Diyanet'in helal kıldığı 'faiz'...
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, "Toplu Konut Projesi’nin dini hükmü nedir?" sorusuna verdiği cevapta; “Devlet TOKİ’nin bu uygulamasında başka bir yolla konut imkânı tanımadığından, belirtilen niyet ve amaçlar doğrultusunda söz konusu projeden yararlanmak caizdir.” diyerek devletin faizli kredi vermesini caiz görerek onaylamıştı.
Bu durum; İslam tarihinde ilk defa bir fetva makamının faizli bir alış-verişe olur vermesi anlamını taşıyor. Başka bir yol yoksa ihtiyaç halinde faizli kredi devlet bankalarından alınabilir, günah da yasak da değildir diyor. Hatta açıklamasında daha da ileri giderek gelecek hakkında ekonomik kehanetlerde bulunarak uzun vadede paranın değer kaybı hesap edildiğinde, kredinin zararlı değil karlı olacağı hükmüne bile varıyor..
Ben yıllarca tartışılmış ve Kur’anda -Bakara (275-279) ayetlerinde- açıkça belirtilmiş olan 'faiz’in haramlılığı ve yasaklandığı konusuna girmeyeceğim. Bu ayetler tartışmalı ayetler değildir. Muhkem adı verilen yoruma tabi olmayan ayetlerdir. Allah bu ayetlerin son bölümünde “Ey iman edenler ‘Muminler iseniz Allah’tan korkun. Faizden kalanı bırakın. Eğer böyle yapmazsanız, Allah’a ve peygambere karşı harb(e girmiş olduğunuzu) bilin. Tevbe ederseniz sermayeleriniz sizindir. Böylece ne haksızlık edersiniz, ne de haksızlığa uğratılırsınız.” şeklinde buyurmuştur.
Bu yasak, Allah’ın Rıbacıları (faizcileri) kendisine asi kullar olarak ilan etmesinden başka bir anlam taşımamaktadır. Bu ise; Allah karşısında aciz bir kulun durumunu ve aczini insanın düşünmek bile isteyeceğini sanmıyorum.
Allah ile kul arasında, Allah’a asi olma durumuna yol açacak faizli bir Banka Kredisi alma durumunda Diyanetin fetva heyetinin olur vermesini anlamış değilim.
Bazıları ihtiyaç halinde başka yol yok ise diye mazeret üretiyorlar ve bu kararı haklı buluyorlar. Ayetlerde ve Peygamberimizin uygulamalarında bu konuda hiçbir yerde mazeret haline rastlanmamıştır. Zaten mazeret olmasa para alma işi olmaz, faiz de olmazdı. Mazeret halinde verilen malın veya paran artırımından söz edilmiyor. Sadece ödeme zorluğu içinde olanların vadelerinin uzatılması isteniyor.
Devletin burada yapacağı kişinin ödeme gücüne göre ona uzun vade vermesi ve o aileyi ev sahibi yapmasıdır. Şu anda uygulanan faizli uzun vade kişiyi zora sokan bir durum ve uygulamadır. Zora soktuğu ve bunalttığı için de Allah tarafından yasaklanmıştır.
Bir örnekle durumu açıklamak istiyorum:
Bir yakınım 180 bin lira karşılığı bir daire aldı. Daire için bir miktar düğünden kalan altın bozdurdu. Masraf ve kalan para için bir devlet bankasından 135 bin lira faizli kredi kullandı.
Bu kredi için bankaya;
705 TL Ekspertiz Ücreti
675 TL Komisyon
6.552.50 TL Hayat Sigortası (60 yaş üstü olduğu İçin)
307.50 TL Dask ve yangın poliçesi olmak üzere
8.240 TL Bankaya…
5.900 TL Tapu harcı ve tapudaki masraf olarak
Toplam: 14.140 TL (Ondört bin yüz kırk lira) ödendi.
135 Bin liranın 60 aylık banka faizi ise 45 bin lira tuttu. Bu devletin aldığı paradır.
Eğer devlet masraf faizi almamış olsaydı bu yakınıma 120 bin Lira yetiyordu. 60 aydan geri ödemesi aylık 2 bin Lira olacak ve ödemede zorlanmayacaktı. Şimdi 135 bin Lira alındı, 45 bin lira da 'faizi' var. Geri ödeme 180 bin Liraya yükselince aylık geri ödeme de 3 bin Lira oldu. Dar gelirli olan bu yakınım ödemede zorlanacak; yaşam kalitesi düşecek, hastalık, psikolojik rahatsızlıklar yaşayacak ve aile içi problemler oluşacak. Çözüm için ise:
Sosyal devletin bu tür harcamalar ve yardımları için bir hazırlığı olmalı, adil bir seçimle ihtiyaç sahiplerini faize ve masraflara boğmadan ev sahibi yapabilmelidir. Sadece medyaya düştüğü kadarıyla söylemek gerekirse, yandaş iş adamlarının yıllık silinen vergi borçlarıyla yüz binlerce fakir fukara faizsiz ev sahibi olur. İsraf harcamalarından söz etmiyorum. Milyonluk lüks arabalarla gezen Diyanet'in, böyle bir FETVA vermesini de yadırgamıyorum. “Allah’ın yiyin için ama İSRAF etmeyin.” ayetini nefislerinin emrine verenlerin; RIBA (Faiz) ayetlerini eğip bükmelerini, iktidarın rant kapılarından biri olan TOKİ’nin isteği doğrultusunda yorumlamalarını kınıyor ve bu yanlıştan dönmelerini bekliyorum. Yoksa; Allah’a savaş açanları Allah affetmez...
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.