Çocuk Gelinler...
Bizde hiç bir konuda öze inmek yok. Öylesine terslikler içindeyiz ki... Bakınız günlerdir “kim sızdırdı, ben sızdırmadım” tartışması sürüp gidiyor. Bir Allahın kulu konunun özüne inebiliyor mu? Açıklanan metnin gerçek olup olmadığına ilişkin tek laf duydunuz mu? Orada öne sürülenlerin gerçek olup olmadığı konusunda kalem oynatan kimse oldu mu?
Bu kez de çocuk gelinler konusunda aynı “koyunca tavır” içindeyiz. Çocuklar davullu zurnalı düğünlerle evlendirilmişler. Her biri bir mahalleye gelin gitmiş. Olan olmuş, çay geçilmiş. Hamile de kalınmış. Bebek için hastaneye başvurulunca olaya el konulmuş. Şimdi çocuklar yargılanacak.
Peki bu işte bir yamukluk yok mu? Şöyle bir düşünelim... Düğüne çağırılmışız. Bebe beşik toplanmış gitmişiz. On on iki yaşlarında çocuklarımız var. Düğün salonunda yer bulmuş oturmuşuz. Çocuklar salonun şurasında burasında koşuşup oynuyorlar. Derken salona gelinle damat giriyor. O da ne? Gelin bizim kızdan iki yaş da küçük... İlkin evcilik oynanıyor sansanız da, kamera şakası mı acaba diye düşünseniz de, koyun değilsiniz kardeşim... “Bu çocuk evlendirilir mi?” diye niye isyan etmiyorsun? Ve salonda bir kişi de değil... beş yüz kişi, bin kişi... evlendirilen çocuk da bir değil... Yüzlerce, binlerce çocuk. Öyleyse salonlarda toplam binlerce kişi... Ne biçim bir millettir bu?
Trafikte sen geçmeyeceksin, ben geçeceğim kavgasında birbirini öldürür. Para üstü gecikince marketi dağıtır. Yanından geçen adamı karıma dik baktın diye öldürür. Gözlerinin önünde on yaşında çocuğun kanına girme tantanası davul zurna ile kutlanır, ses çıkarmaz. Mahallede o çocuğu evlendirilmiş görünce kimse ilgililere haber vermez.
Komşu dul bayana erkek kardeşi konuk gelse mahalle dedikodudan yıkılır. Ama çocuk gelin gelin edilirken kimsenin kılı kıpırdamaz.
İstanbul'da beş çocuk gelinin öyküsü, ancak hastaneye doğum için başvurduklarında ortaya çıkmış. Savcılık, çocukların aileleri ve evlendikleri kişiler hakkında soruşturma başlatmış. Çocuk gelinlerden birinin 10 yaşında evlendiği ve hamile kaldığı belirlenmiş.
13 yaşında bir kızla evlenen 24 yaşında bir erkek hakkında dava açılmış. On beş yıla kadar hapsi isteniyormuş. 30 Kasım 2012 günü Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne başvuran çocuk gelinlerden birinin hamile olduğu anlaşılınca savcılığa bilgi verilmiş.
Savcılıkça yapılan soruşturmada bu çiftin 4 Eylül 2012 günü düğünle evlendiği belirlenmiş.
Bir diğer çocuk gelin ise sadece 10 yaşındaymış. Zavallım 2002 doğumluymuş. Damat ise 24 yaşında. İstanbul Fatih'te bir düğün salonunda evlenmişler. Çocuklarla evlenen erkekler arasında 33 yaşında olanlar bile var.
Şimdi ne olacak? Ne olacağı belli. Şimdi belirlenenler yargılanacak. Ana babalar ve komşular devlete ateş püskürecekler. Gül gibi geçinip gidiyorlardı. Devlet buna niye burnunu sokuyor sanki... Çünkü o kafada olan sürünün kafasında tarihten gelen çok bilinen bir örnek vardır. Gerçek olup olmadığı irdelenmeyen bir örnek...
Pek büyük sevgiyle izinden gittiğimiz, o pabucunu ilkin sağ ayağına giydiği için pabucunu giymeye sağ ayağından başlamayanı hor gördüğümüz bir sevgili’mizden bize miras... Ve yandığım yakındığım bir konudur. Bunca uzman kişi, bunca bilim adamı bu olayın gerçek yüzünü niye araştırıp ortaya çıkarmazlar. O da ayrı bir sorun... O mübarek adı burada anarak bu kirliliğin içine sokmaktan kaçınıyorum. Kimi aklı ermezler bu tavrımda bile bir yamukluk arayacaklardır, onun için bunu açıklamak gereğini duyuyorum.
Evet, Savcılıklar bu konuyu incelerken, mahkemeler bu davaları görürken, bir yandan da çocuk gelinler gelin edilmeye devam edilecek... Değişen hiç bir şey olmayacak. Türkiye’de evlenme düzeninin sağlam kazığa bağlandığından bu yana neredeyse doksan yıl geçti.
Doksan yılda bir arpa boyu yol alınamadı. Bundan dokuz yüz yıl sonra da hiç bir şey değişmeyecek.
Nedeni ortada. Bir zamanlar Süreyya adında bir fırtınamız vardı. Önce göğsümz kabara kabara heykelini diktiğimiz sonra da utana sıkıla aynı heykelini depoya kaldırdığımız Süreyya’mız. Çocukluğunda emanet ettiğimiz “çalıştırıcı” kılığında evli barklı biri ona kötülük etmişti de...
Sonrasını bilmeyen yok. Ben o kötü adamı ayıplar yönde bir yazı yazdığımda hemen hemen aynı yaşlarda kızı olan bir hemşemrim “Olayın o kısmında yamukluk yok” diye benim görüşüme karşı görüş yazmıştı. Evli barklı adama bir baba çocuğunu teslim ediyor. “Sen hoca’sın” diyor. Neden sonra bakıyor görüyor ki, “Hoca” dediği şey kızına “Koca” olmuş.
Adamcağız dört dönüp içindek yangına çare aramaya kalkıştığı ortamda neyle karşılaşmıştı: “Bu olayda yanlışlık yok.” Evet, bu sorun bu ülkede yüzyıllarca sürecek. Biz böyle kimilerinin bakış açısıyla boşuna zevzeklik etmiş olacağız.
Zeytinburnu Semiha Şakir Kadın Doğum Hastanesi'ne başvurunca durumu ortaya çıkan F.B. ile ilgili hastane yönetimi tarafından savcılığa bilgi verildi. Savcılık M.Ç. hakkında 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı. 14 yaşındaki G.U. da henüz 14 yaşında iken T.U. ile evlendi. Beşiktaş Toplum Sağlığı Merkezi'nde yapılan muayenesinde hamile olduğu tespit edilen G.U.'nun durumu savcılığa bildirilince savcılık 33 yaşındaki T.U. hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçu kapsamında dava açtı. E.A. isimli 13 yaşındaki çocuk gelin de Semiha Şakir Doğum Hastanesi'ne başvurunca durumu anlaşıldı. H.Ö. isimli 23 yaşındaki genç ile ailesinin rızası ile evlendiği belirlenen E.A., nüfusa geç kaydedildiğini iddia etse de savcılık soruşturma sonucu H.Ö.'ye cinsel istismar davası açtı. H.Ö. Ağır Ceza Mahkemesinde hâkim karşısına çıkacak. 13 yaşındaki çocuk gelin G.S.'nin ise yalnız eşine değil, ailesine de dava açıldı. 28 yaşındaki K.Ş. ile evlendiği belirlenen G.S.'yi rızaları dâhilinde evlendiren anne H.S. ve baba M.S. hakkında da ağır ceza mahkemesinde dava açıldı. Bu olayda anne ve babaya da tıpkı K.Ş. gibi çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçlaması yöneltildi.
Türkiye'de 181 bin çocuk gelin var
Türkiye'nin en büyük sosyal yaralarından biri olan çocuk gelinler son dönemde en çok hastanelerde tespit ediliyor. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre Türkiye'de 181 bin çocuk gelin var. Çocuk gelinler ailelerinin rızasıyla ya da kaçarak evleniyor. Hamile kalan çocuklar doğum için hastaneye başvurduklarında eğer yaşını doldurmamışsa savcılığa bilgi veriliyor. Çocuk gelinlerin aileleleri ve evlenen kişiler hakkında Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 103. maddesinde düzenlenen 'çocuğun nitelikli cinsel istismarı' suçundan dava açılıyor. İstanbul Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürü Önal İnaltekin, bakanlık olarak böyle bir vaka tespit edildiğinde adli süreç devam etse de müdahale ettiklerini, inceleme yaptıklarını, gerekli gördükleri durumda hemen çocuk anneyi yurda yerleştirdiklerini söyledi.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.