Dinimiz İpotek Altında mı?
Ne zaman islama ilişkin bir yazı yazsam, ille bir hemşehrim zıplıyor. Ve çoğu zaman da hep aynı hemşehrim sesini yükseltiyor. Arkadaşlar! Bizi bin dört yüz yıl dut yemiş bülbül gibi köşede tuttular. Dinimiz konusunda düşünülecekse bizim yerimize düşündüler. Konuşulacaksa da yine bizim yerimize konuştular. Ve güzelim dinimizi bugün tanınmaz hale getirdiler.
Dünya çapında müzik adamı müslümanlığı seçtiğinden nice sonra şöyle dedi:
“Ben islamın kaynağına baktım, kutsal kitabını inceledim ve öylece bu dine seve seve girdim. Önce müslümanları tanısaydım, İslamın yanından geçmezdim.”
Yusuf islam böyle dedi. Bu söylemin doğruluk payı yüzde yüzdür.
Bunların yazılmasından, bunların söylenmesinden niye gocunuyorsunuz arkadaşlar. Samimi dindarlar rencide oluyormuş. Samimi dindarlar aptal mı? Okuduklarını anlamıyorlar mı? Ben ne diyorum? Dinimiz tertemizdi, kusursuzdu... Dinin içini boşalttılar. Akıllarına esen manyaklığı “din budur” diye bize yutturdular. Samimi dindar bu lafın neresinden gocunur?
Şimdi son birkaç yılda din diye ortalıkta dolaşan soytarılıklara bir bir bakalım... Bütün bunları görüp okuduktan sonra yine de gocunan, incinen samimi dindar çıkarsa, hemen haber vereyim, onların peşinden gittikleri din islam değil. Kandırılmışlığın boyunduruğundan bir an önce kurtulsunlar.
Bakınız şimdi... Mısır ülkesinden bir fetva haberi geldi. Bir müslüman erkek, eşi öldükten altı saat sonraya kadar onunla cinsel ilişki kurabilirmiş. Bunun dinde yeri varmış. Buyur samimi dindar kardeşim. Akşam işinden evine geldin. Baktın ki sevgili karın dünyasını değiştirmiş.
Tam tamına beş buçuk saat önce ölmüş. Ne duruyorsun? Uçkurunu çözmeye başlasana... Biz bu fetvayı veren sapık kişiye, altından koltuğu alındı diye aylarca arka çıktık.
Yakın geçmişte din adına biri çıktı. “Dünya dönmüyor” dedi.
Hadi Mısır uzak ülke. Kendi Türkiye’mize gelelim. Din adına konuşan bir kişi altı yaşında kızını kucağına oturtursa, tahrik oluyormuş. Ne demek tahrik olmak... Eşek misin sen efendi?
Onu da geçtik. “Altı yaşında kız çocukla evlenmek caizdir” diyen kafaya ne diyeceğiz? Küçük yaşta çocukların evlendirilmesine koca devlet engel olamıyor.
Ya bir başka sapık ne diyor? “Ananızın dizinden yukarısını görseniz, tahrik olursunuz?” Ohaaa... bütün bunlar karşısında sessiz kalırsanız sizden iyisi yok. “Bunlar soytarı” demeye kalkışırsanız samimi dindarların incinmesi söz konusuymuş. Peki, bundan önceki yazımı facebook aracılığıyla dünyanın her yerinden pek çok kişi okudu.
Bunlar arasında bu yazıma sadece bir tek kişinin karşı çıkması sizce ilgi çekici değil mi? Üstelik ben Çankırılıyken bu karşı çıkan kişinin de Çankırı’lı olmasını biz şimdi neye yoralım. Arkadaşın islam konusunda derin bilgi sahibi olduğu da açıkça görülüyor.
Bana Peygamberimizin zaman zaman müzik dinlediğini bile öğretti.
Yapmayın arkadaşlar! Her konuda aklınızı devreye sokmayı ihmal etmeyin. Din iman üzerine yazılan yazıları okurken daha dikkatli olun. İnsanımızı doğruyu ve sadece doğruyu bulmaya yöneltmekten başka bir hedefi olmayan beni yıldırmaya, kırmaya çalışmayın.
Ben yıllarımı Anadolu insanı ile dirsek teması içinde geçirdim. Din ile Allah ile kandırılmışların acısını bire bir yaşadım. Bu gün de o ortamın dışında değilim. “Baldızından uzak dur, kaynanandan uzak dur” ile din olmaz. Geri zekâlının biri “İnsan eti yemek dinen caizdir” diyor. Sıkıştırdıklarında da “Ben zaruret halinde demek istedim” diyor.
Ey Allahın ahmak kulu!.. İşin içine zaruret girerse senin öldürülmen bile caiz olur.
Sana soran mı oldu da şimdi caizi maizi karıştırıyorsun. Ülkede konuşacak laf mı kalmadı? Her şey islama uygun biçimde tıkır tıkır yürüyor da insanlar kafalarını “İnsan eti hangi hallerde yenir acaba?” ya mı taktılar. Korkma, öyle olsa bile senin etini yiyecek müslüman çıkmaz.
Buyurun ben bu yazıyı yazdıktan sonra yeni bir haber bağrımızı yaktı. Yurt dışında adının başında “İslam” sözüğü bulunan bir üniversitenin rektörü ünlü yazarımız Yaşar Kemal için kusmuş, adeta kusmuş. Yahu, adam henüz toprağa veriliyor. O dinde ne mevkideydi, Allahla arası nasıldı, bunu sorgulama görevlisi değilsin. Sana soran olmadı. Sen bir kurumun başındaki adamsın.
Şimdi durup dururken senin yazdığın o yazı Yaşar Kemal’in arkasından ağlayan milyonlarca kişiyi anana, avradına, kızına, kızanına, yedi ceddine sövmeye davet etmekten başka ne işe yarar? Ve milyonlarca kişiyi “Yahu İslamın pofesörü buysa, kim bilir islamın kendisi nasıldır” diye düşünerek tertemiz dinimizden soğutmaktan başka ne işe yarar?
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.