Benim de "haykırasım" var..!
Kıymetli yazarımız Bekir Coşkun, "Türkiye senden alacağım var" diyor ve 16 yılın alacaklarını sıralıyor.. Hepimizin öyle çok alacağı var ki.. Hadi bizi geçtim de, bu süre içinde büyüyen çocukların, yetişen gençlerin, hapiste boş yere, iddianamesiz yatanların ödenemeyecek alacakları var..
Bilirsiniz üç şey geri dönmez. Yaydan çıkan ok -ağızdan çıkan söz- geçip giden zaman. Türkiye 16 yılda kaybettiklerini kaç yılda yerine döndürecek ve de üzerine ilerleme kaydedip basamak çıkacak? Olan oldu zaman geçti..
Nasıl ve neler oldu da seçime karar verildi? Bilmiyoruz, kimi "ekonomi" diyor, kimi "AKP bölünüyor" diyor, her ne ise, bu ara face de bir Hint atasözü dolaşıyor ki vaziyeti çok güzel açıklıyor bence, "arslanla ceylan yan yana koşuyorlarsa ormanda yangın var demektir".
Evet ittifakta yangın olduğu muhakkak aslında. Türkiye yanıyor yıllardır, su yerine benzin döküyorlar hiç bir şeye aldırmaksızın, pişkin pişkin, yüzsüzce. Ve şimdi kendi paçaları tutuşunca veryansın ediyorlar rakiplerine..
Ne terbiye ne adap ne üslup kaldı,bizler yani halk TV başında ağzımız açık şaşkınlıklar içinde seyrediyoruz.. Cumhurun başı Ziya Paşa'dan alıntı yapıyor ve diğer bir adaya "eşşek" diyor, yetmiyor partiye "tezek" diyor, yetmiyor Türk milletine "ümmet" diyor! Böyle bir hitap bu milletçe duyulmamıştır.
Allahım sen aklıma mukayyet ol.. Haykırasım var "yeter" diye kim duyacaksa??? Tek kişinin çığlığı, denizde bir damla, ama ortak çığlıklar denizde dalga fırtına...karada sel.. Ve millet koşuyor seçim bürolarına kiminin kucağında çocuğu, kiminin elinde bastonu..Türkiye'yi sallayacak, "size hayır" feryadı geliyor. Bakalım ne kumpaslar ne dalavereler ne iftiralar hazırlanıyor? 24 Haziran'da hep birlikte "haykırasımız" var. "Güle güle sana...!"
Allah bir daha göstermeye!
Bugünün güzel diğer yazısı da ekonomi köşesinden Ege Cansen'e ait. Her zamanki yazılarından farklı olarak "İktisat sadece iktisat değildir" başlığı ile kaleme aldığı yazısında, islamın iktisaden geri kalmışlığı ve Müslümanların yaşayan İslamdan memnun olmadıkları, bir yenilenmenin genel kabul gördüğü gerçeğinden yola çıkarak ,örgütlü dinden Hristiyanlıkta da hızla uzaklaşıldığını, aynı şeyin Müslümanlıkta da olabileceğini belirtmektedir.
Bence yazının en can alıcı önerisi; İllah ilmi olarak adlandırılan Teolojinin =Tanrıbilim'in, İlahiyat Fakültelerinde dinden bağımsız olarak Tanrı'nın öğretilmesi ,bunun için de İlahiyat Fakültelerinin 1-2-3 sınıflarında Fizik-Kimya-Biyoloji derslerinin okutulmasıdır. İnsana Tanrı tarafından bahşedilen aklın çalıştırılması, muhakeme yeteneğinin geliştirilmesi, evrenin oluşumundaki fizik- kimya -biyoloji - jeoloji ve tüm bilimlerin ortaya koyduğu gerçekleri, hurafelerle izah etmek insanlığı uyutmaktan başka bir amaç gütmediği gibi,b ir kamyonun hızlı giderken virajı alamayıp devrilmesini, teknik arıza ile düşen uçağı, gerekli donanımı sağlamayıp yüzlerce kişiye mezar olan maden ocağını kadere bağlayan zihniyetin amacının, kendini kurtarmak, suçu kadere atmak olduğu açıktır.
Tanrı-Allah hükümlerinin hikmetini anlamak, yani emirlerin ve yasakların nedenini niçinini akıl ve bilgi ile kavrayıp önce onu 360 derecede görmek gerekir ki, bu olayların içinde saklı tanrının ayetini bulup anlayabilelim, aksi halde alaylı vaya mektepli diyanetçilerin gösterdikleri yol ve yordamla Müslümanlar felaha çıkamaz" diyor sayın Cansen.
Bu akılcı , çağdaş ve cesur düşüncelere katılmamak mümkün değil. Yaradanımızın bizler gönderdiği Kuran-ı Kerim'in ilk kelimesi de "OKU" değil midir? Oku ve öğren... Yoksa bize bahşedilen "akıl" ne işe yarar? Okumadan, öğrenmeden, sadece bilgiç sandığınız kimselerin peşine takılarak takip edilen hayatta "aptalın düzenbaza vergisini ödersiniz."
Gün geçtikçe eğitimde gelinen nokta hepimizi isyan ettirir haldedir.. "Dindar bir gençlik istiyorum" derken Pisa sonuçlarında sona yakın yer alan öğrenim kalitemiz tescillenmiştir. Dünya Mars'a giderken biz bin yıllarca önceye çakılmakta, çağdaşlıktan bilimden uzaklaştırılmaktayız. Maksadın ne olduğu açıktır. Düşünmeyen, uyuşturulmuş, kiraya verilmiş akıllarla istediği idareyi kurmak, sorgusuz sualsiz uygulamak ve biat ettirmektir.
24 Haziran'da bu zihniyeti bir daha gelmemecesine ortadan kaldırmaya andım var. Hep birlikte sel gibi, coşan dalgalar gibi, aklımızla... Ata'mızın bize bıraktığı Cumhuriyet ve özgürlük mirasını korumak ve şehitlerimize layık olmak üzere esen kalın.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.