CHP'ye kumpas içeriden değil dışarıdandır...
CHP'ye kumpas demokrasimize kumpastır
Rahmetli Mahir Kaynak ne demişti; "Operasyon neticesi kimin işine yarıyorsa, müsebbibini de orada arayacaksınız. " Bu görüş genel kabul gören bir yorum olarak benimsendi. Dolayısıyla, CHP zarar gördüğüne göre kumpasın aktörlerini bir başka yerde aramak lazım.
Rahmi Turan'ı "kekleyerek" yapılan operasyonda iki önemli figür baş rol için seçilmiş. Erdoğan ve AKP karşıtı olup, eline ne verilse AKP ve Erdoğan'a saldıracak kin ve öfke dolu Rahmi Turan ile agresifliği ve duygusallığı aynı anda tetiklendiğinde üzerinde müthiş bir zafiyet oluşan Muharrem İnce.
Muharrem İnce elbette Saray'a gitmemiştir. Ama CHP'de iç kargaşanın çıkması için seçilmiş en uygun isimdir. Bu senaryoyu yazanın CHP'deki bir grup değil, senaryonun içinde CHP'li olsa bile CHP dışından olduğunu düşünüyorum. Zerre kadar siyasi aklı, zekası olan bir Allah'ın kulu Erdoğan'ın desteği ile hiç bir kimsenin CHP'de genel başkan olamayacağını düşünür, akıl eder.
Muharrem İnce malum kumpasın müsebbibi olarak kendi partisi CHP'de bir grubun olduğunu ifade ederek, Mahir Kaynak'ın tespitine uymayan bir yorum yapıp, kendi partisini de haksızca hedef seçti. İşte bu huyundan dolayı CHP'de iç karışıklık için Muharrem İnce'nin seçilmiş olmasına şahsen hiç de şaşırmadım.
Diğer dikkatimi çeken bir husus da; her ne hikmetse Aktroller ve yandaş medyanın Muharrem İnce'ye karşı farklı bir pozitif ilgileri var. Mesela CHP'nin Cumhurbaşkanlığı adaylığı tespitinde Muharrem İnce için adeta kampanya yürüttüler. Hatta bir TV programında yandaş maaşlı gazeteciye CHP'li konuk "Sorabilir miyim; sizdeki bu Muharrem İnce aşkı nerden geliyor? Herhalde oyununuzu da verirsiniz" demişti.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde AKP'nin en korktuğu şey Meral Akşener'in milleti ittifakının adayı olma ihtimaliydi. Bu ihtimale karşı, kökten CHP'liler ile yandaş medya her ne kadar farklı gerekçelerle olsalar da; Muharrem İnce'nin Erdoğan karşısında aday olması için büyük çaba gösterdiler. Öyle bir konjonktür oluşturuldu ki; CHP yönetimi Muharrem İnce dışında bir başka ismi gündeme getirmeye cesaret edemedi, zira o sıralar Muharrem İnce öz güven patlaması yaşıyordu. Nitekim Muharrem İnce'nin adaylığı belli olduktan sonra da; yandaş medya, TRT dahil ekranlarını kendisine sonuna kadar açmıştır. Meral Hanım hala devletimizin televizyon ekranında konuk edilmedi.
Yani demem o ki; CHP'ye kurulan kumpasın senaryosunu yazanlar CHP'nin içinde değil, Cumhurbaşkanlığı adaylığında hatta öncesinde Muharrem İnce'ye motivasyon için güç kaynağı olan kimlerse gene onlardır.
İfade etmeye çalıştığım "Yandaşın Muharrem İnce aşkı" kendisini çok sevdiklerinden değil, kendisinin duygu, düşünce ve hislerinden faydalanarak CHP'yi yönlendirebildikleri, istedikleri operasyonu yaptıkları için seviyorlar.
Nitekim Muharrem İnce de tam da onların istediklerini yaptı; kumpasın senaryosunu CHP'nin kendi içinden olduğunu düşünerek parti yönetimini zor durumda bırakmıştır. Gene hata yapmıştır.
Yine aklıma Oslo geldi. O zaman ne denmişti "PKK ile görüşmedik, devlet görüştü". Bu kumpasta da böyle bir "Düzenek"in olduğunu düşünüyorum. Partilerini fesih ettirip, başkanlarını satın alanlar için CHP tandanslı, üstelik de aktif olmayan bir gazeteciyi satın almaları çok mu zor; sanmıyorum.
Kılıçdaroğlu vatan sever bir Türk olduğu için tasfiye edilmek isteniyor
Kendinizi yormayın lütfen. Aktroller kimden yana nefes tüketiyorlarsa bunu kendi kurgularının bir devamı olarak görebilirsiniz.
Neymiş; bu kumpas işi CHP'nin iç meselesiymiş. Yok ya; bizler birilerinin attığı algı kementine boynunu uzatan ahmaklarız ya; onlar emir buyururlar, bizler de inanırız öyle mi.
"Siyasal İslam"ın güttüğü "Davara" katılmamak için her gün bedel ödeyen bizler; düşünen, muhakeme eden, hüküm veren ve de en önemlisi kendilerine kıymet atfedip, değerli görenler; muktedirlerin algı dayatmalarına karşı mücadelemizdeki azim ve kararlığımız her geçen gün daha da güçlenerek anlam kazanmaktadır.
Adam Muharrem İnce'nin ismini veriyor. Cumhur İttifakı trolleri bu bilgiye itibar ediyorlar. Aynı adamın; Muharrem İnce'nin hangi plakalı araçla, hangi akşam, hangi saatte "Saray"a gittiği söylüyor ama buna itibar etmiyorlar. Çünkü Aktroller diyorlar ki; "Bu CHP'nin iç sorunu". Bu usul bir kurgunun devamından öte bir şey değildir.
Bu malum kumpasın nedeni şudur. 450 km yürüyerek inanmış ve adanmışlığını ortaya koyan Türk oğlu Türk olan Kemal Kılıçdaroğlu'nu bir şekilde tasfiye etmek istiyorlar. İşin garibi bunu CHP içinde radikal sol unsurlarla beraber Cumhur İttifakı da istiyor. CHP inisiyatifinin daha marjinal ve etkisiz olan sola devredilmesi arzulanıyor.
Başörtüsü ile sorunu kalmamış bir CHP'yi bu aşamaya taşıyan kim; elbette Kılıçdaroğlu unsurdur. AKP bunu, arka bahçesini işgal olarak gördüğü için orada barındırmak istemiyor.
Bu sadece bir örnek. Anlamı şu; Kılıçdaroğlu'nun CHP'yi biraz daha merkeze taşımış olmasıdır. Bunu yaparken yeni sistemin getirdiği ittifak müessesini de İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile çok güzel değerlendirip uyumlu bir karşı cephe oluşturdu. Cumhur ittifakının yeni sistem üzerinden kendi geleceklerine dair kurguladıkları siyasi muktedirlik tehlikeye girmiş oldu. Böyle bir endişenin kendilerini sürüklediği sonuç; muhtemel bir Cumhur İttifakı adayının hiç bir şekilde Cumhurbaşkanlığını kazanacak oy yüzdesini yakalamayacağıdır.
Dolayısıyla CHP'yi iç meseleleri ile boğuşturup, bu kavgada radikal solu galip getirerek CHP'yi belki de Muharrem İnce'nin bile olmayacağı bir başka radikal sol isme devretmek istiyorlar. Böyle bir CHP'nin varlığı Cumhur İttifakı'nın kesintisiz devamı demektir. Bu konjonktürde İYİ Parti'nin varlığı elbette çok önemli olacaktır ama bu sefer de radikal solun inisiyatifindeki CHP ile İYİ Parti arasında bugünkü Millet İttifakı ruhunu bulmak mümkün olmayacaktır. Cumhur İttifakı belli ki bunun da hesabını yapıyor.
Sonuç; Muharrem İnce ve Saray üzerine hazırlanmış olan kurgu için her ne kadar CHP içinden bir isim bulunup kullanılmış olsa bile; ana karargahın başka yerde olduğunu düşünüyorum. Muharrem İnce hala kendisinin yapısı ve duygusallığı kullanılarak CHP'de iç kargaşa yaratıp bölen, parçalayan kişi konuma itildiğinin farkında değil.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.