Sizin de kafanızı kurcalıyor mu, yıllardır polis bir yandan, jandarma öbür yandan ülkeyi didik didik ediyor. Akşam sabah suçlu yakalamaktan halsiz kalıyor. Her gün ortaya çıkarılan suçların ve suçluların önü  alınamıyor.

Bir olay... On dört yaşında engelli bir kıza bir kişi kötülük etmiş, üç yıl boyunca bu kötülerin sayısı iki yüz kişiye çıkmış. Bir başka olay: Üç beş kişi bir araya gelip bir araba çalmışlar. Üç beş kişiyken elli altmış kişi olmuşlar. Çaldıkları ve parçalayıp sattıkları araba sayısı iki yüzü geçmiş.

Bir olay daha... Adamın biri “Oto Yıkama” yeri açmış. Sonra beş on adam olmuşlar. O iş yerinin altına benzin tankları yerleştirmişler. Oracıktan yani ki yerin altından geçen Nato Benzin Hattından  çaldıkları benzini gizli gizli otomobil sahiplerine uygun fiyatla satmışlar.

Bu örnekler hayali değil. Son birkaç zaman içinde polisin ortaya çıkardığı kirli olaylar. Hepsinin de ortak yanı ne? Aslnda yamukluk birkaç kişiyle başlıyor. Neredeyse Mısır’daki sağır sultana kadar yayılıyor.

Burada şöyle bir hükme varabilir miyiz? Biz genel olarak suç işlemeye yatkın yapıdayız. Öyle kuyuya düşen köpeği on gün uğraşarak kurtaran, dolmuşta bulduğu para dolu çantayı sahibine teslim eden...  Üç beş kişinin tavrının arkasına sığınıp “İşte biz böyleyiz” demeyi hak eden bir topluluk değiliz.

Ya her birimiz nasıl bir yapıdayız? Ortada açık açık bir suç işleniyor. Bizim pek çoğumuz bu suçun ortasına bodoslama atlıyoruz. Bir kasabada bir kişi şerefsiz çıktı. Bunu işiten ikinci kişi dosdoğru karakola koşmuyor. O zavallının başına koşuyor. Peki ya üçüncü, ya ellinci, ya iki yüzüncü kişi.

Bunların hiç birinin mi kızı, kız kardeşi, karısı yok? Bunların hepsi mi namazsız, aptessiz, Allahsız kitapsız insanlar? Engelli ve korumasız bir çocuk bu... otomobil hırsızlığında da öyle... yıllar boyunca yzlerce kişinin arabasını çalmaya yönelik bir çark kurmuşlar. Bir tek kişinin vicdanı sızlamıyor.

Ya Natonun benzini... tv de bu haberi verirken şeytanın aklına gelmez dediler. Oysa şeytan bunlar. Ve şundan eminler ki, öyle pek ahım şahım da ceza görmeyecekler. Toplum içinde kimse tarafından da kınanmayacaklar.

Nasıl başlamıştık? Çetelerin önü niye alınamıyor demiştik.

İşte bunun için... adamın mahallede saygınlığı yok olmayacaksa, çaldığı çırptığı, ya da işlediği diğer suçlar burnundan getirilmeyecekse kişi ne diye çete kurmasın ki?  O iki ünlü dize şöyle miydi?

“Geçinip gidiyoruz bir dargın bir barışık

Nasıl olsa dünyada bütün işler karışık...”