Doğum sancısı
İnsanların ve toplulukların olduğu yerde beklentinin sınırı olmaz. Hep bir fazlası, daha fazlası beklenir.
Sayın Cumhurbaşkanı yaptığı balkon konuşmasında partisinin meclis çoğunluğunu elde edememesine atıfta bulunarak; “Halkımızın verdiği mesajı aldık” dedi!
Sayın İnce de CHP’nin oyundan memnun değil. Hatta Millet İttifakı’nın diğer Cumhurbaşkanı adaylarını kastederek “Daha çok oy almalarını beklerdik” dedi…
Saadet Partisi seçmeni partilerinin aldığı oydan hoşnut değil.
Sadece MP aldığı oydan tatmin olmuş görünüyor.
İYİ Parti seçmeni hem Sayın Meral Akşener’in aldığı oydan hem de partinin oyundan memnun değil.
Beklentilerin sonu yok.
Her bir parti %51 olsa, “neden % 55 olmadı?” diye sorgulayabilir. Seçmenler de!
Beklentileri bir kenara bırakıp IYI Parti özelinde rasyonel bir yorum yapmak gerekirse kurulalı sekiz ay olmuş, teşkilatları son dört ayda oturmaya başlamış bir siyasi partinin mecliste grup kuracak oyu almış olması önemli bir başarıdır.
Sekiz ay seçmendeki kafa karışıklığını gidermeye yetecek, partinin eğilimi ve ideolojisi hakkında net fikir sahibi olmasını sağlayacak bir süre değil.
Ülkücü mü, ülkeci mi, merkez sağ mı, sol görüşü de barındırıyor mu ? Bu sorular sıkça soruldu ve açıkçası çok yanıtlanamadan partinin lideri, teşkilatı, millet vekili adayları mevcut oyu aldı.
Yerel seçimlere kadar geçecek zaman içinde partinin ideolojisini, seçmeni ve toplumla net olarak paylaşması gerekiyor.
İdeolojilerden söz ederken zaman içinde geçirdikleri evrimi de göz önüne almak gerekiyor. Geçmişteki katı sınırlar artık yok. Merkez sağda yer alan partiler sosyal devlet ilkesinden uzaklaşamazlar. Zira böyle bir hamle düşük gelir grubu ve işsiz kitlelerin sert reaksiyonuyla karşılaşır. İstediği kadar sağ ve liberal olsun, sola ait sosyal devlet anlayışını da içermek zorunda.
Sol eski katı devletçi ekonomi tutumunu sergileyemez. Küresel kapitalizm ve büyük markaların varlığı bunu engeller.
Asgari ölçüde de olsa kapitalizm ve liberalizmle uzlaşmak zorundadır.
Yeni dünya düzeninin ekonomik şartları sağı sola, solu da sağa yaklaştırmıştır ve bundan kaçınmaları olası görünmemektedir.
İdeolojilerin düşünsel kökenleri ekonomik şartlar ve gerekliliklerce etkilenir, şekillendirilir. Merkez sol ve sağ arasındaki bariyer incelmiş, geçirgenlik artmıştır. Radikal partiler için belki bu söylenemez ancak, aldıkları düşük oylar seçmen yönelimini ortaya koymaktadır. Bu durum beraberinde “sınıf siyaseti” yerine “kimlik siyaseti”ni konumlandırmıştır.
Küresel kapitalizmin etkisi ücret karşılığı çalışan beyaz yakalıları da “emekçi” yapmış, maden işçilerinden, ev kadınlarından küresel şirket CEO’larına kadar ücretli çalışan herkes “emekçi sınıfı”na dahil olmuştur. Emeği karşılığı ücret alan herkes emekçidir. Emeği karşılığı ücret alan herkes tanımı dünyanın yarıdan fazlasını emekçi yapar.
“Sınıf”ın yerini “kimliğe” bıraktığını not ettikten sonra karşımıza yığınla kimlikler çıkar.
Dinsel kimlik,
Etnik kimlik,
Aidiyet ve stigmalar (etiketler),
Bireysel kimlik,
Mesleki kimlik,
Manevi kimlik (Dinsel kimlikten farklı spiritüel aidiyet),
Bu başlıkların alt başlıklarının da olduğunu düşünecek olursak gerçekten sayması güç bir kimlik-aidiyet yığınıyla karşılaşırız…
İYİ Parti’nin bu kimliklerin hangilerine yakın olacağı, diğer kimliklere vaat edeceği özgürlükler ve olanaklar önemlidir. Gelecek seçimlerde alacağı oyu bunlar belirleyecektir.
Bugün sohbet ettiğim ağabeyim Adnan Çınar güzel bir cümle kurdu. “Kaleyi fethetmek için şimdilik elimizde sadece ok ve yay vardı. Gelecek seçime top ve güllelerle girmeliyiz” dedi!
İktidarın bir kale olduğunu varsayarsak tam bir fetih için ok ve yaydan fazlasına ihtiyacımız var.
Devlet gücünü kendi iktidarını korumak uğruna fazlasıyla kullanan iktidar partisi, yeşil kartlar, devlet yardımları, belediye yardımları ile düşük gelir grubunu kendine bağlamış halde. Bunun karşısına doğru ve ikna edici argümanlar, politikalar ve vaatlerle çıkılma zorunluluğu var.
İYİ Parti devlet gücüne sahip olmadığına göre bunu düşünsel anlamda şekillendirmek durumunda. Yerel seçimin “top ve güllelerinin” imalatına şimdiden başlamak gerekiyor.
Ki doğan bu aydınlık bebek büyüsün, serpilsin!
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.