Gelen 'dip dalga'nın kahramanlarına...
İster, “Puslu bir şafakta doğan güneş!” ister, "Rüzgâr, fırtına, kasırga..." ne derseniz deyin. İsterse beklentilerinizin üzerinde bir katılıma gerçekleşmesinin şaşkınlığını yaşayın.
Geçtiğimiz Perşembe günü Meral Akşener’in İnegöl’de esnaf ziyaretiyle başlayan ve Yenişehir’de devam eden esnaf ziyareti programı vatandaşın yoğun ilgisiyle her iki ilçede de mitinge dönüşmüştü. Alanları dolduranların ekseri çoğunluğu daha önce aşina olunmayan yüzlerdendi.
Merinos AKKM fuar alanında 4 bin kişilik servis açılmış, iftara bir saat kala masalar dolmuş, yüzlerce insan ayakta kalmıştı. Yaşanacaklar tahmin edilmiş olmalı ki, ayaktakilere çorba dağıtıldı. Dağıtılan çorbayla yüzlerce insan orucunu açmış, kimse aç kalmamıştı.
Programı bazı yerel basın yayın organlarında yer verilmediğini, yüzeysel geçildiğini, bazı yayın organlarının da yer verdiğini çok çarpıcı başlıklar attığını, köşe yazarlarının farklı açılardan değerlendirdiklerini, irdelediklerini ve kanaatlerini belirttiklerini gördük.
Dün olduğu gibi bu gün de gelen tehlikeyi(!) görmemek, göstermemek için başını kuma gömenleri görüyoruz! Nafile, korkunun ecele faydası yok!
Programın yansımalarına bakıldığında ortak kanaat beklenenin üzerinde bir katılımın olduğu, merkez sağın İYİ Parti saflarına kaydığı yönündeydi.
Siyasetin merkezine oturan İYİ Parti, aynı zamanda merkez sağın da çekim noktası olmuştu. Geçmişte DYP’de, ANAP’ta siyaset yapan, önemli görevlerde bulunan isimlerin çokluğu ve yeni üyeleri temsilen rozet takılan iş insanları bunun göstergesiydi. Bu güne kadarki programların aksine aşina olunmayan yüzler fazlaydı. Toplumun her kesiminde insanlar varlığı dikkatlerden kaçmıyordu.
Selçuk Türkoğlu’nun İl Başkanlığını kazanmasıyla İYİ Parti Bursa siyasetinde daha fazla kendinden söz ettirir olmuştu. Türkoğlu’nun deyimiyle "Bursa’da tek kale maç!" bitmiş, iktidar cephesi gerçek anlamda bir muhalefetle karşılaşmıştı. Mizacı ve kendine has üslubuyla ortaya koyduğu iddia ve eylemler bırakın Bursa’yı, farklı zamanlarda ülke genelinde ses getirmiş, bazen de örnek alınmıştı.
Bazı çevrelerce "Sıradan bir program!" olacağı sanılan iftarın gösterdiği gelen bir dip dalganın ta kendisi, iktidar yürüyüşünün ayak sesleridir.
"Dününü unutanın yarını olmaz" derler…
Bugün herkes İYİ Parti'nin bir boşluğu doldurduğuna ve başarılı olacağına inanıyor. İşler yolunda görünüyor. İyi güzel de, bulunduğumuz noktayı tam olarak anlamanın, değerlendirmenin yolu, nerede, nasıl başladığımızı bilmekten geçer. Gelin birkaç yıl geriye gidelim, nerede nasıl başladığımıza birlikte bakalım.
7 Haziran 2015 seçimleri ve sonuçlarını bilmeden, o günlerde göstermelik koalisyon görüşmelerinde sonuç alınamayınca kurulacak seçim hükümetinde Meral Akşener’in, kendisine teklif edilen Başbakan Yardımcılığını etik bulmayarak kabul etmediğini unuttuğunuzda bugünü doğru değerlendi demeyiz.
1 Kasım seçimleriyle AK Parti'nin yeniden tek başına hükümet kurma yeter sayısına ulaştığını, sonrasında MHP de meydana gelen olağanüstü Kurultay taleplerini dikkat almadığımızda olay tam olarak değerlendiremez.
O süreçte, MHP'de 6 ismin Genel Başkan adaylığı için ortaya çıktığını, bazı adaylar hiç imza alamazken, Üst Kurul Delegelerinin ezici çoğunluğunun Meral Akşener lehine imza verdiklerini bilmeden bugün tam olarak doğru değerlendirilemez.
23 Nisan 2016’da Meral Akşener’in Bursa’da karşılanışını, Atatürk Kapalı Spor Salonunu hınca hınç dolduran o coşkulu kalabalığın ortaya çıkardığı sinerjiden habersiz kalarak bu günü doğru değerlendiremeyiz. O gün “Değişimin Ana Gücü!” temalı toplantıda değişimin işaret fişeği ateşlenmişti…
19 Haziran Olağanüstü Kurultayı'nı, o kurultayın sonuçlarını, alınan kararların nasıl iptal edildiğini bilmeden sağlıklı bir değerlendirme olmaz.
16 Nisan Referandum sürecinde cep telefonu ışıklarıyla aydınlatılan karanlık salonlarda megafonla yapılan konuşmaları bilmeden, kapısı kilitlenen salonları duymadan, çöp konteynerleri üzerinde yapılan konuşmaları görmeden bugünü anlamak kolay olmaz.
Meral Akşener’in katılımıyla Bursa'da yapılan her toplantı bir ilk oldu. 23 Nisan 2016 tarihinde Atatürk Kapalı Spor Salonunda coşkunun dorukta olduğu o toplantıyla atılmıştı değişimin işaret fişeği. 15 Temmuz hain darbe girişimi ardında yine ilk büyük toplantı 3 Aralık 2016 tarihinde Kervansaray Termal Otel'de yapılmıştı. 17 Haziran 2017 tarihinde Merinos Hayat Lokantasında açık havada beklentilerin çok üzerinde bir katılımla gerçekleşen o muhteşem iftar programı yine bir dönüm noktasıydı. O gün İYİ Parti'nin kuruluşuna giden yolun taşları döşenmeye başlanmıştı.
"Medeniyet Yolunun taşlarını sadece cesurlar döşer!" diyerek Türk Milletinin yüzde yüzünün hayır duasını alma niyetiyle çıktığı yolda, birçok insanın yanında bile görünmeye cesaret edemezken, o günkü kendisine inanan, her şeyi göze alarak birlikte yola çıkan yol arkadaşlarını görmezden geldiğinizde bu günü tam olarak anlayamazsınız.
Karşılaştığı hiçbir engel onu yolundan döndürmedi. O, “Ben Başbakan olacağım. Başbakan olamazsam babaanne olacağım!” demişti. Emin adımlarla hedefe ilerlerken, o günkü yol arkadaşları da onun nereye gittiğini bildiğinden emin, hiç tereddüt etmeden, ona inancından zerre kadar sapmadan takip etti ve etmeye devam ediyor.
Yaklaşık 20 yıldır ülkeyi yöneten AK Parti iktidarı, ülke gelirlerini-kaynaklarını kendi üyelerinin aidatlarıymışçasına har vurup harman savururdu. Kaynakların paylaşımında kendisine oy vermeyen kesime üvey evlat muamelesi yaptı. Bunun sonucu ötekileştirilmiş, kadre uğramış, sesi kesilmiş milyonlar "Milletin umudu Meral Akşener!" dedi.
Gelen bir dip dalganın ta kendisi. Duyulan, sessiz çoğunluğun çığlığı! İktidar yürüyüşünün ayak sesleri...
Bu zorlu yolu açanların mücadelesi anlaşılmadan bugün de gidilecek yol yeterince anlaşılmaz...
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.