1914 Aralık ayı milletimizin aziz evlatlarının Sarıkamış’da maalesef donarak ölüme gittikleri tarihimizin en acı, elemi en unutulamaz olaylarından birini yaşadığımız bir tarihti.  Sonrasında bu Milletin tarih ve kader yolculuğunun en acımasız, en talihsiz yılları yaşandı. Dobruk, Derne, Yemen ve Hicaz çöllerinde, Kafkasya’da, Balkanlar'da başlayıp süren yüzbinlerce kilometrekare topraktaki varlık mücadelemiz başladı. Emperyalizmin uşağı olmuş teb’amızın ihanetleri, Saray’ın yönetim yetmezliği ve imkansızlıklarla ne yazık ki mevzi kahramanlıklar kaydetsek de sonuçta çekildik. Ardından "Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ, en kesif ordularla’’ Çanakkale’ye kadar gelip yüklendiler. İngiliz, Fransız, Rus, İtalyan, Yunan gelip bağrımıza çöreklendiler.

Birer Osmanlı subayı olarak yetişen Milletin gerçek evladı komutanlarımız başta M. Kemal, İsmet İnönü ve Fevzi Çakmak Paşasıyla, Kazım Karabekir, A. Fuat Cebesoy, Celal Bayar (hepsine rahmet ve minnet) kuvvacılığa soyundular. Cefakâr fedakâr Türk kadınları da bir yandan cepheye mühimmat taşıdı diğer yandan cephe gerisinde Ankara’da kurulan sahra hastanesinde gazilere baktılar. Evdekiler de 'Mehmetler üşümesin' diye yün çorap örerek cepheye yolladılar. Şimdilerde dudak bükülen, küçümsenen ve hatta ‘’keşke Yunan galip gelseydi’’ diye hayıflanılan bu milleti topyekün yok oluştan varoluşa çeviren sağlam ve sarsılmaz irade "CUMHURIYETİN KURTULUŞ VE KURULUŞ iRADESİ" idi.

Üzerinden 95 koca yıl geçti. İlk günlerin yokluğu varlığa, yoksulluğu zenginliğe umutsuzluğu da kıvanca dönüştü. Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesi ve herkesin aydınlık meşalesi oldu. Kaderimiz olan bu coğrafyanın zorluğunu, düşmanın hain emellerini yıkan zaferin büyüklüğünü, anlamını ve o günleri de çabucak unuttuk.  Düşmanın askerine övgü düzenlerin askerimize düşmanlığını anlamadık. Önce vesayeti yok edeceğiz diye Mete’nin ordusunu FETÖ’nün askerine çevirenleri alkışladık! Sonra ordumuzun genleriyle oynadık. Şimdinin bakanı, eski genel kurmay başkanımızın memleketine 3 milyon liraya cami yaptırmasıyla övündük. Ama önceki gün iki Mehmet donarak öldü ve biz gündeme bile almadık. 'Biz Türkler safi Müslümanlarız bid’at nedir bilmeyiz' diyen Sultan Alparslan gibi biz de seni yaradan bilir ve inanırız. Ey Yarabbi yoksa bizi unuttun mu? Adl-i İlahin nerede?  Ne olur acı bize.

Cumhuriyet düşmanlarının hevesini kursağında bırak. Bu milleti zelil eyleme. Cumhuriyetimizi ilelebet payidar eyle. Bayramımız kutlu olsun. Türk’e düşman olanlar da kahrolsun.