'Erdoğan'a ve hükümetine güvenmiyoruz'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuştu.
Kılıçdaroğlu, "Recep Tayyip Erdoğan'a şunu sormak isterim: 76 milyonluk Türkiye'yi, bütün yurttaşları Abdullah Öcalan'ın ağzına baktırdın. Bundan utanmadın mı? Recep Tayyip Erdoğan'a ve hükümetine güvenmiyoruz" dedi,
Kılıçdaroğlu, 1989 yılında Kürt sorununa ilişkin ilk raporu yazarak çözüm önerilerini ortaya koyduklarını ifade eden Kılıçdaroğlu "O raporun gerekleri o gün yerine getirilseydi, bugün yaşadığımız sorunların hiçbiri yaşanmamış olacaktı. Sorunlara her zaman devlet adamı ciddiyeti ile bakıyoruz. Devlet adamı ciddiyetinin sorunları tespit edebilme, çözüm üretme ve bunu kamuoyuyla açıklıkla paylaşabilme niteliklerini taşımayı gerektirir. Raporu ürettik, geniş kitlelerle paylaştık, kitap haline getirdik, ama sonunda suçlu biz olduk. O raporun gereklerini yerine getirecek iktidar, yerine getirmedi. CHP haklıydı, ama o önerileri yerine getirmeyen siyasal iktidar sorunun kronikleşmesine yol açtı. Hatalı olan oydu" dedi.
"SORUN, BİR TOPLUMSAL UZLAŞMA SORUNUDUR"
Kılıçdaroğlu, "Nedir yol haritamız? Parlamentoda her siyasal partiden eşit milletvekilinin katıldığı bir uzlaşma komisyonu kuralım. Tıpkı anayasa uzlaşma komisyonu gibi. Her partiden milletvekilleri bu soruna çözüm üretmek için o masanın etrafında bir araya gelsinler. Sonra ne dedik? 'Bu yetmez. Parlamentonun dışında bu komisyona bağlı olarak çalışacak bir de gerçekleri araştırma komisyonu kuralım' dedik. Eş güdümlü ve eş zamanlı çalışsınlar. Bunun dört temel nedeni vardı. Birincisi, siyaset kurumu sorumluluk üstlenecek bu sorunu çözmek için. Bir araya gelecekler sorun nasıl çözülür oturup konuşacaklar. Bir araya gelmeyen siyasal partiler terörün devamını isteyen partilerdir. Bunu bilelim. İkincisi, sorun sadece siyaset kurumunun bir araya gelmesi ile çözülecek bir sorun olmaktan da çıkmıştır. Sorun, bir toplumsal uzlaşma sorunudur. 'Toplumsal uzlaşma' demek, 'kronik, derinliği olan sorunu çözmek' demektir. O zaman ne olacak sadece siyaset kurumu değil, sivil toplum ve kanaat önderlerinin de içinde olması lazım. Onun için gerçekleri araştırma komisyonunu devreye koyduk" diye konuştu.
Üçüncü temel nedeninin ilk kez siyaset kurumu ile sivil toplumun bir sorunu çözmek için bir araya gelmesi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, ""Dördüncüsü; çok temel bir nokta, devlet bu süreç içinde hiçbir zaman meşru zemini dışına çıkmayacaktı. Devlet hukukun üstünlüğü, meşru zemin içinde kalarak sorunu çözmeye çalışacaktı. Ana hedeflerimiz buydu. Ama bu hedefi hem Sayın Başbakan hem diğer siyasi partilerin liderleri tarafından açıkça sabote edildi. Yolu, yöntemi öneren biziz. Tarih yine bizi haklı çıkaracak. Göreceksiniz, biz ülkenin çıkarlarını her türlü çıkarın önünde tutan bir siyasi anlayıştan geliyoruz" dedi.
"SİZ KAPI KULU MUSUNUZ?"
Yürütülen süreç hakkında iktidar partisinin milletvekillerinin haberdar olmadığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Dönüp onlara şu soruyu sormak bizim hakkımız değil mi? Siz nasıl iktidar milletvekilisiniz? Siz kapı kulu musunuz? Siz neden sesinizi çıkarmıyorsunuz? Siz neden Türkiye'nin bağımsızlığından ve özgürlüğünden yana tavır almıyorsunuz? Kapalı kapılar ardında terör örgütüyle oturacaksınız, anayasa görüşmeleri yapacaksınız, TBMM'yi noter gibi göreceksiniz. Bunu asla ve asla kabul etmiyoruz"dedi.
ULUDERE OLAYI
Uludere Olayı'na da değinen Kılıçdaroğlu, "34 kişinin katledildi ancak hükümet bu olayın üstünü kapatmak istedi. Bu konuda her siyasi partiden eşit üye sayısı ile bir komisyon kurularak, demokrasi ayıbından kurtulunabilir" dedi.
"BUNDAN UTANMADIN MI?"
Kılıçdaroğlu, "Recep Tayyip Erdoğan'a şunu sormak isterim: 76 milyonluk Türkiye'yi, bütün yurttaşları Abdullah Öcalan'ın ağzına baktırdın. Bundan utanmadın mı? Recep Tayyip Erdoğan'a ve hükümetine güvenmiyoruz. 'Neden CHP konuşmuyor?' diye saldırıyorlar. 300 milletvekili var. Onlardan tık yok. Neden söylemiyorsunuz. CHP'liler konuşur. Yeri ve zamanı gelince konuşurlar. Süreçten kimsenin haberi yok. Bakanların da haberi yok. O milletvekillerinin zaten dünyadan haberi yok. Geçenlerde biri söylemiş, 'Meclis'te sıkıldım. Sadece el kaldırıp indiriyorum' demiş. Önemli bir görev yapıyor. Belki kilo da verir. El kaldırıp indirdiğiniz yasadan haberiniz yoksa,vatandaş sormayacak mı 'neden el kaldırıyor, indiriyorsunuz' diye. Parlamentoyu bu kadar aşağılamak bir milletvekiline yakışır mı? Bizim temel kaygımız hayal kırıklığıdır. Telafisi imkansız sorunlara yol açar hayal kırıklığı. 2004 yılında Erdoğan Brüksel'de müzakerelere başlamak için imza attı geldi. O dönem sağ duyulu ses yine CHP'den çıktı" dedi.
Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın farklı zamanlarda bazı konularda yaptığı açıklamalarının yer aldığı görüntüleri izletti.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.