DOĞADAN HABERSİZ BÜYÜYEN ÇOCUKLARIMIZ.
“Doğadan habersiz büyüyen çocuklarımız”
Herşey çok hızlı değişiyor bu değişimden çocuklarımızda payına düşeni fazlasıyla alıyorlar.
Bizler sokakalarda büyüdük. Toprağı yeşili komşunun bahçesindeki eriği ,toprak top sahasını çamuru,sokakları, doyasıya yaşayarak öğrendik.
Ancak bugün her şey çok değişti. Son yirmi yılda çocuklar doğayı parktaki bir kaç yeşillikten öğrenmeye çalışıyorlar.Çocuklarımız doğa ,orman ,toprak,çevre, iklim değişikliği, yağmur ormanları gibi konuları sadece televizyondan öğreniyorlar.Çevrenin karşı karşıya olduğu küresel tehditler hakkında bilgi sahibi oluyorlar lakin doğadan habersizler yaşıyorlar.
Yaşadıkları kenti hangi türlerle paylaştıklarını, musluklarından akan suyun nereden geldiğini, yedikleri sebze yada meyvenin nerede nasıl büyüdüğünü,çöplerinin nereye gittiğini, kentlerine gelen göçmen kuşları, bölgelerine özgü ağaç ve ot türlerini bilmiyorlar.
Hal böyle olunca kentler betonlaşınca, sokağa çıkmadan, park,bahçe ve sokaklarda koşup oynamadan büyüyen çocuklar yaşam alanlarınada duyarlı olamıyorlar.
Yeşile önem veren, çevre bilinci olan bireylerin insan ilişkileri,topluma uyumu ve yaşama karşı direnci güçlü, oluyor. Bu nedenle çevreye duyarlı çocuklar büyüdükleri zaman insanı, hayvanı ve hayatı çok daha fazla seviyorlar
Şartar böyle olunca çocuklarımıza doğayı, çevreyi, yeşili, hayvanı sevdirmekte bizler düşüyor. …
Peki neler yapabiliriz.
Doğada gördüğü her canlının, her bitkinin ve her doğal olayın birbiriyle bağları olduğunu ona göstermeye çalışmalıyız. Doğal dengenin, her canlıya duyulan saygıyla, yeşil alanları koruyarak sağlanabileceğini daha güzel bir dünyada yaşamak için insanlara çok daha büyük görevler düştüğü anlatmalıyız..
Çocukların doğayla tanışmaları, çevrelerinde gerçekleşen olayları bizzat gözlemlemeleri için pikniğe gitmek,Sahilde yada doğada yürüyüş yapmak, bisiklete binmek, ağaç dikmek gibi aktivitelerle onların çevre bilinci kazanmalarına yardımcı olmalıyız.
Çevre bilinciyle yaptığımız her hareketi çocuğunuza açıklamalıyız.. Örneğin eğer naylon poşet kullanmıyorsanız bunun nedenlerini,çevreye verdiği zararı çevreyi korumanın önemini onlara anlayacakları şekilde anlatmalıyız.
Doğada olmak için mutlaka ‘vahşi doğa’ya gitmemize gerek yok.Evde ve bahçede çiçek veya bitki yetiştirip çocuğunuza sulama, bakım gibi ufak ama yararlı sorumluluklar verebiliriz.. Böylece çocuklar doğayı korumak için karşılıklı bir denge olduğunu kolayca fark eder ve uzun vadede çevre bilinçleri de artar.
Bizler çocuklarımıza doğayı, yeşili, sevdire bilirsek doğa çocuklar için soyut, uzak, sadece televizyondaki belgesellerde izledikleri bir olgu olmaktan çıkar ve doğanın yaşamlarının bir parçası olduğu ve onu üzerinde yaşayanlarla adaletli bir şekilde paylaşmaları gerektiğini öğrenirler.
İhsan Yavuz
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.