da nedir devletin mekanizmaları içerisindeki enstrümanlardır. Bu konuda da en öemli enstrüman her zaman için İstihbarat Teşkilatıdır. İstihbarat Teşkilatı özellikle yürütmenin en önemli bu konuda ayağıdır. Bunu da içerde ve dışarda en iyi şekilde kullanmanın gayreti içerisinde olur. Bu dünyanın her yerinde böyledir. Bunu sadece terörde mücadelede kullanmaz, asayişte de kullanır. Çok etkili olmak istediği alanlarda da bunu kullanır. Nitekim bizler de şu anda bu adımı atık, atıyoruz ve atacağız. Tabii bu esnada gelişmeler var. Bakın bu gelişmeler esnasında da dikkat edilirse yine bizler şu anda siyasetçi olarak böyle bir görüşmenin içerisinde olmadık, olmuyoruz. Ben bir yolculuğumda bir ifade kullandım; 'Terörle biz mücadele ederiz, siyasetçiyle müzakere ederiz' dedim. Müzakere ile görüşmeler farklı şeylerdir. Ve bu görüşmeleri de yaparsınız, bu görüşmeler esnasındaki gelişmelere göre de adımınızı da atarsınız. Bundan önce bir Oslo olayı vardı. Şu anda gündemimizde Oslo yok. Gelecekte buna benzer farklı gelişmeler olabilir mi, olabilir. Bunun önünü kapamanından bir anlamı yok. Bu Oslo olmaz da başka bir yer olur. Avrupa bölücü terör örgütünün siyasi ayağıdır. Ama nerede kendi içinde siyasi ayağıdır. Ve onlar şu anda İmralı'ya karşı farklı yaklaşmaktadır. Daha farklı yaklaşmaktadır. Bu hassasiyetleri, bu incelikleri görmemiz lazım. Bu hassasiyetleri, bu incelikleri iyi görecek olursak ve burada ülkemizdeki gerek STK'lar olsun, gerek yazılı görsel medya olsun, eğer burada elele verebilirsek başarılı oluruz. Ama şu ana kadar olduğu gibi elele vermemekte direnirsek, biz hale elele vermiş değiliz onu söyliyeyim. Biz ne yazılı görsel medyadan gerekli desteği alıyoruz, ne STK'lardan. Böyle bir bölücü terör örgütüyle mücadele olmaz. Bu konuda herkesin üzerine düşeni yapması gerekir. Biz şu anda hükümet olarak üzerimize düşeni yapıyoruz."

KILIÇDAROĞLU'NA: "KENDİ HİMMETE MUHTAÇ BİR DEDE..."

CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nun hükümete kredi veriyoruz sözlerine de değinen Erdoğan şu şekilde konuştu:

"Ana muhalefet partisi diyor ki; 'Biz kredi veriyoruz' diyor mesela. Kendisi muhtac-ı himmet bir dede, nerede kaldı gayrıya himmet ede... Sen nereye kredi vereceksin, sen krediye muhtaçsın. Hangi krediyi vereceksin? bu işin çözüm yeri meclistir, diyor. Mecliste bununla ilgili bugüne kadar çok bilgiler verildi. Fakat yenilen pehlivan biliyorsunuz güreşe doymazmış. Bunlar buna doymuyor. Konuyla ilgili ziyaretimize geldiler. Ziyaretimize geldiklerinde de kendileri aynen şu ifadeyi kullandılar; Dediler ki böyle böyle MHP kabul etmiyor, diğeriyle de zaten görüşmeye niyetleri olmadığını ifade ettiler. Biz de kendilerine birşey söyledik ya dedik, onların kabul edip etmemesi önemli değil. Buyrun bereber yapalım biz bu işi. Bakın 3 tane arkadaşım benim yanımda, 3 tane arkadaşınız da sizin yanınızda ben hemen arkadaşlarıma talimatı veriyorum. Ama dürüst olması lazım. Dürüst değil sıkıntı burada. Ve televizyonlarda maalesef hala doğru olmayan gerçeği yansıtamayan konuşmalar yapıyor insanı bu üzüyor. Bu basın toplantısında tekrar söylüyorum: Eğer dürüstsen, samimiysen, o ziyarette benim yanımda başbakan yardımcımda vardı, yine aynı şekilde Ömer Bey yanımızdaydı, yine grup başkan vekilim Mahir Ünal Bey yanımdaydı. Kendileri de 3 arkadaşıyla geldi. Ben 3 arkadaşımı görevlendirdim. Şu anda bu 3 arkadaşım yine görevli. Kendisi de bu 3 arkadaşını görevlendiriyorsa hemen çalışmaya başlasınlar ne yapacaksak, ne yapabilirsek beraber yapalım. Eğer yasal düzenleme yapacaksak yasal düzenleme, beraber atmamız gereken adımlar varsa beraber adımlar atalım. Eğer bu konuda iktidar bu adımları atmıyorsa, bunları konuşma hakkın var ama iktidar konuşulup ta ortaya konan veya yapılan bir sözleşmenin gereğini yerine getirmiyorsa o zaman sözleşmeyi de çıkarırsın, ama bunun sözleşmelerde de maalesef bazen sözleşmeleri de yanlış okuyor. Son bütçe müzkerelerinde olduğu gibi . Burada da yanlış okumalar yapabilir. Bakın bu kadar açık konuşuyorum. Kendi yardımcısı Akif Hamza Çebi, bu hemen olmaz. Bu işte bize 2-3 ay bize müsade edin, dediler. Ondan sonra biz 3 ayı devirdik. Ama buna rağmen yine söylüyorum. Eğer samimiyse, eğer dürüstse versin 3 arkadaşına talimatı ben 3 arkadaşıma hepinizi de şahit tutarak talimatı veriyorum. Bu çalışmayı başlatalım. Daha başka bir şey olabilir mi? İşte Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakan'ı bu sözü veriyor size. Başbakan yardımcım yanımda, genel başkan yardımcım yanımda, grup başkan vekili arkadaşım aynı şekilde hepsi hazır. Buyursunlar bu çalışmayı yapalım."

"GENEL AF ASLA SÖZ KONUSU DEĞİLDİR"

Af ile ilgili sorular üzerine Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Ben yeni bir süreçten bahsetmiyorum. Bu devam eden bir süreç. Niye buna yeni süreç diyorsunuz bu başlamış, devam ediyor. Kesilmiş bir şey değil. Devam eden süreç içerisinde de diyorum ki eğer dürüst, samimi davranacaklarsa bizim ekibimiz hazırdır. Hazırlıklıdır. Bunu da söylüyorum. Meclis bugüne kadar defaetle bu konuda bilgilendirilmiştir. Bununla ilgili hatırlayın kapalı oturumda yaptık yine mecliste. Hatta bundan dolayı rahatsız oldular niye kapalı oturum. Herseyi rahat konuşalım diye kapalı oturum yapıyoruz. Bunlar yapıldı. Dolayısıyla yeni bir süreç söz konusu değil. Devam eden bir süreç var. 4. Yargı Paketi'yle ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Bu çalışmalar çerçevesinde de en kısa zamanda 4. Yargı Paketi'ni meclis gündemine getirmek süretiyle de onu da çıkarmanın gayreti içerisindeyiz. Şunu açık net söylüyorum; Teröre bulaşmış olanları yani burada bağışlayan, böyle bir genel af bilmem ne böyle bir şey asla söz konusu değildir, bunun da bilinmesini istiyorum. Örneğin, İmralı için ev hapsi gibi bazı şeyler uydurulup duruluyor. Asla böyle bir şey söz konusu değildir. Yani AK Parti'nin iktidarında böyle bir şey olamaz."

Sorular üzerine Başbakan Erdoğan, "Olabilir tabii. Bunlar her zaman olmuştur, her zaman olabilir illa da böyle bir süreçte bu olur diye bir şey yok. Hiç böyle bir sürecin olmadığı yerlerde de provakatif eylemler olur. Bunlar her zaman olabilir. Ona göre de gerekli hazırlığınızı yapacaksınız. Bunları en az zaiyatla atlatacaksınız olay budur" dedi.

"PAYLAŞILMAZ UYGULANIR"

"İmralı'dan gelen somut talepler var mı, varsa bunları bizimle paylaşmanız mümkün olabilir mi?" sorusunu Erdoğan, " Arkadaşlar ben her şeyi sizinle paylaşamam tabii. Paylaşacağım şeyleri az önce ifade ettim. Paylaşacaklarım var paylaşamayacaklarım var. Ama bunların bir çoğunu da uygulamada görürsünüz. Paylaşılmaz ama uygulanır" diye cevap verdi.

"BU İŞİ ÇÖZER DİYE DÜŞÜNMÜYORUM"

Suriye'ye ilişkin Esad'ın yeniden aday olacağı şeklinde haberlerin hatırlatılması üzerine üzerine Erdoğan, şunları söyledi:

"Bunun kararını biz veremeyiz. bunun kararını Suriye halkı verir. Ama şuanda benim tanıdığım, bildiğim, görüştüğüm, Suriye'nin özellikle işte en son biliyorsunuz Akçakale'de Suriye Ulusal koalisyon güçlerinin başındaki Muaz el-Hatib kardeşimizle görüşmelerimiz oldu, tabii böyle bir şeyi şu anda kabulü söz konusu değil. Çünkü 50 bin insanı öldüren, 60 bine doğru yürüyen ve sadece Türkiye'de şu anda arkadaşlar 230-240 bini buldu. Kamplarda 160-170 bin, bir de kampların dışında kendi imkanlarıyla şu anda ülkemizde olan Suriyeli kardeşlerimiz var. Toplam rakam herhalde 220-230 bini bulmuş vaziyette. Ve o kamplardaki kardeşlerimizin halini bizzat gidip gördük. Daha önce Kilis'i ziyaret ettim. Şimdi Akçakale'yi ziyaret ettim. Bunların halini bu kardeşlerimizin görüyoruz. Tüm imkanların seferber etmiş durumdayız. 'Şu ana kadar yaptığımız harcama, 450-500 milyon doları neredeyse buldu. Bu devam ediyor. Biz açık kapı politikasıyla da bu desteğimizi vermeye devem ediyoruz, devam edeceğiz. Kendisinin hala 2014'te 'Ben kendimi devlet başkanlığına aday gösteriyorum' gibi bugün onun basın toplantısını yapacak olması falan bu işi çözer diye düşünmüyorum. Bunun da nihai kararını biz değil, bunun nihai kararını zaten şu anda Suriye'de bu mücadeleyi sürdüren Suriye halkı verecektir. Suriye halkının vereceği böyle bir karara, irade beyanına, bizim müdahale yetkimiz yoktur. Kimsenin de böyle bir müdahale yetkisinin olmaması gerekir diye düşünüyorum."

"ZİYARETİM BAŞBAKAN DÜZEYİNDE İLK ZİYARETTİR"

Başbakan Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şunu özellikle vurgulamak isterim. Tabii bu ziyaretim Başbakan düzeyinde bu ülkelere ilk ziyarettir. Bu bakımdan ayrıca önem taşıyor. Diğer taraftan bu üç ülkeyle son yıllarda her düzeyde artan bir işbirliğimiz mevcut. Geçtiğimiz yıl Temmuz ayında Gabon Cumhurbaşkanı, kasım ayında Senegal Başbakanı'nı ülkemizde ağırlamıştık. Hükümet olarak bildiğiniz gibi Afrika'ya açılım politikamız 2005 yılında yoğun bir şekilde başladı ve devam ediyor. Bakınız bundan 4 yıl önce kıtada sadece 12 büyükelçiliğimiz vardı. Şu anda Afrikada 26'sı sahranın güneyinde olmak üzere 31 büyükelçiliğimiz var. Bir kaç ay içinde bu sayıyı 34'e çıkartacağız. Öte yandan Afrika ülkeleriyle 2003 yılında sadece 5 milyar dolar ikili ticaret hacmimiz mevcuttu. 2011 yılı sonu ititbariyle bu rakam 17 milyar dolara yükseldi. böyle bir sıçrama söz konusu. Ve bunun 7,5 milyar doları sahranın güneyindeki ülkelerle yapılıyor. Yani Avrupa Birliği üyesi ülkelerde bir gerileme mevcut olmasına rağmen biz buradaki ciddi gerilemeyi görüldüğü gibi gerek Afrika gerek Latin Amerika ülkeleriyle telafi etmiş durumdayız. Afrika ülkeleriyle toplam ticaret hacmimimizi inşallah 2015 yılı itibariyle 50 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Kıta ülkeleriyle ikili ilişkilerimizin ahdi temelinin her alanda kuvvetlendirilmesi yönünde çalışmalarımızı da kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz. Bu ziyaretim sırasında özellikle Gabon ve Nijer makamlarıyla da çeşitli alanlarda işbirliği anlaşmalarının da öngörüyoruz. Bununla birlikte ülkemizin Afrika kıtasına olan yönelimi sadece ekonomik ve ticari hedeflele sınırlı değil. Bu noktada çok daha bütüncül politika izliyor Afrika'nın gelişmesi ve kalkınması için çabalarımızıda sürdürüyoruz. Tabii bu meyanda hastalıklarla mücadele, tarımsal gelişme, sulama, enerji ve eğitim alanlarında teknik yardımlarla düzenli insani yardımlarımız devam ediyor."

'TİKA TARAFINDAN GERÇEKLEŞTİRİLEN YARDIMLAR 156 MİLYON DOLARA ULAŞTI...'

"Ağustos 2008'de İstanbul'da tertiplenen 1. Türkiye -Afrika işbirliği zirvesi Afrika'ya açılım politikalarımızı sürdürülebilir bir mekanizma haline dönüştürmüştür" diyen Başbakan Erdoğan sözlerini şu şekilde sürdürdü:

"Zirvede oluşturulan izleme mekanizması uyarınca geçtiğimiz 5 yıl içinde bakanlar ve kıdemli memurlar düzeyinde toplantılar yapılmış, ayrıca 2010 - 2014 ortak uygulama planı kabul edilmişti. Bu yılın ekim ayında Türkiye - Afrika işbirliği zirvesinin ikinci toplantısını düzenleyeceğiz. Diğer yandan 37 Afrika ülkesinde proje gerçekleştiren Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı'nın kısa adıyla TİKA , Afrika'daki büroları yerleşik oldukları ve mücavir bulundukları ülkelerdeki kalkınma projelerine teknik destek sağlamayada devam ediyor. Bu noktada gerçekten örnek alınacak bir artış söz konusu. 2005 yılında kıtada TİKA tarafından gerçekleştirilen resmi kalkınma yardımları sadece 3 milyon dolar iken bu oran 2011 yılı sonu itibariyle yaklaşık 156 milyon dolara ulaştı. Özellikle hükümet dışı kuruluşlarımızda çok ciddi yardımlar sağladılar. STK'larda bahsediyorum bu yardımlarda bölgede devam ediyor."

'THY AFRİKA'NIN 32 NOKTASINA UÇUŞ YAPIYOR'

Türk Hava Yolları'nın burada ciddi bir fonksiyon icra etmeye başladığını da belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

"Gidiş gelişlerde ciddi anlamda bir artış var. Dolayısıyla Türk Hava Yolları burada çok ciddi bir fonksiyon icra etmeye başladı. Şu anda Afrika'nın 23 ülkesine, 32 noktaya uçuş yapıyor Türk Hava yollarımız. Önümüzdeki dönemde açılması planlanan yeni hatlarla birlikte İstanbul Afrika ülkeleri için dünyanın tüm ülkelerine en kolay en uygun koşullarda bağlantı sağlayan bir havaalanı konumuna gelecek. Bu arada Gabon , Nijer ve Senegal üçgeni içerisinde önemli bir ülke son dönemlerde Mali. Bildiğiniz gibi Mali'de çok ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Sıkıntılar bizi de rahatsız etmektedir. Temennimiz bu ziyarette Mali'ye de uğrayabilmekti. Fakat oradaki mevcut durum sebebiyle de daha sonra bunu inşallah telaffi etmenin de gayreti içerisinde olacağız. bunun da alt yapısını hazırlıyoruz. Bu ziyaretimizin genel olarak Türkiye- Afrika ilişkilerine, özellikle de Türkiye - Gabon, Türkiye- Nijer ve Türkiye- Senegal ilişkileri açısından büyük faydalar sağlayacağına inanıyorum. "

Açıklamalarının ardından Başbakan Erdoğan uçağa binerken eşi Emine Erdoğan ile kendisini uğurlayanları selamladı.

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.