Başkanlık Sistemi Hayır mı? Şer mi?
Başkanlık Sistemi Hayır mı? Şer mi?
Türkiye adım adım başkanlık sistemine doğru giderken bünyemize uygunluğu veya uygunsuzluğu özellikle üniversitelerin tartışması gereken bir konu iken hiçbir olumlu veya olumsuz tepkinin yeterince gelmemesi çok düşündürücü. Düşündürücü olduğu kadar da endişe verici.
Olayların gelişmesine baktığımızda şimdiye kadar çıkarılan yasalar, son MİT yasası da dahil başkanlık sisteminin diktatör, baskıcı, ayrıştırıcı, hürriyetleri ve insan haklarını kısıtlayıcı alt yapısını da oluşturmuş durumda. İş sadece başkan seçimine kalmıştır.
Başbakan dünyaya meydan okuyor, yasalara set çekiyor. Uygulamam, tanımam, bana karışamazsınız ve daha bir çok şeyler söylüyor. Her konuşması toplumun üzerine karabasanlar bastırıyor. Dünya devletleri artık ciddiye almıyor ve Kuzey Kore ile Türkiye’yi aynı kefede değerlendiriyor.
Öyle veya böyle yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçiminde halk oylamasına gidilse de, gidilmese de Başbakan: Başkan olacaktır. Halk oylaması ile başkanlığını tescillerse ötekilere, çapulculara, tencere tavacılara, paralel yapıya uygulayacağı zulüm kat be kat artacaktır. Özgürlüklerin çoğu kısıtlanırken vatandaş nefes almaya hasret kalacaktır.Görünen köyün kılavuz istemediği kesin.
Burada iki önemli konu var birincisi referandumla başkan olmak, ikincisi TBMM’nin seçimi ile. Her ikisi de Başbakanın Başkanlığı için en demokratik yol ama halkın özgürlüğü için asla. Hiç veryansın etmenin anlamı yok. Öncelikle her ihtimale karşı başkanlıkta ihtiyaç duyulan idari, cezai tüm yasalar çıkarıldı. Devlet ona göre organize edildi. Böylece fiili başkanlığın, tek adamlığın anti demokratikte olsa yolu açıldı.
Şunda hatırdan çıkarmayalım. Hitler seçimle geldi. Alman milletini yok etti. Katliamlar, savaşlar, perişanlıklar hepsi peş peşe geldi ve sonucunda kendi canına kendi kıydı. Arzu edilen bir durum değil. Bütün bu olumsuzluklara rağmen olası Başkandan hoşgörü, kardeşlik, birlik beraberlik, bütünlük beklerken, şu yolsuzluk işini de tam bağımsız mahkemede, yani kendi atamadığı yargıçlar tarafından sonuçlandırılmasında adım atarlar mı bilinmez. Üzerindeki bu karabulutu aklanarak itham edenleri, suçlayanları utandırır mı dersiniz? Zor ve olmaz diye bir şey yok. Yeter ki dürüst olunsun.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.