#bizTÜRKİYE
Sağlıklı ve huzurlu iftarlarla, bereketli sofralarımız, ibadet ve biraz spordan sonra; çaylarımız limonlu ve demli, yanında biraz kuru yemiş, güzel sohbetlerimiz ile afiyet olsun.
Hepimizin ilkokul ve ilköğretim hayatında, her gün sabah derse girerken okuduğumuz "ÖĞRENCİ ANDIMIZ" ile Milli ve manevi değerler kazanarak; hitap etmeyi ve heyecanlı olmayı öğrenmiştik.
Nasıl olduysa, bir çoğumuz yıllarca söz verdiğimiz ve çok ihtiyacımız olan; yurt sevgisini, büyüklere saygıyı, doğruluğu, çalışkanlığı, korumayı ve varlığımızı unutmuş gibiyiz.
Tören konuşmalarımda ve yazılarımın çoğunda, tekrar tekrar yazdığım bir cümle var. “Yaşamımızda iki cennet vardır. Birincisi; Vatan, ikincisi; Ailemiz.” Vatanı cennet olmayanın; Ailesinin cenneti olmaz.
Değerlerimizi ve birbirimizi unuttuğumuz zamanlarda; evlerimize kapanarak, korona illetinden kurtulmanın mücadelesini veriyoruz. Japonlar'ın TKY (Toplam Kalite Yönetimi) felsefesinde; "Krizi fırsata çevirme" diye bir modelleri var. Şimdi tam zamanı. Sokağa çıkmama sürecinde, aile olarak bir çok konuyu konuşabilir, tartışabilir, aktiviteler yapabilir ve ihmallerimizin bir çoğunu telafi ederek “krizi, fırsata çevirebiliriz.”
Oyunlardan tutun, ansiklopediler, raflarda sayfaları açılmayan kitaplar, TV ve internet filmleri, boyama kalemleri, şarkılar, türküler, dramalar, şiirler, çocukluk oyunlarımız ve onlarca yeniliklerle heyecanlanabiliriz.
Andımızı, İstiklal Marşı’mızı, Gençliğe hitabeyi, milli marşlarımızı; tencere, tava, kaşık orkestralarıyla doğaçlayabiliriz. (Huysuz komşusu olanlar biraz sessiz olsun)
Andımızı sabah okurken; günaydın ailem, öğle okurken; iyi günler ailem (tünaydın diye bir kelime yoktur.) diye okusun minikler. Ha, bir de; “büyüklerimi saymak, küçüklerimi sevmek yerine, büyüklerimi ve küçüklerimi; sevmek ve saymak” diye okuyalım. Küçüklere ve kadınlara saygı duyulması gerektiğini hatırlatmakta yarar vardır.
Taylor'a göre kültür; bilgi, inanç, sanat, ahlak, hukuk, örf ve adetlerden ve insanın toplumum bir üyesi olarak elde ettiği bütün yeteneklerden oluşmuş karmaşık bir bütündür. Yani; insanoğlunun ihtiyaçlarını gidermek amacıyla meydana getirdiği maddi ve manevi unsurların hepsidir.
Kültür bir toplumsal üründür. İnsanlar arası etkileşimden doğar ve gelişir. Kültür öğrenilir, alışkanlık haline getirilir ve sonuçta sosyal kalıtım yoluyla nesilden nesile aktarılır.
Öğretmen, yönetici ve yetkililerin, çocuklarımıza ve gençlerimize; Çanakkale Zaferi ve Anma Günü, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 30 Ağustos Zafer Bayramı ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı gibi milli bayramlardaki tören, gösteri, geçiş, marş, oyun ve rantlarında; asla ve asla yabancı müzik kullanılmaması gerektiğini hatırlatalım, hatırlayalım. Tarkan’ın kullandığı, sade ve tertemiz Türkçe ile o güzel müziği nerede bulabiliriz? Kendimizi tanıyalım, sevelim ve güvenelim.
Bütünleştirici, fonksiyonel, ayırt edici özellikleri ve kendisi ile özdeşleşen bir davranışlar biçimi olan kültür ve değerlerimize sahip çıkmanın, toparlanmanın zamanı olsun. #Evdekalmamız. #kendimizi hatırlatsın...
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.