Doğu ve Güneydoğu izlenimleri
Elazığ, Diyarbakır ve Malatya gezim sonrası izlenimlerimi paylaşmak istedim. Anadolu’nun Türkleşmesine ve beyliklerin katkısı kalan eserlerden anlaşılmaktadır. Eski kadim yerleşim bölgeleri şehrin yeni yerleşim bölgesinden oldukça dışına, ovaya doğru yayılmış. Harput ve kalesi bir Uluğ dağın başında korunaklı mevkide inşa edilmiş. Eski kentler korunaklı işgale ve saldırıya karşı güvenli yukarı yükseklerde inşa edilmiş kale mevcut. Harput eski tarihi şehir Artuklu beyliğinden kalan cami ve Selçuklu kümbetleri, evliya kabirleri, baba erenler ve derviş gazilerin mezarları ile dolu.
Elazığ'ın yeni yerleşim dağların ortası düzlük ovaya doğru kurulmuş, cumhuriyet döneminden kalan çimento fabrikası, yem fabrikası ve küçük sanayi KOBİ diyebileceğimiz küçük sanayi sitesi mevcut. Şehrin dışında Malatya yolu üzerinde Banvit yem fabrikası, çok az tavuk çiftlikleri mevcut. Banvit tekel oluşturmuş, üreticileri düşük fiyattan alım yapması ile iflas ettirmiş, üretimden çekilmesine sebep olmuş. Eskiden her yerde ahırlar, hayvan çiftlikleri varmış, şimdi hepsi yıkılmış yerine bina dikilmiş. Tarım ve hayvancılık Elazığ’da oldukça zayıflamış, AVM batmış, yeni konut, inşaat sektörü sıkıntıda. Genç eğitimli nüfus işsizlik en büyük sorun. Zengin üretken orta sınıf, kalifiye nüfus batıdaki büyük şehirlere göçmüş. Elazığ gakkoşlar oldukça vatansever milliyetçi bayrağına vatanına bağlı, yiğit, mert ve misafirperver insanlar. Sokakta deli çok belki eski akıl hastanesinin etkisidir.
Malatya Üniversitesi büyük hastanesi olan Turgut Özal zamanında altın çağını yaşamış ve o günlere özlem duyan insanlar yaşıyor. Turgut Özal Tıp Merkezi, Çat Barajı projesi ve 1.Organize Sanayi Bölgesi’nin hayata geçirilmesi, üst düzey bürokraside Malatyalılar'ın etkin bir şekilde görev alması ile altın çağını yaşamış. 'Rahmetli Turgut Özal’dan sonra Malatya’yı cezalandırdılar' diyorlar. Bu sene dolu, yağış, iklim değişikliği nedeni ile kaysı üretimi azalmış. Merkez yapay kanal ve kanal üzerinde İngilizce tabelalı kafeler dükkanlar ile dolu. Çarşı trafiği keşmekeş, yollar bölünmüş dar kaldırımlar araba ile dolu, yaya yolu araçla dolu. Dar sokaklar yoğun trafik park sorunu, köyden şehre göçle gelen şehir adabına, kültürüne uygun davranışın olmadığı köylüleşmiş şehir görünümü hakim. Bakırcılar Çarşısı Antep-Urfa esnaf yapısı karakteri taşıyor. Yemekleri nezih güzel ama çeşit az. Yimpaş tarafından yapılmış bir bina kapalı çürümeye terk edilmiş. İnsanlar durgun, düşünceli, sakin bir ruh hali içerisinde mutsuz neşesiz gördüm. Hayvancılık yapan montofon ineklerin beslendiği besi yerleri var. Ama tarım ve hayvancılık Malatya’da da kötü halde. Battalgazi ilçesi tarihi yapıların olduğu eski kent yerleşim yeri. Selçuklu Osmanlı ve İslam'ın ilk yıllarında Arap akınları ile Battal Gazi kahramanlıkları ile süslenmiş bir tarihi mevcut. Aslantepe höyüğü var Battalgazi ilçesine yakın mö tunç devrine kadar uzanan eski ören yeri. Her zaman sınır şehri olmuş, orduların ana üstleri şehzade sultanların gözde mekânı olmuş serhat kenti. Ekonomik sorunları aynı işsizlik durgunluk tarım ve hayvancılıkta gerilik. Sanayi üretimi yatırımı oldukça az, tarım çok çökmüş hayvancılık yetersiz, genç işsizlik ve ekonomik durgunluk hat safhada. Malatya milli karakteri güçlü bayrak vatan sevgisi dorukta.Kahvehaneler dolu işsizlik yüksek üretim yok , Battalgazi ilçesi turizm açısından canlı. Tarihi Aslantepe höyüğü var yolu kötü giriş ücretsiz ve höyüğü anlatacak rehber yok sadece tur rehberleri kafile ile geziyor onlara anlatıyor. Görsel tarihe ilaveten sesli animasyon ve rehberlik hizmeti yok çok acemice turizm hizmeti. Kentin küçük bir müzesi var rehberlik hizmeti yok görevliler çok ilgisiz.
Elazığ’dan Diyarbakır’a giderken Ergani’ye girince dil, iklim, levha, flama renkleri değişiyor, Amed Mezopotamya yazılı kültür evleri, haber ajansları Diyarbakırspor renkleri görülmeye başlıyor. Ergani'de sanayi tesisi bacaları izleniyor, Diyarbakır’a yaklaştıkça oldukça geniş alana yayılmış KOBİ büyüklüğünde küçük dükkanlardan oluşan sanayi siteleri sıra sıra dizilmiş. Verimli toprakların olduğu bereketli hilalin en bereketli olduğu tarlalar yeni yapılmış binalarla doldurulmuş. Şehrin sur içi tarihi yerleşim yeri otantik yapısı devam ediyor. Sur içinde Süleyman camii ve avlusunda 23 sahabe kabri var yapısı Emevi Arap mimarisi izlerini taşıyor. Ulu Camii ve Süleyman Camii ilk Arap akınları ile İslamlaşmanın ilk mimari örnekleridir. Hasanpaşa pasajı en zengin mutfak örnekleri ile sabah kahvaltısı yapılıyor.Dört ayaklı camii dahil Diyarbakır'ın eski tarihi camii hamam medrese içeren külliyelerinin çoğu Uzun Hasan dönemi Akkoyunlular dönemine ait. Erdebil kasrı var safariler döneminden ve Osmanlı döneminde camiiler hanlar kervansaraylar mevcut. O bölgenin en eski yerleşim bölgesi ilk tarım toplumuna geçişin yaşandığı en bereketli topraklara sahip Diyarbakır da aynı sorunlarla boğuşuyor. Yeni yapılaşma enine uzun kilometrelerce uzunlukta verimli tarım arazilerinin üzerine yapılmış. Diyarbakır karpuzu ünlü ben karpuz kadar büyük kavunları büyük domatesleri orada gördüm. Sokak başında bal şerbeti diye satılan meyan şerbeti satılıyor. Kahvehaneler işsiz insanlarla dolu. Sokaklarda sadece HDP pankart afişleri Diyarbakırspor renkli flamaları mevcut. Kahve üzerine Türk ismini silmişler Kürt kahvesi yazmışlar, sunarken kahve içerken Amerikano veya Kürt kahvesi seçeneği var. Mahabat çay evi kıraathanesi, Barzani bölücü başı resimleri, Yılmaz Güney, Ahmet Kaya posterleri asılmış. Büyükşehir Belediyesi Türkçe ismin altına Kürtçe yazılmış, her sokak tabelasında Türkçe altına Kürtçe yazılmış. Şeyh Said Meydanı ismi verilmiş Kürtçe diye meydan ismini Latince İngilizce alan anlamında Quado veya Quadro sözcüğü kullanarak yazılmış olduğunu gördüm. Şark İstiklal Mahkemeleri'nde yargılandıktan sonra Diyarbakır'ın Dağkapı Meydanı'nda asılarak idam edilmişti, o alana belediye meclisi kararı ile Şeyh Said Meydanı adı verilmiş. Belediye gençliğe yönelik bilgi evleri Mezopotamya Kültür Merkezleri, gençlik meclisleri ile karşı devrim karşı kültür faaliyetleri ile gençliği laik seküler kürtçü yetiştirmeye çalışıyor. Orta yaşın üzerinde daha mütedeyyin insanlar kentlerinin terör ile anılmasından rahatsız ve 'geri kalmamızın yegâne sebebi terör' diyorlar. Şanlı Urfa için '13 peygamber 24 şehit sahabe ile gerçek peygamberler diyarı Diyarbakır'dır' diyerek Urfalılar'ı kıskanıyorlar. 'Urfa terör desteği olmadığı için daha fazla devlet yatırımı, teşvik ve desteği alıyor biz bu terör yüzünden fakir kalıyoruz' diyorlar. Cahit Sıtkı Tarancı, Ziya Gökalp, Süleyman Nazif gibi büyük düşünürler, Celal Güzelses gibi sanatçılar yetiştirmiş Diyarbakır’da şehir kültürü yok. İnsan ilişkilerindeki nezaket, letafet, naziklik, giyim kuşam, davranış kalıpları açısından köyden şehre göçün kültür şoku yaşanıyor. Kaldırım var ama yayalar cadde ortasını tercih ediyor, trafikte yol verme, sinyal verme, öncelik verme yok. Araba önünde bir santim boşluk varsa önüne kırıp önüne geçmeler yüksek sesle korna, uyarı, ikaz, küfür, hakaret seslerinden oluşan yoğun kalabalık şehir. Kentli eğitimli zengin kaliteli nüfus göçmüş yerine terör veya güvenlik sorunu nedeni ile plansız, hızlı göçle gelen köylüler dolmuş. Bu köyden kente göç işsizlik ile plansızlık suç oranlarında artış terörde patlamaya sebep olmuş. Ciddi bir kültür şoku ve kimlik krizi yaşıyor Diyarbakır.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.