1. YAZARLAR

  2. Hülya SEZGİN

  3. Bir daha yalan söyleme!..
Hülya SEZGİN

Hülya SEZGİN

Ressam
Yazarın Tüm Yazıları >

Bir daha yalan söyleme!..

A+A-

Çocuktum... kaç yaşındayım bilmiyorum... ne yaptım onu da bilmiyorum... Ama hiç unutmadım, aklımdan çıkmadı, verdiğim sözün tersini hiç yapmadım...

Hayal meyal hatırladığıma göre demek ki bayağı küçüğüm. Annem beni karşısına çekmiş yaptığım bir kabahat ile ilgili sorular soruyor, ben de korkudan “Hayır ben yapmadım” diyordum. Oysa benim yaptığım gün gibi açıktı... ortada idi... Çocuk aklı işte. Halbuki “Evet ben yaptım. İşte çok canım çekmişti... kazara oldu...”  vs. desem annem her zamanki öğütlerinden birini verecek ve beni bırakacak. Oysa ben habire inkâr ediyor ve annemi öğüt vermek zevkinden mahrum ediyorum. Bu ne kadar sürdü onu da hatırlamıyorum. Hatırladığım ne miydi? Çileden çıkan annem sonunda okkalı bir Osmanlı tokadını yapıştırıverdi suratıma. Gözümün önünde yıldızlar uçuşup, kuşlar cıvıl cıvıl öterken annem avazı çıktığı kadar haykırıyordu:
“Bir daha yalan söyleme.”  
İşte o laf hiç aklımdan çıkmadı...

“BİR DAHA YALAN SÖYLEME!”

Çok minik durum kurtarmaya yönelik veya karşımdakinin üzülmesini önlemek amacı ile gene sonunda kimsenin zarar görmeyeceği yalanlar dışında asla yalan söylemedim. İnkâr etmedim. Çünkü kimseye zarar vermek, kötülük etmek için bir davranış sergilemem ki! Olan ya kaza ile olmuştur, ya da iyi niyetle yola çıkmışım, hesapta olmayan olaylar gelişerek bu duruma gelmiştir... “Bilerek, isteyerek” durumu asla yoktur...

Yani annemin tokadı işe yaramış...

* * *
Son günlerde ülkemizin durumu malûm... hepimizi üzen, yaralayan, canını sıkan olaylar peş peşe geliyor. TRT'de haberleri izliyorum, Tanrım sanki ben ayda yaşıyorum. Benim yaşadığım yerle ilgisi yok anlatılanların. Ha başımıza gelen felaketlere “Hayır” denilmiyor. Ama hepsine bir kılıf bulunuyor...

Yok efendim biz dünyanın ilerleme kaydeden, önde gelen güçlü ülkeleridenmişiz. Kimileri bunu çekemiyormuş, hazmedemiyormuş. Bütün başımıza bu gelenler onların fesatlığından kaynaklanıyormuş. Bizim ilerlememizi istemiyorlarmış. Ekonomimiz çok güçlü imiş!..

Haaa burada bir düşünelim bakalım söylenenleri:
Ekonomimiz madem güçlü benim ve eşimin emekli maaşı neden hiçbir işe yaramıyor?
Alım gücümüz her geçen gün neden azalıyor?
Halkımızın yaşam standardı neden yükselmiyor? Her geçen gün biraz daha fakirleşiyor?

Bunca yıl bankacılık yaptım anlatılanlarla ortada olanı karşılaştırıyorum bir türlü denk düşüremiyorum. Durumu söylenenlere bakarak çözemiyorum. Yalan söyleyebileceklerine de inanmak istemiyorum!..

Sonra bunlar koca adamlar. Ellerindeki hesaplara bakarak bunu söylüyorlar. Elbet hesaplar, kitaplar, bilançolar var... E oraya bakarsan pembe gözlükle elbet alacağa geçersin. Durumu fıstık gibi görürsün. Elinde avucunda ne kaldı. Hepsini sattın. Üstelik de üç kuruşa yabancılar aldı!.. Onlardan gelen paralarla ortalık güllük gülistanlık görünüyor. O paralar benim gibi emeklinin, memurun, işcinin, halkın cebine girmeyince de öyle göründüğü ile kalıyor...

Yersen! Söylenenler onlara göre doğru!..

Annem aklıma geliyor. “BİR DAHA YALAN SÖYLEME!” diyerek ağızlarının üstüne Osmanlı tokadını vuruveresim geliyor!..

Hülya Sezgin [email protected]
 

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum