Başbakan, Öcalan ile basın toplantısı yapsın
Hükümet Suriye tezkeresini Meclis'ten hatıra olarak mı aldı? diye soran MHP Grup Başkanvekili Vural, "Ben angajman kuralları dinlemem. Meclis'in hükümete verdiği yetkiyi kim kullandırmıyor, bunun cevabını istiyorum" diye sordu. Vural, "Sayın Başbakan ile
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Suriye'nin
BAŞBAKAN KANUNLARI KARIŞTIRIYOR
Başbakan Erdoğan'ın, tencere ve tavayla protesto yapanların şikayet edilmesini istediğini anımsatan Vural, şunları söyledi:
"Tencere, tava çalanlara 3 yıl, düdüklü tencere çalanlara ağırlaştırılmış hapis mi vereceksiniz? Hanımefendilerin tencere tavaları var, suç unsuru bulunduruyorlar diye içeri mi atacaksınız? Tencere tavayla ilgili suç ihdas eden Başbakan var. Bu Kabahatler Kanunu'na giriyor, Türk Ceza Kanunu kapsamında değil ki. Suç isnat ediyor. Bir de komşuları düşman kılmak istiyor."
Şerafettin Elçi'nin adının Şırnak'taki havaalanına verilecek olmasını eleştiren Vural, ülkeye hizmet edenlerin adının verilmesi gerektiğini savundu. Oktay Vural, "Öcalan ismini de o zaman bir yere ver. 'Öcalan evlenecekmiş' haberleri geliyor. Nikah şahitliğini, teröristlerle birlikte ağlamaktan bitap düşen Başbakan yardımcın ile birlikte yaparsın" ifadelerini kullandı.
SURİYE'DEKİ PYD OLUŞUMU
Suriye'nin kuzeyindeki terör örgütü oluşumuna karşı hangi önlemlerin alınacağının hükümet tarafından açıklanmadığını anlatan Vural, "Suriye tezkeresini Meclis'ten hatıra olarak mı aldı?" diye sordu.Vural, tezkerinin 3 Ekim 2012 tarihinde çıkarıldığını anımsatarak, Türkiye'ye yöneltilecek risk ve tehditlere karşı zamanında ve süratle hareket etmek ve gerekli tedbirleri almak ihtiyacı için Meclis'ten yetki alındığını kaydetti. Hükümetin, gelişmeler karşısında oldukça ağır kaldığını ifade eden Vural, "Bu ne sürat? Kaplumbağa hızıyla yapsaydınız bugün PKK, PYD egemenliği altında sınırınıza paçavra asılmazdı. Ben angajman kuralları dinlemem. Meclis'in hükümete verdiği yetkiyi kim kullandırmıyor, bunun cevabını istiyorum" diyekonuştu.
İMRALI'DA BASIN TOPLANTISI İSTEĞİ
Terör örgütü ele başı Abdullah Öcalan'ın İmralı'da basın toplantısı düzenleme isteğinin ortaya çıktığını belirten Vural, şöyle devam etti: "Dünyanın neresinde ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum birisi basın toplantısı yapar? Benim önerim şu: Sayın Başbakan ile sözde çözüm ve barış projesi ortağı Öcalan, İmralı'da beraber basın toplantısı yapsınlar. Hangi konularda anlaştılar, hangi konularda adım atacaklar, 3 safhayı anlatsınlar. Oslo'da, İmralı'da neler görüştüklerini, AKP'nin seçim işbirliği için PKK'dan hangi taleplerde bulunduğunu, rejim değişikliğini nasıl yapacaklarını, KCK paralel devlet yapılanmasını nasıl meşrulaştırdıklarını beraber açıklasınlar.
Çözüm ve barış ortakları bunu yapmalı. Süreci anlatın, millet de bilsin.
Kahire'de gizli toplantıda PYD yetkilileriyle görüşüldü mü, görüşülmedi mi; sınır güvenliği konuşuldu mu, konuşulmadı mı? İstanbul'da muhaliflerin yaptığı toplantıda, Kürdistan bölgesinin özerkliği konusunda mutabakata varıldı mı, varılmadı mı?" Vural, hükümetin, milletin 595 milyar dolar tasarrufunu erittiğini, 330 milyar dolar cari açık, 608 milyar dolar dış ticaret açığı verdiğini ifade ederek, "Başbakan, saçı başı dağılmış, dökülmüş, pejmurde ekonomiye yeni danışmanlarıyla birlikte jöleli ekonomi uyguluyor. Jöleli ekonomiyi kimse yutmaz. Jöle sürmekle bunlar olmuyor" dedi.
50 LİRA HAVALEYE 100 LİRA MASRAF
Kızılay'daki bir bankanın şubesinden, Meclis'teki ve Güvenevler'deki banka hesaplarına EFT yaptırdığını anlatan Vural, 50 lira yatırdığı bu işlem için bir bankanın 100, diğer bankanın 90 lira ücret aldığını belirterek, buna ilişkin dekontu gösterdi.
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Vural, Suriye'de sınıra yakın yerlerdeki gelişmelerle ilgili Türkiye'yi bekleyen tehlikenin ne olduğunun sorulması üzerine, Türkiye'nin birlik ve bütünlüğüne yönelik tehditlerin meşruluk kazandığını söyledi. Hükümetin Suriye'nin kuzeyinde meydana gelen gelişmelerin riskleri artıracağını ve bunun önlenilmesi gerektiğini öngördüğü için tezkere çıkarıldığına dikkati çeken Vural, "Caydırabildik mi? Caydıramadıksa, Türkiye caydırıcılığını kaybetmişse, bu yetkiyi isteyen AKP samimi değil o zaman" dedi.
Vural, başka bir soru üzerine, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun, BM Güvenlik Konseyi'ni göreve çağırmasının sorumsuzluk olduğunu savundu. Oktay Vural, bu durumu, "BM ve NATO'yu bölgeye çağırma iradesinin yansıması" şeklinde niteledi.
ortadogu gazetesi
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.