Enerjide Dışa Bağımlılıktan Kurtulmalıyız
Enerji, en basit anlamıyla hareket ettirici güç demektir. Bunu, iş yapma anlamında da düşünmek mümkündür. Dolayısıyla her üretim faaliyeti, belli bir enerji harcamasını gerektirir.
İnsanoğlu olarak hemen hemen yaptığımız her şey için enerjiye ihtiyaç duyarız. Kuvvetli olabilmek için yemek yeriz ve enerjimizi yemek yiyerek alırız. Yemek yapmak için fırın ve/veya ocak kullanırız ve bu cihazları enerjiyle çalıştırırız. Yemeğimizin hammaddelerini yetiştirmek, toplamak ve yemeye hazır hale getirmek için enerjiye ihtiyaç duyarız. Kullandığımız eşyaları ya da tükettiğimiz besinleri geri dönüştürmek için yine enerjiye ihtiyacımız vardır.
Bir maddenin iş yapabilme yeteneği için tanımlanan Enerji’nin elde edildiği kaynaklara enerji kaynakları denir. Enerji kaynakları herhangi bir yöntemle çeşitli enerji türlerinin üretilmesini sağlayan kaynaklardır. Dünyadaki enerji kaynakları, oluşumlarına bağlı olarak yenilenebilir ve yenilenemez enerji kaynakları olmak üzere ikiye ayrılır. Yenilemez enerji kaynakları olarak kömür, petrol, doğalgaz ve nükleer enerji çeşitlerini sayabiliriz. Yenilebilir enerji kaynakları olarak ta güneş, rüzgâr, jeotermal, hidrolik ve dalga enerji çeşitlerini sayabiliriz.
T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı 2021 Aralık ayına ait resmi verilerine göre ülkemizde ihtiyaç duyduğumuz enerjinin yüzde 32,9 doğalgaz, yüzde 17,2 hidrolik, yüzde 16,2 ithal kömür, yüzde 14,8 yerli kömür ve yüzde 16’sınıda yenilebilir enerji (rüzgâr, güneş, jeotermal) türleri ile karşılamaktayız.
Enerji ihtiyacımızın yaklaşık yüzde 50’sini dışarıdan karşıladığımız resmi verilere göre de sabit olup, bu veriler bize enerji kullanımımızda dışarıya yüksek oranda bağlı olduğumuzu ortaya koymaktadır.
Yaşamakta olduğumuz yüzyıl içerisinde gelişmiş ülke demek teknolojide ilerlemek ve ülke olarak enerji ihtiyacını karşılama açısından kendine yetebilmek anlamına gelmektedir. Bu demek oluyor ki önümüzdeki yüzyılda teknoloji ve enerji büyük önem arz etmektedir.
Enerjinin önemini hep gözönünde tutarak ülke olarak enerjide dış ülkelere bağlılığımızı minimize etmeli hatta ortadan kaldırabilmeliyiz.
Enerji üretiminde maalesef son yıllarda yanlış politikalara imza atıldı. Ülkemizin üç yanı deniz olması, akarsu yönünden zengin olmamız ve sürekli güneşli olan bölgelerimizin olması avantajlarını yenilebilir enerjiye önem vererek yeterli seviyede kullanamadık. Bunun yerine dışa bağımlılığımızı artıran doğalgaz ve ithal kömür ile enerji üretimini yükselttik.
Doğalgaz yenilenemez enerji kaynakları içerisinde çok önemli bir kaynaktır. Bulunduğu jeopolitik noktadan dolayı ülkemiz açısından da çok önemlidir. Çünkü ülkemiz günümüzde doğalgaz ile elektrik üretimini çok yoğun kullanmaktadır.
İlk olarak 1950’li yıllarda doğalgaz enerji kaynağı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Dünyada ki doğalgaz rezervinin yaklaşık 8100 tcf olduğu bilinmektedir. Günümüzde yıllık 68 tcf doğalgaz kullanılmaktadır. Yıllık tüketilen doğalgaz miktarı hesaba katıldığında, Dünya’nın 120 yıllık doğalgaz rezervinin kaldığı söylenebilir.
Ülkemizde tüketilen doğalgaz temininde Rusya ve İran ile yapılan anlaşmalarda alım garantisi sözü verildiği için ülkemizde kullanılmayan doğalgazın depolanması ve ihtiyaca karşılık kullanılabilmesi için 2013 yılında Tuz Gölü Yeraltı Doğalgaz Depolama Tesisinin inşaatına başlanmış ve bir kısmı hizmete alınmıştır.
2021 yılında TPAO tarafınca yapılan çalışmalar sonucu ülkemize ait Karadeniz sınırları içerisinde doğalgaz rezervleri bulunduğu açıklanmıştır. Bunun ile ilgili çalışmalar devam etmektedir.
2022 Ocak ayı başı itibarıyla ülkemizde son yılların en soğuk günlerini yaşamakta iken ülke olarak ısınma ve enerji için ihtiyacımız olan doğalgazı Rusya’dan sonra ikinci sırada temin ettiğimiz İran’ın geçtiğimiz hafta teknik arıza olduğunu açıklayarak on gün gaz akışını durdurması hiç iyi olmadı. İran’ın ülkemize gaz akışını durdurmasıyla birlikte ülkemiz yöneticileri tarafından sanayi bölgelerinde kullanılan doğalgazın yüzde 40 kısıtlanması ve üç günlük elektrik kesintisi yapılacağı açıklaması yapıldı. Bu ani kesinti üretimi ve sanayiyi olumsuz etkiledi ve farklı sektörlerden pek çok şirket üç gün ile bir hafta arasında üretimi durdurdu.
Tuz Gölü Yeraltı Doğalgaz Depolama Tesisimizde bulunan doğalgaz rezervimiz daha hedeflenen kapasiteye ulaşmadığından ayrıca son yıllarda yaşanan ekonomik sebeplerden ötürü kullanılmış ki İran’ın yaptığı doğalgaz kesintisinden ülke sanayimiz ve üretim tesislerimiz hemen etkilendi.
Enerjide dışa bağımlı olmaktan bir an önce kurtulmak için yenilebilir enerji üretimine ağırlık vererek kapasitelerini yükseltmeli ve ülke topraklarımızda mevcut olan yeraltı enerji türlerini kendi imkânlarımızla en düşük maliyetle vatandaşlarımızın tüketimine sunabilmeliyiz. Ayrıca doğalgaz depolama tesislerimizin kapasitelerini artırarak bu yerlerde depolanan doğalgazımızı ihtiyaca yönelik olarak etkin bir şekilde kullanmalıyız.
Günümüzde üretim ekonomisinde ve teknolojik yatırım alanlarında enerjinin önemi sürekli artmaktadır. Buda bize ülke olarak ihtiyacımız olan enerjiyi kendimizin üretmesi gerekliliğini hatta zorunluluğunu getirmektedir.
Ülke olarak artık dünya üzerinde üretimini kendi yerli imkânlarımız ile yaptığımız ve bize ait olan enerjimiz kadar güçlü olacağımızın farkına varmalıyız. Enerjide dışa bağımlılıktan bir an önce kurtulmak için plan ve programlar bir an önce yapılmalı, derhal yürürlüğe konulmalıdır.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.