Buğra Kavuncu: Rehavete kapılmamamız lazım! Bunu tehlikeli görüyorum
İYİ Parti İstanbul İl Başkanlığı, Tuzla’da “Sektörel Çözüm Önerileri ve Projelerimiz” başlıklı bir panel gerçekleştirdi.
Tuzla’daki İdris Güllüce Kültür Merkezi’nde gerçekleşen panelde, İYİ Parti Kalkınma Politikaları Başkanı Ümit Özlale, İYİ Parti Genel İdare Kurulu Üyesi Murat Karaman ve İYİ Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu konuşmacı olarak yer aldı.
“İki soruyla başlayacağım” diyerek konuşmasına başlayan Kavuncu, “Niye bizim ülkemizde liyakatsizlik, adam kayırmacılık, torpil bu kadar yaygın? Bunu araştırırken suçu önce Siyasi Partiler Kanunu’na attım. Kanunun siyasetçilere “ilke siyaseti” değil de en fazla imkân ve çıkar sağlayanların başarılı olduğu bir sistem dayattığını düşündüm. Partizanlık, adam kayırma, torpil de peşinden geliyor. Bu işin az olduğu ülkelere bakıldığında, 1983 yılındaki Siyasi Partiler Kanunu’nun Almanya ile benzeştiği yönler görülüyor. Ama Almanya’da partizanlık, adam kayırma, peşkeş yok. Demek ki tek sorumlu kanunlar değil. Fakat başta işe alım prosedürleri olmak üzere o kadar şeffaf bir düzen var ki. İhale mevzuatı, işe alımlar, her şey çok net. Ülkedeki kanunların eşit şekilde uygulanması ve şeffaflık da adam kayırmacılığı ve torpili engelliyor. Her şeyden önce ekonomi çok iyi, işsizlik yok. İşsizliğin yüksek olduğu yerde adım atamaz, reform yapamazsınız. 8 milyon işsizin bulunduğu bir ülkede öncelikli çözülmesi gereken şey ekonomi. Türkiye’nin bir an önce işsizliği yok edecek adımları atması gerekiyor” dedi.
"BÖYLE BİR İKLİMDE YENİ BİR ÜRÜN,
YENİ BİR MARKA BEKLEYEMEZSİNİZ"
Türkiye’nin yüksek teknoloji ürünleri üretmesi gerektiğini belirten Kavuncu, "Bunlar tabii beylik laflar, çok duydunuz bunlar söyleniyor. Ama burada da ikinci soru doğuyor. Onlar, yani gelişmiş ülkeler yapıyor da biz niye yapamıyoruz? Niye değişmiyor? Değişmiyor çünkü bu iş çiçek büyütmek gibidir. Çiçeği büyütmek için suyunu vereceksin, verimli bir toprağa ekeceksin, güneş görecek ve o ortamı bulacak. İş hayatı ve üretim de böyle. O ortamı ülkede yaratmalısınız. İnovatif, yüksek teknolojik ürün üretmek istiyorsanız ifade özgürlüğü olacak, korku olmayacak. Bugün Türkiye’deki milyonlarca genç, nasıl bir tasarım yapacağından çok karnını nasıl doyurabileceğini düşünüyor. Böyle bir iklimde yeni bir ürün, yeni bir marka bekleyemezsiniz. Hukukun zedelendiği, ekonominin ne olacağının bilinmediği bir ülkede hiç bekleyemezsiniz. Hiçbir tahmin tutmuyor, işverenler de işçiler de ne olacağını bilmiyor" dedi.
"ÇELİK GİBİ HAZIRLIKLI OLMAMIZ LAZIM"
Ülkedeki siyasi ortama da değinen Kavuncu, "Belirli anketler var. Asgari ücretin ve doların biraz geri çekilmesinin yansımalarının olduğu söyleniyor. Bu aslında şu demek; seçime kadar bu iktidar her an bir kriz yaratır, kendi yarattığını çözer ve bunun üzerinden prim yapar. Bunun için dikkatli düşünmemiz lazım. Çok güzel projelerimiz var; rüzgârgülü, Artagan… Ama aranızda iş adamı vardır; bu şuna benzer: Üretirsiniz, çok güzel ar-ge yaparsınız, tasarlarsınız. Ama satış ve pazarlama ekipleriniz bu ürünü piyasaya yansıtamazsa ve lojistik ayağını oturtamazsa batarsınız. Ham maddeyi alırsınız, ürünü üretirsiniz, kendi kendinize mutlu olursunuz ve günün sonunda şirketiniz batar. Siyasette de projelerinizi halka ulaştıramazsanız bu sefer de siyaseten iflas edersiniz. Bu ortamda, niye hâlâ ocak ayında iktidar partisi oy oranını muhafaza ediyor? Bu soruyu aynaya bakıp sormak zorundayız, gerçeklerden kaçamayız. Vatandaş her şeye bakıyor; kim neyi, nasıl anlatıyor? Siz projelerimizi anlatırken kendinize ve anlatımınıza dikkat etmezseniz yine sonuçsuz kalır. Üretmek kadar ürettiğini anlatabilme kapasitesi de çok önemli. Çalışmadan çabalamadan, mümkün değil bu işlerin altından kalkamayız. Bunu yapabilecek kapasitemiz de var. Rehavete kapılmamamız lazım, ben bunu tehlikeli görüyorum. ‘Geliyor gelmekte olan’, ‘gidiyor gitmekte olan’, ‘oldu bu iş’… Hiç de öyle bu iş olmaz hiç de öyle tahmin ettiğiniz gibi gerçekleşmez. Hele ki bu tavırla hiç olmaz. Olsa bile; ondan sonra vatandaş yetki verecek, kim toparlayacak, kim ne yapacak… Dolayısıyla bizim çelik gibi hazırlıklı olmamız ve bıkmadan, usanmadan çalışmamız lazım" dedi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.