1. YAZARLAR

  2. Zeynel KOZANOĞLU

  3. Büyük Yanılgımız...
Zeynel KOZANOĞLU

Zeynel KOZANOĞLU

Ortak Ses
Yazarın Tüm Yazıları >

Büyük Yanılgımız...

A+A-

Bizim “Ayran” dan milli içkimiz var ya... Tıpkı onun gibi milli yanılgılarımız da var. Kendimiz içinde bulunduğumuzdan farkına varamıyoruz. Ancak, şöyle kafanızı bu kısır döngünün dışına kısa bir süre için bile çıkarabilmişseniz açıkça görüyorsunuz...

Efendim, söz konusu etmeye çalışacağım yanılgımızı kısaca şöyle anlatabilirim: Kaşıtlarımızın ak dediğine körü körüne kara deme hastalığı... Şöyle biraz açayım. Bir topluluk içinde bilen kişi olarak konuşuyorum ve bir bilgi ortaya koyuyorum.

Dinleyenler arasında oturan genç arkadaşım “Haklısın ağabey, ne güzel de bilgilere sahipsin” deme olgunluğuna erişememiş biri. Ne yapacak, susup dinlese pek silik kalacak. “Hayır, öyle değil” diyor çıkıyor. Şimdi size nasıl bir tavır takınmak düşüyor. Dinleyenler arasında sizin sergilediğiniz bilgiye sahip pek çok kişi var. Onları tanık göstermeye kalkışıyorsunuz. O da ne? Arkadaşların hepsi delikanlımızın safında yer alıyor.

Anlattığım bu olayı ben Çankırı’mızda bire bir yaşadım, biliyor musunuz?

Lafı şuraya getirmeye çalışıyorum. Hadi biz kendi çapımızda, kendi aramızda kırar sarar dostluklarımızı sürdürürüz. Bunun millet çapında, devlet çapında bir etkisi bulunmaz. Yıkıcı, ayrıştırıcı, sarsıcı bir gelişme yaşanmaz.

Ama devletin üst kademelerinde oturanların bu anlayış içinde bulunmaları yıkımı davet etmekten beterdir. Şimdi yukarıda olup bitenlere göz atalım. Epey zaman önce Türkiye’mizin her yanında kıyasıya bir savaş sürüp giderken, bütün topraklarımız karış karış işgal edilirken, beş yüz yıllık başkentimize düşman girmişken ülkeyi yüz üstü bırakıp düşmanımıza sığınan bir kişi var. Bir de ülkenin kurtuluşuna ve bu devletin kuruluşuna önayak olmuş bir başka kişi var. Bunların ikisi de bizim bir zamanlar önünde eğildiğimiz kişiler. İkisi de belirli bir süre için de olsa baş tacı ettiğimiz kişiler.

Biri gemi batmaktayken bırakıp gitme basiretsizliğini göstermiş. Diğeri batmakta olan gemiyi yeniden yüzdürmüş. Arkadaş kendi kafasını kullanıp bunların hangisini bağrına basacağına kendisi karar vermiyor. Bakıyor, hazzetmediği kimseler hangisini tutuyor, o hemen karşı kampta yer alıyor. Kimileri de cambazlık ediyor. Bu iki kişinin birden adına mevlit okutuyor. Bence soytarılığın daniskası...

İktidar çözüm mü dedi... Karşı kampta yer al, aferin’i kazan...

İktidar Suriye Cumhurbaşkanına ateş mi püskürüyor? Sen o adamın yanında yer al.

Arkadaşlar yanlış ediyorsunuz... Hiç mi halk içinde dolaşmıyorsunuz. Siz ne kadar çırpınsanız çözüme karşı olmadığınızı, sadece izlenen yola yordama karşı olduğunuzu ne kadar yüksek dozla haykırırsanız haykırın, halkın algısı başka... Halkımız sizin bu tavrınızı barışa karşı çıktığınız biçiminde algılıyor.

Suriye’de halk ayaklanması var da, Esat bu ayaklanmayı bastırmaya çalışıyorsa, siz bunu önce halka anlatın. Sonra Esat’a ateş püskürün. Suriye’de bir kıpırtı başlamışken ortaya çıkıp da “Esat gitti gidiyor” teranesiyle kahramanlığa soyunursanız, bu kez muhalefet “Hoop ne yapıyorsun” diyerek dikiliyor.

Bu da ezilen Suriye halkının yanında yer almamak anlamına getiriliyor.

İyi de Suriye’de ezilmekte olan halkı sen topraklarına aldığında konuk edildiği alanda rahat durmuyor. Senin bayrağını yakıyor, senin polisini öldürüyor. Reyhanlı’da yaşanan olayın iç yüzü ortaya çıkarılamadı.

Uzun lafın kısası insanımızın kafası karşık. Kafamız karışık. Bu nedenle de zaman zaman saçmalayabiliyoruz. Bizim düzeyimizde saçmalıklar yaşıyoruz. Yukarılarda da saçmalıklar yaşıyoruz. Başbakan Yardımcısı çıkıyor, kendisine “Hizbullah” adını takan örgüte “Siz en iyisi Hizbulşeytan” adını takının, diyebiliyor. Kardeşim eşek arısının yuvasına çomak sokmanın sırası mı? Sana ne? O ülke içinde örgütler... Sen halkını, devletini düşün. Adım adım savaşa sürükleniyoruz. Sen ona bak. Ve bu gelişmeyi tersine çevir...

Dilimizde bu başbakan yardımcısının tavrını anlatmaya yetecek özlü söz var da onu söyleyemem ki...

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.