T.C. Anayasası’nın 10. Maddesinde "herkesin, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşit olduğu, hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamayacağı" belirtilmiştir. Ayrıca, devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar. Anayasanın bahsi geçen maddesine aykırı olarak maalesef ülkemizde bazı uygulamaları görmekteyiz. Bunlardan biri de emniyet şeridi kullanımında yaşanan haksızlıklardır.

İnsanlar, özellikle büyük şehirlerde, sabah işyerine yetişmek için karayolunu kullanarak mesai saatlerine zar-zor riayet edebilmektedirler. Bu vatandaşlardan bazıları, özellikle de bazı kamu görevlileri, diğer vatandaşlardan kendilerini ayrıştırarak ve görev unvanlarına sığınarak, emniyet şeridini haksız yere kullanmaktadırlar. Öyle ki bazı zamanlarda arka arkaya dizilmiş bir sürü çakarlı aracın emniyet şeridinde ilerlediği gözlemlenmektedir.

Oysa ki emniyet şeridi acil durumlar için itfaiye, ambulans ve emniyet araçları gibi kamu hizmet araçlarının kullanabildiği bir alan olmalıdır. Acil olarak göreve giden itfaiye, ambulans ve polis araçları için önceliğin olması gayet doğaldır ancak acil durumlar dışında bu alanlar kullanılmamalıdır. Örneğin, evinden işine veya işinden evine giden polis, makam sahipleri, adliye görevlileri çakarlı araçları kullanarak emniyet şeridini işgal etmemelidir. Emniyet şeridini acil durumlar dışında kullanan kamu görevlileri yetkilerini kötüye kullanmaktadırlar. Anayasamız ve kanunlarımız karşısında vatandaşlarımız eşitse, bu eşitlik makam mevki sahibi olanları da kapsamalıdır. Bu eşitlik trafik kuralları karşısında dahi maalesef uygulanamıyor.

Emniyet şeridini kullanmaya çalışan ve kuralları ihlal edenler sadece kamu görevlileri değildir. Bu haksız uygulamada bulunan oldukça fazla sayıda sürücü bulunmaktadır. Bu kişiler emniyet şeridini kullanmak suretiyle, trafikte kurallara uygun olarak ilerleyen sürücülerin haklarını gasp etmektedirler. Bundan daha da önemlisi acil durumlarda yolu işgal ettikleri için can ve mal kaybına sebebiyet vermektedirler. Görevi dışında, sadece işyerine gidiş dönüş için emniyet şeridini kullanan kamu görevlilerinin de bu kişilerden hiçbir farkı bulunmamaktadır. Verilen hiçbir imtiyazın, kaybolan bir canın yerine geçmesi mümkün değildir. Bu nedenle bu konuda özellikle hassas olunmalıdır.

Anayasamızdaki eşitsizliğe aykırı olan konulardan biri de işletme ihtiyacı için kiralama yoluyla edinilen otomobiller konusundadır. Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. Maddesinde, "kiralama yoluyla edinilen binek otomobillerinin her birine ilişkin aylık kira bedelinin KDV hariç 8.000 Türk Lirası'na kadarlık kısmı gider olarak dikkate alınabilir” hükmü mevcuttur. Ayrıca, kanunun aynı maddesine göre kiralama yoluyla edinilen veya işletmeye dahil olan ve işte kullanılan binek otomobillere ilişkin giderlerin en fazla yüzde 70’i gider olarak indirilebilmektedir.

Bir diğer deyişle, mükelleflerimiz aylık KDV hariç 8.000 TL’nin üzerindeki araç kira bedelleri ile akaryakıt ve diğer harcamalarının yüzde 30’unu gider yazamamaktadır. Kamu kurumlarında da benzer şekilde KDV Hariç 8.000 TL üzerindeki araç kira bedeli ile giderlerin yüzde 30’u araç tahsis edilenlerden alınsa hem eşitlik ilkesine uygun davranılmış olur hem de trafikte kurallara riayet etmeyen çakarlı lüks makam aracı sayısı hızla düşmüş olur. Kamu kurumları için kiralanan araçların kiralarının genel olarak 8.000 TL’den yüksek olduğunu düşündüğümüzde, kira tutarı yüksek bu makam araçlarının kira bedelinin bir kısmının kanuna uygun bir şekilde araç tahsis edilen makam sahiplerinden alınmasının uygun olacağını düşünmekteyiz. Böylece hem anayasamızın ilk maddelerinde belirtilen bir öneme sahip olan eşitlik hakkı sağlanmış hem de emniyet şeridinin usulsüz kullanımında görülen vakalar azaltılmış olur.

Özet olarak; kamu kurumlarında da KDV Hariç 8.000 TL üzerindeki araç kira bedelleri ile giderlerin yüzde 30’u makam aracı tahsis edilenlerden alınsa, yollarda çakarlı lüks makam araç sayısı hızla düşer ve görevle alakalı olmaksızın kişisel ihtiyaçları sebebiyle emniyet şeridini işgal ederek vatandaşın moralini bozan ve yol hakkını gasp eden kamu görevlilerinin çirkinlikleri de son bulur.

Emniyet şeridini kullanma yetkisi tanınan araçlarla ilgili olarak acilen hukuka uygun bir düzenleme yapılması gerekmektedir...