Dil’e, İl’e, El’e sahip olmak
Dil: Türk dilidir. İl: Devlet yapısıdır. El: Üzerinde yaşanılan topraktır yani vatandır. Türk töresi bu üç temel üzerine oturtulmuş ve yaşatılmıştır. Ne zaman ki bu üç ana unsurdan biri yok olmuş, işte o zaman Türk devletleri çökmüştür. Örneğin; Göktürkler, Uygurlar, Selçuklular, Osmanlılar ve diğer kurulup yok olan Türk devletlerini gösterebiliriz. Ne zaman töre hiçe sayılmış, önemsenmemiş bu nedenle de çökmüş ve sonuçta kurulan devlet tarumar olmuştur. Tarihte kurulmuş tüm Türk devletlerinin en kuvvetli olduğu zamanlar töreye bağlı oldukları dönemlerdir. Türk töresi doğanın yasası olduğu kadar insanlığında yasasıdır. Geçmişten süzülerek gelen binlerce birikimin ve deneyimin ürünüdür.
Osmanlı İmparatorluğu töreden uzaklaşmış, yozlaşmış ve zaman içinde kukla bir devlet durumuna düşmüştür. İngilizlerin elinde oyuncak olmuş, ekonomik ve sosyal bataklığa sürüklenmiştir. Atatürk’ün önderliğinde Türk töresi yeniden hayat bulmuş ve Türkiye Cumhuriyet’i dünya devletleri arasındaki yerini almıştır. Atatürk’ü ve Atatürk Milliyetçiliğini anlamayan ve ona düşman olanlar Türkiye Cumhuriyeti’ni orasından burasından tırtıklamaya başlamışlardır. Amaç Cumhuriyeti yıkmak yerine şeriat devleti kurmak olan ümmetçi kadrolar Türk töresini resmen tanımamakta ve inkar etmektedirler. Türkler İslâmiyet’i ümmet olarak değil, Türk oldukları için saygın ve Cihanşumul din yapmayı başarmışlardır. Amerika’nın noteri olan günümüz yönetimleri Töreye dört elle sarılmazsa, bu memleket dilim varmıyor ve asla arzu etmiyor ve kabullenmek bir tarafa konuyu akla getirmek bile istemiyorum ama parçalanmaya, gerici, ucube, meczup bir yapıya sahip olacak gözükmektedir.
Gelelim günümüze: Batı emperyalizmi önce dilimizi bozdu . Öztürkçe sözcükler yerine yabancı dil ve son yıllarda Arapça, Farsça kullanmayı insanlarımıza mecbur etti. İlimize gelince: Laik Cumhuriyet budandı. Muassır Medeniyeti hedefleyen Türkiye, sıfır sorun dış politika diyerek dost devletleri, kardeşlerimizi hatta birbirimizi ötekiler berikiler diyerek kendimize düşman etti. Barışı ve insanlığın refahını ‘’Yurtta sulh, cihanda sulh’’ özdeyişi ile özdeştiren devletimiz, günümüzde leş kargaları, yamyamlar tarafından kıyısından köşesinden parçalanmaya çalışılmaktadır.
Elimize gelince: Yüzyıllardır bir arada, kardeşçe yaşanılan Anadolu, Büyük Orta Doğu Projesi (BOP) adı altında, ümmetçi anlayışında desteği ile parçalanmaya, yok edilmeye çalışılmaktadır. Türklüğünden utananlar, ben Türküm demeyi kendilerine zul görenler, şehidine saygı göstermeyen, millet ve bayrak, vatan sözcüklerini ağızlarına almayanlarla Türkiye bugünlere geldi. Peki gelecek nasıl olacak veya olabilir? Diye bir soru aklımıza gelebilir. Ne zaman töremize yani dil,il ve elimize sahip çıkıp bugün düştüğümüz bataktan milletçe kurtulabilirsek işte o gün minarelerimizden Türkün yeniden doğuşu ve kendine gelişini ilan etme günü olacaktır.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.