Enerjide bir ülkeye bağımlı olmak
Başta Almanya olmak üzere Avrupa devletleri Rusya- Ukrayna savaşında ABD’nin başını çektiği cephede yer alıyor. Rusya’ya ciddi ambargo tedbirleri uyguluyorlar. Buna karşılık Rusya doğalgaz kartını oynuyor.
Avrupa nükleer ve hidrokarbon yakıtlı enerji tesislerini kapattıktan sonra büyük ölçüde Rus doğalgazına bağımlı halde. Rusya, Avrupa gaz ihtiyacının yüzde 40’ını, petrol ithalatının ise yüzde 26,9’unu tedarik ediyor. Almanya’nın doğalgazda Rusya’ya bağımlılığı daha yüksek, yüzde 55 mertebesinde.
26 Eylül 2022 de çok önemli bir sabotaj oldu. Rusya’dan Almanya’ya (Avrupa’ya) gaz nakli için yapılmış Kuzey Akım 1 ve 2 doğal gaz boru hatlarına yapılan sabotaj savaşın yeni bir cepheye geçtiği anlamına gelebilir.
Bu hatlar üzerinde gerçekleştirilen sabotajla dört ayrı patlama ve sızıntı oldu. Amiral Cem Gürdeniz bu saldırının Almanya başta olmak üzere Avrupa’nın ABD kaya gazı ve LNG (sıvılaştırılmış doğalgaz) üzerinden enerjide ABD’ye bağlanması için yapılmış olabileceğini iddia ediyor. https://www.
Cem Gürdeniz “kaybeden başta Alman halkı oldu” ve “Almanya artık ABD’nin Yunanistan’dan sonra 52. Eyaleti olmuştur” diyor. “Almanya sırf Amerikan jeopolitik çıkarları ve Amerikan kaya gazı satıcılarına yeni pazar olmak uğruna hem refahından hem geleceğinden feragat ediyor” yorumunu yapıyor.
Acaba bu doğru bir değerlendirme mi?
* * *
AVRUPA’YA DOĞALGAZ TEDARİKİ
Amiral Gürdeniz’e göre, “Yarın Ukrayna ile Rusya barış yapsa, gaz vanaları açılsa bile Almanya ve Avrupa Rus gazını alamayacak.”
Oysaki, yapılan sabotajlarla Kuzey Akım 1 ve 2 hatları bir süreliğine devreden çıkmış olsa da bu tamamen kullanılamayacağı anlamına gelmiyor. Sadece hasar gören kısmın değiştirilmesi mümkün ve sistem kısa zamanda devreye alınabilir.
Ayrıca Rusya’dan Avrupa’ya gelen doğalgaz boru hatları Kuzey Akım hatlarından ibaret değil. Başka hatlar da var.
Rusya’dan Karadeniz’in altından boylu boyunca geçip Trakya Kıyıköy’de karaya çıkan Türk Akım çift boru hattından biri de Avrupa’ya uzanıyor.
* * *
Teknik imkanlar ayrı bir konu. Aslında enerji konusundaki gerilim Rusya- Ukrayna savaşından önce başlamıştı. “Rusya, Avrupa Birliği (AB) ülkeleri ve İngiltere’ye gaz sevkini geçen sene kış mevsiminde azalttı. Azalan boru hattı ihracatı, kısmen LNG (sıvılaştırılmış doğalgaz) ile ikame edildi. Ekim 2021’den bu yana, LNG ithalatı önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 63 arttı ve Avrupa’nın LNG ithalatının yüzde 37’si ABD tarafından sağlandı.”
Almanya doğalgaz ihtiyacının yüzde 55’ini Rusya’dan karşılıyordu. Buna rağmen Rusya- Ukrayna savaşı başlayınca, Rus doğalgazını Almanya’ya taşıması planlanan Kuzey Akım 2 boru hattı projesini devreye almaktan vazgeçti. Üstelik proje bitmiş ve 10 Milyar Euro harcanmıştı.
* * *
ALMANYA ABD’Yİ SEÇMEKLE HATA MI YAPTI?
Amiral Cem Gürdeniz’in yazısından ön plana çıkardığım iki husus var. İlki “Almanya’nın tercihi stratejik açıdan hatalı mı?” sorusunun cevabı.
İkincisi günümüzde okyanusların ve denizlerin altı enerji (doğalgaz boru hatları, petrol ve gaz üretim tesislerine) ve siber dünyaya (insanlar ve bilgisayar sistemlerinin iletişimini sağlayan fiber optik kablolara) ev sahipliği yapmakta. Bunların güvenliğin
Bugünkü yazımda “Almanya ve diğer NATO ülkelerinin stratejik tercihleri doğru mu? Yani Avrupa enerji açısından ABD’ye mi, Rusya’ya mı bağımlı olmalı?” sorularını değerlendirmeye çalışacağım.
İllaki bir bağımlılık söz konusu olacaksa Avrupa’nın, NATO üyeleri olarak, ABD’yi tercih etmelerinde garipsenecek bir durum yok. Ayrıca Avrupa, ABD ile kendilerini aynı kültür ve medeniyet dairesine dahil görür, Rusya’ya karşı hep mesafeli olmuştur. Rusya Batının anladığı anlamda demokrasi ile yönetilen bir devlet de değildir.
Zaten devletlerin bu türlü stratejik tercihleri kısa vadeli hesaplarla değişmezler.
* * *
OSMANLI DEVLETİNİN STRATEJİSİ
Osmanlı Devleti’nde de bu tür stratejik tercihleri olmuştur. Halil İnalcık’ın Osmanlı İmparatorluğu (Sultan ve Siyaset) adlı eserinde şu satırlara rastladım:
“Osmanlı siyasetinin belirleyici prensibinin Hristiyan dünyasını her zaman bölünmüş tutmak olduğunu vurgulamalıyız. 16. Yüzyılda Osmanlılar Avrupa’yı birleştirmeye çalışan Habsburgları ve Papalığı iki amansız düşman gördüler ve bunlara karşı Avrupa’da yapılan her faaliyeti desteklediler.”
Devletlerin kısa vadeli menfaatleriyle ters düşse bile böyle uzun vadeli stratejik tercihleri olur. ABD de Rusya da kendi stratejik planlarına göre Almanya ve diğer Avrupa ülkelerini kendisine bağımlı kılmaya çalışıyor.
Almanya kısa vadede zarar görse de (bu kış doğalgaz sıkıntısıyla üşüseler de) Rusya’ya bağımlılığını azaltmayı tercih etti.
İnanıyorum ki en kısa zamanda enerji kaynaklarını çeşitlendirerek ABD’ye de bağımlı olmayacakları bir yeni enerji planı uygulayacaklar.
* * *
TÜRKİYE ENERJİDE KİME BAĞIMLI?
Türkiye, tükettiği birincil enerjinin yüzde 27’sini doğal gazla karşılarken, bunun yüzde 99,1’ini ithalatla karşılamaktadır. Tükettiğimiz doğal gazın yaklaşık yüzde 76’sı boru hatlarıyla, yüzde 24’ü LNG olarak ithal edilmekte.
"Türkiye ithal ettiği doğalgazın yüzde 45’ini, petrolün yüzde 24’ünü ve taşkömürünün yüzde 40’ını Rusya’dan alıyor." Akkuyu Nükleer santrali bittiğinde nükleer enerjide de Rusya’ya yüzde 100 bağımlı olacağız.
"Doğalgaz ithalatı, 3 ülkeden (Rusya, İran, Azerbaycan) 5 boru hattı ile gerçekleşiyor. Cezayir ve Nijerya’dan yapılan LNG ithalatı, uzun vadeli anlaşmalar kapsamında, geri kalan LNG ithalatı ise spot piyasadan yapılmakta.
"Türkiye -Almanya gibi- hem NATO üyesi hem de enerjide Rusya’ya bağımlı halde." Üstelik biz ABD’ye de Rusya’ya da güvenemeyiz.
Enerji uzmanı Necdet Pamir, Rusya’nın Türkiye’yi tehdit olarak algılaması durumunda, enerji arzının kesilmesi riskinihatırlatıyor.
"Henüz devreye alınmamış hidroelektrik, rüzgâr, jeotermal, güneş, yerli linyit ve biyogaz gibi yerli ve yenilenebilir elektrik üretim potansiyelimizin hızla değerlendirilmesi gerektiğini" söylüyor.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.