Dünyanın kuruluşundan bu yana pek çok haksızlıklar işlenmiştir.

Hiç biri balyoz davası diye adlandırılan kıyım kadar insanlık dışı, akıl dışı, ahlâk dışı olmamıştır.

Madem ki, Müslüman milletiz.

Bizim gözümüzde dünyanın en şerefsizce işlenmiş cinayeti “Kerbela Olayı” dır.

O olayda her ne kadar şehit edilenler en kutsal bildiğimiz Peygamberin gözünün nuru torunlarıdır ama, yine de işin içinde bir “Sen ben kavgası” vardır.

Her ne kadar zalim taraf yüzde yüz haksız ise de devir zaten böyle çatışmaların yaşanabildiği devir.

Biz  üçüncü bin yıla girmişiz.

Dünya Teknoloji’de zirveye ulaşmış, sanatta edebiyatta vahşiliği gerilerde bırakmış.

İnsanlık bir direğin tepesinde kala kalmış bir kedi yavrusunu oradan kurtarabilmek için saatlerini harcandığı bir vicdan inceliğine ulaşmış.

Böyle bir devirde Türk Milletinin göz bebeği, Mehmet Akif’in deyişiyle “İslamın Son Ordusu” öylesine ayaklar altına serildi, öylesine köpeklere maskara edildi ki, işte bunun için ben diyorum ki, bu yıkımın yeryüzünde eşi benzeri yaşanmamıştır.

Bu davaların başladığı günleri gözünüzün önüne getirin.

Bir kimse diyordu ki, “Ben bu davaların savcısıyım?

Şimdi sorma sırası geldi: “Savcı bey, ne haber?” Ne diyebilecek.

Allah bilir, bu sonuçtan bile kendisine pay çıkaracaktır.

Sahibinin sesi yerine konuşan biri dün öttü zaten…

“Balyoz bal gibi darbe girişimiydi” dedi. Öylelerinden başka türlüsü beklenemez zaten. “Hay Allah, nasıl da yanıltılmışız” demesi halinde insanlık etmiş olur. Ona bu yakışmaz ki…

Avukatlar çırpındılar.

Yargılanmakta olan her biri birer “Ulaşılması Zor Değer” olan askerlerin eşleri ve çocukları feryat ettiler.

Devleti elinde tutanlardan bir tek kişi “Şu konuya tarafsız gözle bir baksam” demedi.

At gözlüğüyle baktılar ve gerçeği göremediler.

Burada benim kuşkum var. Acaba gerçeği mi göremediler.

Yoksa kumpas diye adlandırdıkları şerefsizliğin işlenmesine bilerek ve isteyerek göz mü yumdular.

Sonra da sular tersine akmaya başlayınca yine içlerinden birinin kumpas adını ortaya atmasıyla tavır mı değiştirdiler.

Her ne ettilerse ettiler.

Yüzlerce, hatta binlerce ve hatta milyonlarca kişiyi cendereye soktular.

Benim hiçbir subay tanıdığım yok iken başından beri tedirginliğim sürdü.

Tahliyeleri işittiğimde de sevinç gözyaşlarımı tutamadım.

Ben ordumu seviyorum. Ben orduma kara çalındığına inanıyorum.

Ve bu karayı çalanlara ve buna alet olanlara beddualar ediyorum.