DİL’İM: Dilim Dilim Dilin !

‘’Söz gümüşse sükut altındır’’ Hele bir sus efendi ağa. Almışsın sazı eline rastgele, sonu neler getirir diye düşünmeden konuşuyor, konuşuyorsun… Birazda susmasını, dinlemesini bil. Dinliyorum, saz çalıyorum  ayağı ile kendine konuşma ortamı yaratma…Sazında senin olsun, dinleyicinde yeter ki dinlemekten yorulmuş, bıkmış çevreyi rahat bırak.

Yukarda ki tasvire uygun çevremizde var olan insanlar mutlaka vardır. Kendini beğenmiş, çok bilmiş, kibirli, ikircikli, güç kendinde olduğunu zannederek ulu orta konuşan, konuştukları ile gönüller yaralayan, kalpler kıran, kin ve nefret uyandıran tipler maalesef toplumsal huzuru da bozuyorlar.

Gündelik hayatımıza giren bu tipler geçmişte vardı, bugün de var, gelecekte de var olacaklar. İtibar gördükçe de coştukça coşacaklar. Özerklik ilan edecekler, saçma sapan fetvalar verecekler, daha olmadı halkı galeyena getirmek için ajite edecekler. Şehitlikten dem vuracaklar, haklarını aradıklarını ifade edecekler.

Sonradan görme, küçük dağları ben yarattım deme alışkanlığına sahip bu tipleri nereye gitseniz bulursunuz. Köy kahvesine otursanız, yolda yürüseniz, otobüste yolculuk etseniz hemen yanınızda bulursunuz. Bunlar ajitasyon timleridir. Kendi yanlışlarını doğru olarak halka yutturur, halkı kandırırlar.

Sonuç olarak bu tiplerin gelişmesine ve serpilmesine okuma alışkanlığı olmayan, araştırmayan, doğruyu yanlışı ayırt edemeyen, dünyası kendince abone olduğu TV kanalı olan insanlar neden olmakta ve onlar tarafından yaşatılmaktadır. Bu tablo değişmedikçe sürü psikolojisi daima galip gelecektir.

Futbol maçında amigolar, güreşte cazgırlar, bezirganlar (Mesleğini sadece kazanç için kullanan kimse) oldukça NE OLACAK BU MEMLEKETİN HALİ diye hayıflanmayalım.

Padişah efendi nasıl olmuşsa sarayın dışına çıkmış geziniyor. Tabi yanında da avaneleri, yalakaları.  Yolda yürürken ensesi açık bir adam padişahın gözüne ilişiyor. Hemen yalakasına git şu adamın ensesine bir şaplak vur diye emir veriyor. Yalaka hiç fırsatı kaçırır mı? Hemen gidiyor var gücüyle adamın enseye şaplağı indiriyor ve hemen kaçıyor. Padişahın yanına geldiğinde padişah eline bir altın tutuşturuyor. Kısa zaman sonra padişah tekrar git bir şaplak daha at emrini veriyor. Yalaka hemen gidiyor ve şaplağı adamın ensesine indiriyor. Adamda ‘’Ne oluyor’’ diye karşı koyuyor. Yalakada ‘’Sende bu ense, padişahımda altın oldukça daha çok şaplak yersin’’ yanıtını veriyor.!

Biraz gevezelik yaptık ‘’Söz ola beri gele’’ dedik. Hep konuşanları, susmasını bilmeyenleri dinleyecek değiliz ya?

NOT: Yazım temsili, canlandırma olup hiçbir şahsı, kurumu, yalakayı, padişahı, cazgırı, bezirganı hedef almamaktadır.