1. YAZARLAR

  2. Abdullah ALAGÖZ

  3. Dost acı söyler...
Abdullah ALAGÖZ

Abdullah ALAGÖZ

YAD
Yazarın Tüm Yazıları >

Dost acı söyler...

A+A-

İYİ Parti kurulduğu günden bugüne kadar bütün yanlışlarına, aksaklıklarına ve iktidarın bütün baskılarına rağmen hala Türk milletinin tek umudu olmaya devam ediyor. O halde yaptığımız yanlışları dikkate alarak “DAHA YENİ BAŞLIYORUZ” sloganını tam anlamıyla hayata geçirelim.

İYİ Parti yeni bir parti, yeni bir dil, üslup ve aidiyete sahip olması gerekirken herkes giydiği gömleği çıkarmadan siyaset yapacak dedik. Oysa İYİ Parti’nin hikayesi böyle başlamadı.

İYİ Parti; temel ilkeleri etrafında toplanan insanların bu ilkeler üzerinde siyaset yapmayı taahhüt etmesiyle ortaya çıktı.

İLKELERİMİZ;

"Türk milletine güveni esas almak, açık dürüst ve hesap verebilir olmak, çoğulcu katılımcı ve pozitif siyaset yapmak, somut hedeflere sahip olmak ve odaklanmak, çözüm üretmek ve çalışkan olmak, eleştiriye açık ve özgür düşünceli olmak, siyaseti değerleri üzerinde üretmek ve yapmak, milliyetçiliği kültürel ve ekonomik alanlara taşımak, farklılıklara saygılı olmak, milli menfaatlerimizi her alanda ön planda tutmak."

AMACIMIZ;

"Cumhuriyetin kuruluş felsefesini, değerlerini ve üniter yapıyı korumak, çağdaş medeniyeti yakalamak, sevgi ve saygı dilini hâkim kılmak, denge ve kontrol ilkesi üzerine kurulu kuvvetler ayrılığını kurmak, fırsat eşitliğini sağlamak, mülkiyet hakkını korumak, inançlara saygı ve ifade özgürlüğünü sağlamak, bağımsız tarafsız adil bir yargıya kavuşmak, yolsuzlukla tam ve etkin mücadele etmek."

Parti olarak ilkelerimiz ve amacımıza bakıldığında 82 milyon insanın kendini bulduğu bir parti manifestosu olduğu açık seçik ortadadır.

İster milliyetçi-ülkücü, ister mütedeyyin, ister sosyal demokrat bir kişi olsun bu yazılan ilkeler ve amaçlar herkesin hem ortak paydası hem de birey olmanın olmazsa olmazları olduğu halde artık gömleğin bir esprisi olmamalıydı ve  olmamalıdır.

Eğer ülkücülerin MHP içinde verdikleri mücadele; demokrasi, adalet, emeğe saygı, ahde vefa, liyakat gibi kültürümüzün evrensel değerleri olmasaydı İYİ Parti 82 milyon insanın umudu haline gelmezdi. Bu değerler sadece ülkücülerin değil herkesin savunduğu değerler olduğu için toplumun her kesiminden partimiz teveccüh gördü.

Partimizin konumlandığı aidiyet; milliyetçi, mütedeyyin demokrat, cumhuriyetin değerlerine ve ilkelerine bağlı, Kuva-yi Milliye ruhunun günümüzdeki yansıması olan MİLLİ MERKEZ'dir. Bunu dillendirmekten çekinmek ya da başka mecralarda konumlanmayı aramak Türk toplumun sosyolojik gerçekliğini bilmemek demektir. Artık sağ taban kavramının toplumda hiçbir karşılığı olmadığını var olan siyasi partilerden de anlamak mümkünken hala bu konuda ısrar bir yanlışta ısrardan başka bir şey değildir.

Ayrıca ideolojisiz bir yapının olması mümkün değildir. İdeoloji; bir grup, sınıf ya da zümrenin dünya görüşüdür. İYİ Parti program ve tüzüğü ile Türkiye tasavvurunu dile getirmiştir. Bu dile getirilen düşünceler silsilesi İYİ PARTİ ideolojisidir.

Kavgasını verip MHP’den ayrılmak zorunda kaldığımız parti içi demokrasi noktasında maalesef istediğimiz hedefe hala gelemedik. Sürenin çok kısa olması ve iktidarın baskıları sonucu istediğimiz demokratik bir teşkilatlanmaya gidemedik. Bunların hepsi doğru. Ancak bir sonraki kongrede parti içi demokrasiyi toya, düğüne çevireceğimize dair herkesi rahatlatacak bir mesajda veremedik.

Üyelikler noktasında vatandaşın üye olma arzusunu adeta geri çevirerek, il ve ilçelerde yüzbinlerle ifade edilen üye dosyalarının aylardır kayda geçmemesi hem zihniyet olarak başarısız olduğumuzu gösteriyor hem de partimizin toplumda karşılık bulması noktasında en hafif tabirle tembellik yapıyoruz.

Teşkilatlarımızda maalesef bir takım ruhunu oluşturamadık, oluşturulması için somut bir çabada gösteremedik. Egolar, çıkarlar, farklı lobiler, eski alışkanlıkların yeni partiye taşınması gibi olumsuzluklar bir türlü önlenemedi.

İş bölümü, görevlendirmeler ve kriz noktasında istediğimiz başarıyı maalesef hala yakalayabilmiş değiliz. Görevler şeklen var olmakla birlikte ne kitle iletişim araçlarında icraatlarımızı ya da duruşumuzu anlatabiliyoruz ne de kitle iletişim noktasında yeni çözümler üretebiliyoruz. Görülen yanlışı eleştirip doğru çözümler noktasında fikir beyan edenler ayrık otu muamelesi ile karşı karşıya bırakılıyorsa ya da araya mesafe konuluyorsa maalesef beli bir süre sonra kendimiz çalıp kendimizin oynadığı bir yapıya dönüşebiliriz.

Hikayemizin vücut bulduğu değerleri nedense bir türlü içselleştiremiyoruz. Demokrasi, şeffaflık, hesap verebilirlik ve liyakat İYİ Parti hikayesinin temel parametreleridir.

Toplum sosyolojisini tam analiz edip ona göre siyasal, sosyal ve ekonomik çözümler üretmede yetersiz kalıyoruz.

Danışmanlık sistemini maalesef liyakate göre değil belirli kliklere göre şekillendirme yoluna gittik. Oysa partiye, gruba katma değer sağlayan şahsiyetlerden seçilmesi gerekirdi.

Velhasıl sıkıntılarımız çok ancak başarılmayacak problemler değildir.  Bizler bu sıkıntıları dile getirip çözüm noktası doğrultusunda fikir beyan ederken amacımız üzüm yemek yoksa bağı yakmak ya da bağcıyı dövmek değildir. Problemleri çözme yerine hasır altı edersek diğer siyasi partilerden ne farkımız kalır? Aklın ve bilimin ışığında çözülmeyecek hiçbir problemimiz yoktur. Yeter ki egolarımızdan, çıkarlarımızdan ve basit klik hesaplarından kurtulalım

Evet, bunları yazan biri olarak daha İYİ bir Türkiye hayalini arzuladığım için belki hoşa da gitmeyen noktalara parmak bastım. Kusura bakmayın can dostlar. Dost acı söyler...

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.