Ey iman edenler! İman ediniz
Nisa suresi 136. ayet özetle: "Ey iman edenler! İman ediniz" diyor. Aynı şekilde Hucurât suresi 14. ayette, Bedevilere bu yönlü bir hitap var ki Bedeviler bu konuda örnek verilmekle beraber; hitap tam iman etmemiş olup, iman etmiş gibi görünen Müslümanlar'a.
Bu ayetlerin muhataplarına baktığımızda, içimizde "Müslümanım" diye dolaşan nicelerinin iman dairesinde olmadıklarını görürüz.
Lokman suresi 33. ayet: "… Aldatıcı seni Allah ile aldatmasın!" diyerek yukarıdaki adı geçen ayetlere pekiştirme yapmaktadır.
Nisa-136. Ey iman edenler! Allah’a, elçisine, elçisinin indirdiği Kitap’a ve daha önce indirdiği kitaplara iman edin. Kim, Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr ederse, kesinlikle dönüş imkânı uzak bir yola sapmış olur.
Bu ayet, beni çok düşündürdü. Halâ da düşünmeye devam ediyorum. İnananlara söylüyorsa, onlar zaten inanıyorlar ve de iman ediyorlar. İmanın şartları olan: Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlere ve ahiret gününe inanma ise iman edenler, onlara da inanırlar.
O zaman geriye bir şık kalıyor. Hitap, "İnanmış görünen münafıklara."
Kur’an’ın indirildiği yıllardan günümüze çok şeyin değişmediğini görmek ayrı bir hüzün. Çevremize baktığımızda inanmış görünen bu münafıklardan çokça var diye düşünüyorum. Ve iman etmemişlere göre de çok tehlikeli. En tepedekileri saymıyorum…
Hucurat-14. Bedeviler, "Biz iman ettik." dediler. Onlara deki: Siz henüz iman etmediniz; fakat, ‘İslam olduk’ deyin." Çünkü sizin kalplerinize henüz iman girmemiştir. Buna rağmen eğer siz, Allah’a ve elçisine iman ederseniz, O, sizin amellerinizden hiçbir şeyi eksik etmez. Muhakkak ki Allah çok bağışlayıcı çok merhametlidir.
Bedeviler, bizde iman ettik diyerek bir savaştan ganimet almak isterler. Allah imanlarının sözde olduğunu, kalple tasdik etmediklerini elçisine bildirerek, ganimetten pay verilmemesini istemiştir. Buna rağmen gerçekten iman ederseniz, Allah amellerinizi görür, sizleri bağışlar ve merhamet eder, buyurmuştur.
Ayetten anlaşılan: Gerçek iman edenler, (mümin) söz ile söyleyip, kalp ile tasdik eden; imanın şartlarından hiç şüphe etmeyendir. Tam bir kanaat oluşmadıkça iman edilmiş sayılmaz.
Yukarıda sayılan iman şartlarından birini kabul etmeyen, iman etmiş olamaz.
Bakara-165. Ayette: …İman edenlerin Allah sevgisi, elbette daha güçlüdür. … Bu ayete göre, Allah sevgisinin de gerçek iman etmiş olmaktan geçtiğini anlıyoruz. Allah’ı seven, yarattıklarını da ayırım gözetmeden sever. Onun indirdiği dinin bütün istediklerini yerine getirir. 6236 ayetin tamamını kabul eder ve gereklerini yapar. Yoksa Allah sevgisi de imanı da sahtedir. Aldatma amaçlıdır.
Hele günümüzde siyasilerin taraftar kazanma amaçlı, Allah’ın istediklerinin çoğunu uygulamadıkları halde; Allah lafzını ağızlarından düşürmemeleri, Allah’ın indirdiği dini bilmeyen Müslümanları yönlendirmede öne çıkmıştır. Allah’ın insanlardan ne istediklerini bilenler, bu siyasilere kanmamakla beraber; bu tür söylemler içinde olanlar, gerçek mümin olamazlar. Yalan söyleyerek ikna çalışmaları veya karşı tarafa yaptıkları iftiraları iman ile bağdaştırmanın imkânı yoktur.
İşte Allah, Lokman suresi 33.ayette: Ey insanlar! Rabb’inize karşı gelmekten sakının ve ne babanın evladına ne de evladın babasına hiçbir şey ödemeyeceği günden korkun! Kuşkusuz, Allah’ın vaadi gerçektir. Dünya hayatı siz aldatmasın. Çok aldatıcı sizi Allah ile aldatmasın. Buyurarak, en büyük ikazını yapıyor.
EY İMAN EDENLER! İMAN EDİNİZ.
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.