“Ne yazık ki bugün Ermeni diasporası Ermenistan’ın gerçek ulusal çıkarını gasp ediyor” diyen Bakan Bağış, Türkiye ve Ermenistan’ın benzersiz bir çevrede harika ortaklar olabileceğini, ancak bu ilişkiyi ve platformu zehirlemek isteyenlerin bulunduğunu belirterek, “Ben bu kişilere geçmişin acı hatıralarından menfaat sağlamaya çalışan nefret tacirleri diyorum. Bugün, yine bir 24 Nisan’da Washington’da bulunup, üzerine gölge düşüren bir sorun söz konusuyken Türk-Amerikan ilişkileri hakkında konuşmak benim için ayrıca benzersiz bir durum. Bu yüzden sizlere belirtmek isterim ki Türkiye, 1915’te gerçekten ne olduğuna dair her zaman objektif bir bakış açısına sahip olmuştur, olmaktadır ve olacaktır” dedi.

Bağış sözlerine şöyle devam etti:

 

“9 yıl önce benim Başbakanım, Meclis’in, hükümetin ve muhalefetin de desteğiyle Ermenistan Cumhurbaşkanı’na bir mektup gönderdi. Başbakan Erdoğan muhtemelen, ‘Eğer siz kendi tarihinizle yüzleşmeye hazırsanız, ben de kendi tarihimle yüzleşmeye hazırım’ diyen ilk Türk politikacıdır. Biz Ermenistan’a ve ilgili bütün ülkelere, arşivlerini açarak bilim adamları ve tarihçilerle bu konuya katkıda bulunmaları için davette bulunduk ve Türkiye’nin gerçekte ne olduğunu anlamaya hazır olduğunu belirttik. Bizim arşivlerimiz bize bunun bir dünya savaşı esnasında meydana gelen bir sivil savaş olduğunu söylüyor ancak başkalarının farklı bulguları varsa bunu da birlikte incelemeye hazırız. Tarihçiler ve bilim adamları, tarihi bilimsel ve objektif bir perspektifi gündeme getirirlerse, biz de politikacılar olarak bunu inceleyip gereken kararları veririz. Ancak Türkiye’yi, bugünün Türkiye’si tarafından işlenmeyen bir suçu kabul etmeye zorlamak adaletsiz bir davranış.”

 

Bu konular üzerinde açık ve geniş bir anlayışa sahip olunmasının önemli olduğunu vurgulayan Bağış, aksi takdirde bu durumun yanlış sonuçları doğurabileceğini söyleyerek, herkesin geleceğe odaklanması ve bazı sorunların üstesinden gelmesi gerektiğini dile getirdi.