Çevre hareketleri ve Siyasete etkileri
Türkiye hızla gelişen sanayisinine çeki düzen vermeye çalışırken inşaat alanlarındaki atılımlarla doğağı katletmeye başladı. Yeşil alanlar rant kapısı olarak hızla betonlaşma sürecine girerken Şehirler plansız ve çirkin yapılaşmaya maruz bırakıldı. İşin kötü tarafı, bunlar yapılırken ciddi bir muhalefetle de karşılaşılmadı.
Çevre sorunları politikadan bağımsız değildir. Büyük boyutlardaki birçok çevre sorununun sağ yada sol siyasal iktidarların yanlış verdikleri kararlar,veya doğru karar almakta geciktirmeleri sonucu ortaya çıkmıştır.
Ülkemizin yaşanılabilir bir yer olması için değerlerini ve dinamiklerini yerelden alan ama siyasal bir yapınında kuvvetle desteklediği çevreci bir harekete ihtiyaç vardır.
Ülkemizde bölgesel veya küçük çaplı örgütlü çevresel hareketler maalesef çok etkili olamıyor veya bulundukları yerde devlet eli ile durduruluyor. Uluslararası çevre örgütleri ise toplumda şüphe ile karşılandığından etkileri sınırlı olabiliyor.
Asıl önemli olan Türkiye'de çevreye duyarlı bir politik dilin neden oluşamadığıdır. Her ne kadar çevreci hareketler Batı ülkeleri dahil birçok yerde marjinal olarak görülse bile Avrupa'da bir tabana hitap eder hale geldi.
Avrupa Parlamentosu'nda 1979 yılında Yeşiller 2,4 oy oranına sahipken bu gün oylarını 7,3 çıkarmayı başarmışlardır. Avrupa yeşiller hareketi artık bir sosyal tabana sahip kadrosu ve destekçisi ile Avrupa siyasal skalasında yerini almıştır.
Yeşiller hareketi Türkiye'de de siyaset içinde yer almaya onlara yön vermeye çalışıyor ancak içinde barındırdığı üyelerinin sol tandanslı olması ve siyasi skaladaki karşılıklarından dolayı ya etkili politika üretemiyor veya marjinal bir görüntü veriyor.
Alternatif enerji kaynakları üzerinde çalışmaların başlamasıyla birlikte alternatif yaşam alanları oluşturma çabaları da hız kazanmaya başladı. Özellikle son yıllarda bu konudaki yapılan çalışmalar ekonomik olarak da ciddi boyutlara ulaştı ve Yenilenebilir enerji kaynaklarının erişimi ve kullanılmasında önemli gelişmeler sağlandı.
Bugün bazı ülkelerin enerji ihtiyaçlarının neredeyse yarısı yenilenebilir ve doğa dostu kaynaklardan sağlanmaya başladı. Bu çalışmalar aynı zamanda toplumlarda da çevre bilinci ve duyarlılığı oluşturmaya başladı. Çevre duyarlılığı olan siyasi oluşumlar da bu ülkelerde son zamanlarda bu hassasiyete paralel olarak güç kazanmaya başladı.
Türkiye endüstrileşme konusunda geç kalmışlığı ile sanayileşmenin etkilerinden bir nebze uzak kaldı. Geç kalmışlığın avantajlarından olan ileri teknoloji ve daha temiz bir sanayi altyapısı kurma şansına sahip oldu. Bununla birlikte çevre duyarlılığının beraberinde getirdiği, zaman zaman AB müktesebatının zorunlu kıldığı düzenlemelerle yıkıcı endüstrileşmenin önüne geçebilecekken son dönemde istihdam ve süreklilik konusunda daha verimsiz altyapı yatırımları ve inşaat alanlarındaki atılımlarla doğa ile oynamaya başlandı.
Yeşil alanlar rant kapısı olarak hızla betonlaşma sürecine girdi. Şehirler plansız ve çirkin yapılaşmaya maruz bırakıldı. İşin kötü tarafı, bunlar yapılırken ciddi bir muhalefetle de karşılaşmadı. Küçük ölçekli mücadeleler de farklı söylemlerle püskürtüldü. Mimarlar odasının, yerel yönetimlerin, bölge halkının, bağımsız çevreci örgütlerin birbirinden bağımsız sesleri çıktıkları yerlerde boğulduğundan toplu bir gür ses çıkma aşamasına gelemedi.
Ülkenin doğal kaynaklarının hızla tüketildiği bir dönemde dinin çevre ile ilgili söylemleri ya dillendirilmedi ya göz ardı edildi kısacası çevrecilik ve doğa dindar kesimde pek karşılık bulamadı. Hak ve adalete önem veren bir dinin mensupları bu vazgeçilmez haklarını koruma adına bir varlık gösteremediler.
Uluslararası çevreci kuruluşların dış kaynaklı fantaziler ürettiği genel kanaati özünü kendi değerlerinden alan bir çevreci söylem de geliştiremedi.
Bundan sonra ülkenin daha yaşanılabilir bir yer olması adına değerlerini ve dinamiklerini yerel halktan ve yerel yönetimlerden alan bununla birlikte güçlü bir siyasi yapının da desteğini alan bir çevreci harekete ihtiyaç vardır.
Böylesi bir çevreci hareket, ülkenin karşılaştığı çevre sorunları üzerinde ciddi kafa yormaya toplumubu yönde aydınlatmaya ve alternatif projelerle geniş bir toplumsal destek toplamaya muktedir olacaktır.
İhsan yavuz
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.