Geçmiş Zaman Olur ki
Kalem gibi incecik, Güney Doğulu bir kız
Sanki insan yarısı, beden cılız mı cılız !
Sınıfında bayılmış odama getirdiler
Kendinden geçip gitmiş koltuğa yatırdılar
Ambulansı çağırdım, doktor tez elden yetti
Tansiyon sıfır çıktı, açlıktan, deyip gitti.
Karnını doyurarak içini deştim biraz
Yanağında belirdi iki küçücük kiraz
Notlar berbat, devamsız; sınıfta kalmak üzre
Ben sordukça ağladı, başını eğdi yere.
Yan sınıfın birinde erkek kardeşi vardı
Çocuk hepten problem, dizginsiz canavardı !
Çağırmıştım önceden, annesi çıkıp geldi
Öyle gariban ki hal, sanki içimi deldi.
Temizliğe gidermiş o tükenmiş haliyle
Anlattıkça ağladı, hançerlendim diliyle
İçki parası için, kocası evi yakmış
Oğlu okuldan sonra, marangozda çırakmış !
Halini yazıp çizdim eline bir not verdim
Partinin il başkanı muhtereme gönderdim
Hali vakti yerinde epey zengin biriydi
Her zaman kalburüstü, pek çoğundan iriydi
Bir şey yapamam, deyip, vilayete git demiş
Cennetlik bir anayı baştan savıp göndermiş
Ertesi gün müdürü İl'den yanıma aldım
Mahallede muhtarının kapıyı tak tak çaldım
Onlar da çaresizler, biraz yardım toplanmış
Seradan bir barınak, naylon ile kaplamış !
Çocuklara haftalık yol parasını verdim
Ara sıra bir şeyler alıp eve gönderdim
Lakin fazla sürmedi ikisi de bıraktı
Pek çokları böyleydi, dertleri beni yaktı !
Aradan üç yıl geçti, başkanın oğlu öldü
Sevilen de biriydi, nice yüreği böldü
O günden sonra derim aklıma geldikçe hep;
Ona sadaka verse önler miydi ki acep ?!
Yıllar sonra o kızla markette karşılaştım
Yanakları düzelmiş, haline bakıp şaştım !
Hocam, dedi sarıldı elimi bırakmadı
Onlar için sevindim, gözyaşlarım akmadı...
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.