Corona ve Türkiye
Her fırtınalı karanlık gecenin bile bir sabahı vardır. Ülkemiz de tüm dünyada olduğu gibi karanlık ve fırtınalı bir gece yaşamaktadır. Elbette ki sabah olacak ama önemli olan bu fırtınalı ve karanlık geceden en az hasarla nasıl çıkılabilir bunun hesabını çok iyi yapmak lazım. Biz de ülke olarak çok iyi bir devlet politikasıyla milletçe el ele vererek bu acı günleri en az hasarla atlatabiliriz.
Ve şu an bütün dünya ülkelerinin ekonomisi bu salgın sebebiyle çok ciddi çatırdamalar yaşamaktadır.
Örneğin; Teknoloji gücü ABD, ağır sanayii ve otomotiv devi Almanya, petrol zengini Arap ülkeleri bile şu an pazarlarını yitirmiş hale gelmiştir. Çünkü an itibarı ile görüyoruz ki son model elektronik bir cihaz, herhangi bir model otomobil ya da kaliteli bir akaryakıt dünya insanlarının birincil bir ihtiyacı değildir. İnsanlığın şu anki tek ama tek ihtiyacı sağlık ve beslenme ihtiyacıdır. Hiçbir teknolojik alet, hiçbir son sistem otomobil yenmez ve hatta petrol de sıvı niyetine tüketilemez. Bu bağlamda ülkemizin durumunu bu kriz ortamında değerlendirirsek büyük bir avantaja ve fırsata sahip olduğumuzu görürüz. Peki nedir bu avantaj ve fırsat? Tarım ve hayvancılık...
Malum olduğu üzere üç tarafı denizlerle kaplı, gölleri, dereleri, çayları, ırmakları ve çok verimli platoları ovaları ve yaylalarıyla hala dünyanın en zengin tarım, hayvancılık ve turizm ülkelerinden biriyiz. Dünyayı saran bu virüs illeti nedeniyle turizm gelirlerimiz bir iki yıl süreyle çok fazla sarsılacak olsa da tarım ve hayvancılıkta çok kısa zamanda milletimizin ihtiyaçlarını karşıladığımız gibi bir çok ülkeye de ihracat yapabiliriz.
Tarım ve hayvancılığı (50 yıllık hem alaylı hem mektepli tarım teknikeri) bilen biri olarak şundan çok eminim ki: İyi bir milli devlet politikasıyla çiftçilerimizin tüm girdi fiyatlarını (Akaryakıt, gübre, ilaç, tohum, alet-ekipman vs) süspanse ederek son 15 yıldır uygulanan yanlış tarım politikaları sebebi ile köyünden küstürülen, tarlasından ve bahçesinden uzaklaştırılarak şehirlerde asgari ücrete mahkum edilen köylümüz çok hızlı bir şekilde yeniden üretime başlatılabilir. Dünyanın en zengin bitki çeşitliliğine sahip olan yaylalarımızda yeniden hayvancılık geliştirilebilir. Bu çalışmalar sonucu çiftçinin ürettikleri ve yetiştirdikleri milletimize kaliteli ve uygun fiyatlarla sunulduğu gibi ihracat da kat ve kat artırılabilir. Tüm bunlar için yukarıda belirttiğim gibi girdi fiyatları mutlaka düşürülmelidir. Pazarlamada üretici ve tüketici arasındaki fiyat belirleyiciler (Komisyoncu vs.) kaldırılarak yerel yönetimler devreye sokulmalıdır.
Mevcut çiftçi banka borçları bu yıla mahsus olmak üzere faizsiz ertelenerek üretimin artırılması için çiftçilerimize kaynak aktarımı sağlanmalıdır.
Çiftçilerimiz için bu tedbirler ve teşvikler hızla uygulamaya geçirilince, yıllardır yanlış tarım politikaları nedeniyle tarımsal ithalata ayrılan paralar da ülkemizde tüm iş kollarındaki eksiye düşüşü önlemek için ayrılacak olan destekleme kaynaklarına aktarılabilir.
Unutmayalım ki ülkemiz hala çok zengin bir tarım ve hayvancılık ülkesidir. Yeter ki kaynaklarımızı düzgün kullanalım.
Bu vesileyle ölen vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, hastalarımıza şifa, milletimize sabırlar dilerim.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.