Gerçekleri neden görmüyoruz?

Günlük siyaset, günlük politikalar üretme ve gündem yaratma artık yandaş medyanın olmazsa olmazları. Halka gerçekleri göstermemek, siyasilere yaranmak için vatana ve millete ihanet ediliyor. Geçmişten bir örnek verelim. Padişah tebdili kıyafet gezerken önünde giden bir adamın ensesi dikkatini çekmiş, içinden enseye şaplak indirmek gelmiş. Kendisi bunu yapamayacağı için şakşakçısına ‘’Git şu adamın ensesine bir şaplak at’’ der. Şakşakçı gider okkalı bir şaplak atar. Şaplağı yiyen şaşkın şakın bakarken, padişah şakşakçının eline bir altın tutuşturur ‘’git bir tane daha şaplat ‘’ der. Şakşakçı gider ve şaplağı adamın ensesine yapıştırır. Adam şaplağı atana döner kavga edecek, ulan ne diye enseme vurup duruyorsun der ve şakşakçı : Sende bu ense varken, padişahımda da bu altınlar varken senin bu ensen daha çok şaplak yer’’ der. Kıssadan Hisse…..

Efendim Cumhurbaşkanımız : "Dünya nezdinde yalnızlığı umursamıyorum , bizim için halkın nezdinde ki durumuzdur." Buyurdular, açılımla durumun ne olduğu bütün gizlemelere rağmen ortada  ve  ülkenin yalnızlığı konusunda sorulan bir soruya da  ‘’ Beni kıskanıyorlar ‘’ diyerek yanıtladılar. Demeçleri, icraatları şöyle bir anımsayalım ne dersiniz?

1.Türkiye’nin dış politikası iflas etti dendiğinde ne düşünülür bilmem. Kardeş Suriye ile düşman olduk mu? Evet olduk. .Mısır’la aynı, Libya ile aynı, Suriye ile aynı……..

2. Eski dış işeri bakanımız, yeni Başbakanımız ‘’ "Yeni Orta Doğu'nun sahibi, öncüsü, hizmetkarı olacağız" dedi mi? Dedi. Peki Şah-Mat olayı için ne diyebilirsiniz. Bırakın hizmetkarlığı, gölge bile olunamadı. İşid’e belası nedeniyle Türkiye toprak koruma yerine, sanduka taşımak zorunda bırakıldı mı? Evet bırakıldı.

3. Türkiye radikal İslamcıların cirit attığı bir bölge oldu mu? Evet oldu. Şeriatı, hilafeti geri getirme toplantıları İstanbul’un göbeğinde yapılıyor mu? Yapılıyor. 13 yaşındaki çocuk hakaretten işlem görüyor mu? Görüyor. Cumhuriyetin temel ilkelerine karşı bayrak kaldırılıyor, Atatürk’e hakaretler, beddualar yapılıyor mu? Yapılıyor ve kimsenin kılı kıpırdamıyor. Peki bunun sonucunda Türkiye’yi neler bekliyor? Radikal dinci grupların çatışması her an için gündemde olup, büyük tehlike arz ediyor?

4. Dünya Türkiye’ye İşid’in yaratıcısı, radikal dinci grupların destekçisi olarak bakıyor. Hikmetyar’ın dizinde diz çöken resmi ve Müslüman Kardeşlerin terör örgütü olarak dünyaca kabul edildiğini  bir anımsayın.  İthamların, suçlamaların ardı arkası kesilmiyor. Bunun sonucu olarak da  bir zamanlar hatırı sayılan Güvenlik konseyinde yer bulan Türkiye’nin yüzüne kimse bakmıyor.

5. Gelelim Ortadoğu ve Afrika’ya. Suriye ile olduğu kadar Libya, Mısır, Tunus, Yemen, İsrail ile maalesef en kötü ilişkileri yaşıyoruz. Adı geçen ülkelerden Türk müteahhitleri bir bir kovuluyor. Daha düne kadar dost ve örnek alınan bir ülke idik. Ne oldu? Da düştük bu hallere?

6. Ya Amerika, Almanya ve AB , özetle batı bloku ile olan ilişkiler. Hepsi pamuk ipliğine bağlı. Rusya ile olan sorunlar ise şimdilik, geçici olarak buzdolabında. Kırım olayları, Ukrayna olayları ve eli kulağında Moldovya olayları ilişkilerin sırat köprüsü olarak karşımızda duruyor. Çin’de Uygurların uğradıkları haksızlıklar, Irak, Suriye  Türkmenlerinin korumasız bırakılması zannediliyor ki kamuoyunca bilinmiyor.

7. İçteki açılımları, güvenlik yasa tasarısını, her eleştirinin tutuklama ile bittiğini bir kenara bırakalım. Hele kadın cinayetlerini, erkek maçoluğunu özellikle vurgulayalım ve aşağıdaki sözlere dikkat edelim.

ABD İstihbarat sorumlusu J.Clapper  'Ankara'nın IŞİD'e (Irak Şam İslam Devleti) karşı mücadele etmek dışında öncelikleri var’’ diyor.

İslam İşbirliği toplantısında  'Yüzümüze dost gibi görünenler, bizim ölümüzü, çocuklarımızın ölüsünü seviyorlar. İnanın bizi sevmiyorlar' sözleri ile Sayın Cumhurbaşkanı üç beş Arap ülkesine jest yapayım derken batı blokunu karşısına alıyor. Böylece Türkiye’nin büyük güç olma rüyası da sona eriyor. Orta Doğu’da, Dünyada dostlar her geçen gün azalıyor, Güney Kore örneğinde olduğu gibi yalnızlığa doğru yelken açmış gidiyoruz.