Yapılacak yerel seçimlerde beka sorunumuz olduğu yüzde yüz doğru. Çünkü artık deniz bitti. On altı yıldır devam eden savurganlık ve keyfilikle yürümek artık mümkün değil. 130 Milyar dolar olan dış borcumuz 450 milyar dolar olmuş. Fıldır fıldır borç arıyoruz. Emeklimize, asgari ücretlimize açlık sınırının altında ücret veriyoruz ama dört milyon Suriyeli'ye 35 milyar dolar harcadık. Hala Afrin'deki, İdlip'deki Cerabbus'takilere bakıyoruz. ÖS Ordusunu finanse ediyoruz. Ayranımız yok içmeye ama uçan  sarayımız var uçmaya. Bin 100 odalı sarayımız var ama Ahlat'a bin 71 odalı saray yolda. Yazlık saray için kesilen 50 bin ağaç ayrı bir yara. Devletten alınan ihalelerde dünyada ilk beşe giren yandaş müteahhitlere 81 milyon insanımızın haklarının yedirilmesi. Artık devam edemez. Bu güne kadar iktidara oy veren seçmenler çeşitli nedenlerle oy vermeye devam ettiler, kimi muhalefet partilerine güvenmedi, kimi hatalara rağmen iktidara kredisini devam ettirip oy verdi. İktidarda halkımız oy veriyor demek yaptıklarım doğru deyip yanlışlarına devam etti. Artık ülkemizin yanlış politikalara tahammülü yok.İktidar halkın sesine kulak vermeli ve doğruları bulmalıdır. Bu savurganlık ve keyfilik devam ederse işte o zaman dış güçlerin kirli emellerini hayata geçireceği zemin oluşur bekamız tehlikeye girebilir. Onun için bu seçimlerde iktidarı uyarmak tarihi bir görevdir. Bu uyarı ülkemizin yararına olduğu kadar iktidarın da yararına olacaktır.

Yapmamız gereken bir yandan halkımıza bu gerçekleri anlatırken diğer yandan da sandıkların korunmasını sağlamaktır. Sandıklar demokrasinin namusudur. Ve onu korumak iktidarların görevidir. Her konuda her türlü açıklama yapan iktidar yetkililerinden sandıkların güvenliği ile ilgili bir açıklama duydunuz mu? Yok çünkü algı yaratmak istiyorlar. İstiyorlar ki vatandaş biz ne yaparsak yapalım sandıklarda kaybedeceğiz. Böyle bir yılgınlık olsun insanlar oy vermeye gitmesinler.  Buna izin vermemeliyiz.

Sandıkların korunmasında iktidar sessiz kalıyorsa görev muhalefete düşüyor. İYİ Parti'nin ve CHP'nin genel başkanları, Barolar Birliği ve 81 ilin Baro Başkanlarına bir çağrı yapmalı. 187 Bin sandığa 187 bin avukat partilerin sandık sorumluları olarak cübbeleri ile demokrasi nöbeti tutsunlar. Bu avukat kardeşlerimiz ülkemizin geleceği adına bu özveriyi göstersinler. Böyle bir oluşum seçimlerde oluşacak şaibe tartışmalarını bitirir, vatandaşlarımızın güven içinde oy vermeye gitmelerini sağlar.

CHP 24 Haziran'da seçim sonuçlarının takibiyle ilgili bir yazılım tanıtmıştı. Islak imzalı tutanağı alan sandık sorumlusu akıllı telefonla resmini çekip genel merkeze gönderdiğinde o sonuç otomatik olarak bilgisayara geçecek, daha sonra YSK'nın açıkladığı sonuçlar bilgisayara işlendiğinde eğer arada fark olan sandık varsa sistem otomatik olarak uyaracak ve hemen itiraz edebilme şansı verecek. O sistem gecen seçimlerde neden başarılı olamadı bilmiyorum. Ama o sistem bu seçimlerde hem İYİ Parti'nin hem de CHP'nin genel merkezinde ayrı ayrı kurulmalı. Şimdiden bilgisayarların başında görev yapacak gönüllüler oluşturulmalı eğitimleri verilmeli. Sistem kurulunca her iki genel merkez ayrı ayrı tatbikat yapmalı. Seçimlerden en az iki hafta önceki Pazar en az 100 bin sandık görevlisi bütün illerden temsili sandık tutanaklarının resimlerini genel merkeze göndermeli sistemin aksayıp aksamadığı test edilmeli, sistemin sağlıklı çalışması sağlanmalı ve bütün bu çalışmalar tüm seçmenlere duyurulmalıdır.

Sandık güvenliği ile ilgili böyle önerilerde bulunmak aslında ne kadar acı verici. Devletin güvencesinde olan bir işten kuşku duymak insanın canını acıtıyor. Ama öyle şeyler yaşandı ki bu ülkede insanların hayatlarını, geleceğini ilgilendiren sınav soruları bile bir değil iki değil onlarca defa çalındı. Şimdi bütün çabamız devletimizin çalınan itibarını güvenilirliğini yeni baştan tesis etmek.Bu seçimler son fırsat  Bu seçimler devletimizin bekası ile yüzde yüz ilgili.