Başıboş sokak hayvanları ne olacak?
Başıboş köpek sorununa halktan onları öldürülmeden bir çözüm bulunması isteniyor. Bakırköy, Ataköy sakinlerinden Ömer amca köpeklerin gece vakitleri birçok kişiye saldırdığını söylüyor. "Hayvanları biz de severiz ama insan hayatı daha önemli" diyor. Hayvanların kendi doğal ortamları olmadığı için rahat değiller, bundan kendileri de rahatsız olduklarını söylüyor. Ataköy sakinlerinden buna benzer birçok vakaya şahit olduklarını söyleyen mahalle sakinlerinin anlattığı karşısında, bizim de şahit olduğumuz durumlardan biri de güpegündüz yanımızdan geçen insanlara köpeklerin özellikle siyah giyimli kişilere dakikalar boyunca havlaması oldu.
Konu hakkında bir kaç mahalle sakini ile daha konuşunca bu konunun önemli bir sorun teşkil ettiğini söylemek gerekir. Benzer vakaların bir çok defa meydana geldiğini öğrendik. "Sokakta hayvan olmaz" diyerekten en çok problemin ise bakamayacakları hayvanları sahiplenip sokağa bırakanlardan başladığını bir hanımefendi söyledi. Buna benzer örnekler sorunun daha da vahametini ortaya koyarken bu sorunun başka sorunları doğurduğunu gözlemledik. Hayvanlar ile ilgili kısmın eğitimle çözüleceğinin farkındayız. İyi niyetli insanların sokak hayvanlarını beslemesi çözümün bir parçası olmadığını gözlemlediklerini söylüyorlar.
Sokaklarda bulunan kedi ve köpeklere bazen kaza oluyor, bazısı sıcak diyerek yeni park edilmiş arabanın içine giriveriyor, bazen istenmeyen ölümler yaşanıyor. Haliyle kış ortamında, havanın soğuk olması sebebiyle çok zor şartlarda yaşam mücadelesi veriyorlar. Hayvanlar ne olursa olsun dışarda olmayı hak etmiyorlar. Mahalle sakinlerinin ellerinden geldiğince bakmaya çalıştıklarını ama bunun da yeterli olmadığını söylüyorlar.
Yaşam mücadelesi veren bütün hayvanlara dışarda herşey olabiliyor. Yetkililerden bu konuya daha anlayışlı çözümler üretilmesini isteyen vatandaşlar ise ısırma vakalarında, kuduz olma, yaralanma ve ölümler olunca mı dikkate alınacak diye de serzenişte bulunuyorlar.
Mahalle sakinlerinin hayvan sevgilerinden şüphemiz yok ama birçok vatandaşın ifadesi bu yönde. Yalnızca hayvanlara zarar verilmeden yapılabiliniyorsa çözümler üretilmesini istiyorlar. Örneğin, kısırlaştırarak eğer bakımları üstlenebiliniyorsa belediyelerin tek tek toplamak suretiyle onlara sahip çıkmalarının en iyi olacağını söylüyorlar.
Hayvanların birer canlı olduğu unutulmamalıdır ve onlara imkanımız varsa alıp evimize götürmeliyiz. Onlar koşmak, oynamak, tırmanmak isterler. Özellikle bahçeli, geniş avlulu bir eviniz yoksa hayvan beslemenizin sizin için de zor olacağını söyleyen uzmanlar; "Hayvanlar insandan çok farklı biyolojik ve fiziksel özellikleri olan canlılardır." demekte. Bu yüzden hayvanların yeme içmeden fazla uyum sağlayacakları ortamlarda yetişmesi daha iyi olacaktır.
Mahalle sakinlerinin bu anlattıkları karşısında mülki idare amirleri ve yöneticilerimizin bir çözüm bulacaklarına inancımız tamdır. Bu yüzden çözümün bir parçası olmak adına buna benzer şikayetleri yetkililerin dikkate alması gerekir.
Son olarak ulusal medyada yer alan sokak hayvanlarının ilköğretim çağındaki çocukları ısırmaları ve hastanelik etmeleri artık bardağı taşıran son damla olması umudu ile bu haberi paylaşıyoruz. Türkiye'de istatistik bilgilere bakınca sokak hayvanlarının insanlara saldırıları ölüm ve yaralanmaların sayısı hiçte azımsanamayacak bir orana ulaşmıştır.
Mahalle sakinlerinin en son mesaji ise;
Bazen küçük çocuklarımız ile sokakta yürümeye korkuyoruz diyerek yaşanılan gerçeği tekrar hatırlatıyorlar, sokaklarda başı boş hayvanların olmaması gerektiğinin altını çiziyorlar.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.