1. YAZARLAR

  2. Murat YAZAN

  3. CHP, AKP ve camiler
Murat YAZAN

Murat YAZAN

platform
Yazarın Tüm Yazıları >

CHP, AKP ve camiler

A+A-

CHP, AKP ve camiler arasındaki ilişki yakın tarihimizin ve cumhuriyet tarihinin üzerinde en çok durulan konularından biri.

Buraya başlamadan önce caminin nasıl var olduğuna ve bugün üzerine yüklenen anlama bakmak lazım.

Cami, yapı olarak Kuran’da yok. Kuran ibadet için özel bir mekân tasarlamıyor. Kubbe, minare, imame, mihrap vesaire insanlar tarafından estetik kaygılar ve gereksinimler ışığında oluşturulmuş yapılar. İslam’dan bahsederken özellikle Kuran ve Din’i ayrı başlıklar altında nitelemeyi tercih ederim çünkü Kuran Allah tarafından vahyedilmiş bir kitapken, din Kuran’ın emirlerinin yanı sıra insanların oluşturduğu kurumlar ve dini rütbeler (imam, müezzin, müftü, diyanet işleri başkanı vs) bütünüdür. Ve mezheplere göre az veya çok farklılıklar taşır.

İslam tarihinde ilk camiler sadece ibadet edilen alanlar olmayıp aynı zamanda cemaatin sosyalleştiği, sohbet ettiği, bilgi alışverişi yaptığı yerlerdi. Toplum içinde yeri ve statüsü ne olursa olsun herkesin ibadet esnasında Allah önünde eşit olduğu özel alanlardı. Hz. Ali’nin camide Hariciler tarafından katledilmesinden sonra Muaviye camide devlet yöneticileri için ayrı bir yer yaptırma ihtiyacı duydu ve İslam’ın ibadet sırasında Allah önündeki eşitlik sembolizmini zedeledi.

Zaman içerisinde camiler sosyalleşme ve istişare alanı olma niteliğini yitirdi. Salt ibadethane halini aldı. Bugünkü camilerle İslam’ın ilk dönemindeki camiler arasında kullanım amacı anlamında ciddi farklar bulunuyor.

Cumhuriyetin ilk yıllarında, tek parti döneminde gerek laik devleti, gerekse seküler bireyi yaratmak için çeşitli uygulamalar yapıldı. Hilafet makamı lağvedildiği için halkın bir kısmı rahatsızdı ve dine dair her uygulama tepki çekiyordu. Bu tek partinin CHP olduğunu düşünecek olursak tüm oklar partiye ve kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’e odaklandı. Tekke ve zaviyelerin kapatılması tarikatları “merdiven altı tekkeler kurmaya” iterken devletin kolluk güçleri de bu tarikatlarla doğal olarak mücadele etti. Bu mücadele “rantını kaybetmek istemeyen” şeyhler ve müritlerince “din düşmanlığı” olarak anlatıldı ve halen anlatılmaya devam edilmekte. Oysa Kuran’da “Allah’a ulaşmanız için aracıya ihtiyacınız yok. O size şah damarınızdan yakın” mesajı verilirken, Hz. Muhammed veda hutbesinde “ben dininizi tamamladım” derken kimse dönüp ne Kuran’a, ne de Hz.Muhammed’in ağzından dökülen sözcüklere bakmadı. Muaviye’nin oluşturduğu “siyasal İslam” geleneği günümüze kadar devam etti. Din, Muaviye’den itibaren en büyük rant ve ikbal kapısı olarak “kullanıldı”!

CHP (ya da devlet) bu konuda hata yapmadı mı? Yaptı! Türkçe ezan yapılmış en ciddi hatalardan biridir, “kul”dan “birey”e geçiş sürecinin yumuşak ve zamana yayılı olması gerekirken alınmış ani ve gereksiz bir karardır. Bin yılı aşkındır bilinen, alışılan, hatta kutsiyet atfedilen ezan dünyanın her yerinde orijinal dilinde okunurken yerine Türkçesini getirmek büyük hataydı. Beş vaktin her birinin ayrı makamla okunması ve ezanın orijinal dilinin estetiği zorlama bir Türkçeyle yerle bir edildi. Hata bununla da sınırlı kalmadı. Yerel kolluk yetkililerinin ezanı orijinal haliyle okuyanlara yönelttiği şiddet halkta ciddi reaksiyona neden oldu. “Din elden gitti” algısı yanına bir de “devlet dindara şiddet uyguluyor” algısı eklendi. Ve bu durum ilk seçimlerde etkisini gösterdi, Adnan Menderes’in Demokrat Partisi iktidarı CHP’den devraldı.

Bilinen kayıtlar içinde CHP’nin (devletin) camiyi ahır yaptığına dair bir belge yok.

Bilinen söylem içinde CHP’nin dini istismar ettiğine, insanları (Rahmetli Yaşar Nuri Öztürk hocanın deyimiyle) “Allah ile aldattığına” dair bir kanıt da yok. Evet CHP (belki de devlet demek daha doğrudur) seküler birey yaratma sürecinde inanca mesafeli durmuştur ama asla onu istismar etmemiştir.

Sağ partileri iktidara taşıyan en önemli faktörler liberal ekonomi ve din konu başlıklarıdır. Günümüzde de aynı duruma şahit oluyoruz. Mevcut iktidar zamanında Üsküdar’da cami mahalle sakinlerinin tepkilerine rağmen yıkılırken (yerine yenisini yapacaklarını söylüyorlar, göreceğiz) insanların dikkati hala 70 yıllık “CHP camileri ahır yaptı” söylemine yönlendirilmeye çalışılıyor.

Benim için (bugünkü haliyle) insanların inançlarına müdahale etmeyen ve din istismarcılığı yapmayan parti veya anlayışlar daha “rahmani”dir.

Kendine ne kadar “Müslüman” etiketi yapıştırırsa yapıştırsın, dini istismar eden her kim ve her hangi parti olursa olsun İslam’ın özünden uzaklaşmış, Muaviye’ye yaklaşmıştır.

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.