Partisinin Bandırma İlçe Başkanlığı tarafından öğretmenevinde düzenlenen 'Yeni bütünşehir belediye kanunu Bandırma açısından neleri getirdi, neleri götürdü?' konulu bilgilendirme toplantısında konuşan MHP Genel Başkan Yardımcısı Oktay Öztürk, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a sert eleştirilerde bulundu. Erdoğan’ın kavram kalpazanlığına başladığını öne süren Öztürk, "Terör örgütünün adını ‘Kandil’, terörist başının adını ‘İmralı’ ve bölücülere boyun eğip, talepleri yerine getirmenin adını ise ‘Barış süreci’ olarak değiştirmiştir. Başbakan Erdoğan’ın başkanlık hayalleri uğruna iktidarın bir çok yetki ve görevi fiilen bölücü başına devredilerek, teröre tamamen teslim olunmuş ve bölücü başı Anayasa'da yapılacak olan külli veya cüz’i değişikliklerin karar merci haline gelmiştir. Türkiye bugün büyük bir çıkmazda ve sancılı süreçtedir. Bölücü kalkışmalar, şehirlerdeki eşkıyalık ve her yanımızı kanserli bir hücre gibi saran kanlı terör, Türk milletini karamsarlığa sevk etmiştir. Bu noktaya gelinmesindeki en büyük etken Başbakan Erdoğan’ın ve hükümetinin gelişmeler karşısında sergilediği acz, teslimiyet ve gaflettir" dedi.

'MHP'YE KARŞI KAMPANYA BAŞLATILDI'

Ak Parti hükümetinin uzunca bir süredir devam ettiğini yıkım projesinde yeni bir adım atmaya hazırlandığını ileri süren Öztürk, "Türk’ün milli çıkarını, onurunu korumayı görev bilen, hainlere karşı sözünü, sesini yükselten MHP’yi mümkünse yıkım projesine koltuk değneği yapmak, değilse bir psikolojik operasyonla saf dışı bırakmak için topyekûn bir kampanya başlatılmıştır" diye konuştu.

Öztürk, 2002 yılından bu yana üçüncü defa iktidar sorumluluğu tevdi edilen Ak Parti kadroları ve Recep Tayyip Erdoğan’ın kendilerine verilen bu emanete ihanet ettiklerini söyledi. Terörle müzakere değil mücadele edilmesi gerektiğini ifade eden Öztürk, şunları kaydetti:

"Müzakare, bir konuyla ilgili fikir alışverişinde bulunmaktır. O halde teröristlerle, hainlerle hangi konu hakkında fikir alışverişi yapılabilir? Yapılacak müzakere şehit anneleriyle, alınacak fikir ve akıl şehit anneleriyle olmalıdır. Başka her yol aziz şehitlerimizin kemiklerini sızlatmaktan öteye gitmekle kalmayacak, ülkemizin bölünmesi yönünde atılmış birer adıma dönüşecektir. Türkiye’nin bölünmesi, Türk milletinin ayrışması için tüm senaryolar sahnelenirken Milliyetçi Hareket'in bunlara seyirci kalmasını kimse beklemesin. Ülkeyi yakan zihniyet bizi yangına benzin dökmekle suçluyor. Memleketi ateşe atan bu Nemrut’lara karşı karınca gibi su taşımayacağız. Gerekirse bu yangını göğsümüzde söndüreceğiz. Bu işin çözümü bellidir. Çözüm terörle müzakere değil mücadeledir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bölme özgürlüğünü elinde bulundurduğunu zannedenlerin ve bunu dinlendirmekten çekinmeyenlerin dilinin koparılacağı, Türk milliyetçiliğini ayaklar altına aldığını düşünenlerin ayaklarının yerden kesileceği günler çok da uzak değildir."