Dört garip ölmüş diyeler
İntihar toplumun işlediği bir cinayettir
Önsöz: "Adem toprağı kazarken Havva ip eğiriyordu, peki o zaman efendi kimdi?" (John Bull, Asi Rahip - İngiltere)
Majestelerinin düzenindeki bu aykırı ses, sarayın Canterbury Başpiskoposu'nun dikkatini çekti ve Rahip John Bull derhal tutuklanarak zindana atıldı. Bunun üzerine ayaklanan köylüler, John Bull'ın tutulduğu kaleyi ele geçirerek John Bull'ı kurtardı.
Batı'da kilisenin zulmü saymakla bitmez ama, John Bull örneği de kilise-feodolite işbirliğinin zulüm düzenine karşı epey bir yekün tutuyor; yani zulme öbür yanaklarını dönmemişlerdir...
Doğu'da, İslam dünyasında "üstün güç"ten kaynaklanan bulanım/bulantılara karşı İmamı Azam Ebu Hanife'den başka yükselen bir itiraz sesi yükseldi mi? O da Abbasi halifeliğinin zindanlarında "ömür çürüttü..."
Ey başında sarık, sırtında cübbe taşıyanlar, payitaht'ta,
"dört garip ölmüş dediler,
dört günden sonra duyulmuş dediler..."
Yası sizin oralara henüz gelmedi mi?
Soma'da ihmal ve sorumsuzluk sonucu ölen 300 küsur insanın ailesinin feryad figanı nazik kulakları rahatsız etmesin diye cümbür cemaat Soma. Ya Normandiya çıkartması gibi çıkartma yaparken pek bir hızlı, pek hevesli, pek bir işgüzardınız.
Payitaht'ta dört kardeş, yokluktan çıkış yolu olarak ölümü seçmişler, ahvale dair bir sözünüz yok mu? Hani "komşusu açken tok yatan bizden değil"di?
Musalla taşında helallik isterken, kime soracaksınız, "hakkınızı helal ediyor musunuz" diye?..
Sonsöz: "Sağırın istediği kadar kapısını çal!.."
Sonsözün şerhi: Sarığınız hem beyninizi hem kulaklarınızı kapatmış...
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.