GÖREV
TC'yi kaldıralım, Milli bayramları yasaklayalım, andımızı durduralım, Türk sözünü budayalım, Anıt kabrin statüsünü değiştirelim.
Şimdi sırada İstiklal marşı var.
İlahi gibi söylensin, mehter marşıyla birleşsin,
zirgüleli hicaz olsun, hüzzam olsun, buselik de olsun, hafif muhayyer de koksun.
Nesi batar bunlara bu değerlerin derseniz, hiç biriyle müzmin bir dertleri yoktur aslında.
Toplum veya politik veri mühendisliği adı altında yapılan deneysel girişimlerdir hepsi.
Hükümetler veya özel gruplar tarafından toplumun geniş bir kesiminin tavır ve sosyal davranışları üzerinde, etkide bulunacak çabalara atıfla siyaset biliminde kullanılan bir kavramdır.
Hükümetlerin, milyon dolarlar akıttıkları merkezi haberalmalarla bağlantılı yabancı danışman şirketlerin, sipariş üzerine yaptıkları çalışmaların test uygulamalarıdır. Lobi şirketleri olarak andıkları ticarethaneler bunlardır gerçekte.
Onlarca sosyolog, klinik psikolog, davranış bilimleri uzmanı, iletişimciler, dil bilimciler, kriminologlar, sosyal antropologlar, coğrafyacılar, kaligraficiler, köken bilimciler, etnograflar, tarih analizcileri, Askeri uzmanlar vs. birbiriyle içiçe geçmiş senkronize çalışmalar yaparlar.
Çarşı pazarın içinde ayağında sandalet, elinde fotoğraf makinesiyle gezen,
- Lahmacın çooak küzell, şiş kebaappp mmmm, eveett göbek dans...diyen turistin aslında
'' Basit değerler sosyolojisi ve geniş taban tepkimesi '' konusunda halkın nabzını tutmadığını nereden bilebilirsiniz ki.
Arkadaşların görevi;
irtibatta oldukları bürokrat, belediye başkanı, okul müdürü, imam, muhtar eliyle, hiyeyarşik bir düzen ve zamanlaması ayarlanmış plan çerçevesinde, kısık ateş üzerindeki kuru fasulye tenceresi gibi keyifle tıkırdatmaktır hedef kitleyi.
Toplumun sinir uçlarına dokunarak, bam tellerine basarak alacakları tepkilere göre neyi sokuşturabileceklerini, neyi savuşturabileceklerini görürler.
Basit, anlaşılır, izahı mümkün, kabul edilebilir sonuçların analizini yaparken, insanların kurgulanmış olaylar sonucundaki tavırlarını kendi seçimleriymiş gibi hissetmelerini,
yönlendirilmiş tepkilerini, tesadüfler sonucu ortaya çıkmış durumların doğal sonuçları sanmalarını sağlarlar.
Vereceği tepkileri öngördükleri toplumlara,
uygun etkileri yaparak, aslında yapmalarını istedikleri detayları yaratırlar.
Bölünmüşlük mü istiyor müşteri,
rejim değişikliği mi, çatışma, sürtüşme, bitmeyen bir kafa karışıklığı ve gündem değiştiren meşgale mi.
Çal mehteri, koy Kürt'ü karşısına, çak Aleviyi alnına, ver coşkuyu Sünniye,
ez gitsin Seküleri, yobazı delirt iyice, Atatürk'e sövdür, heykelini büstünü kırdır, sol de, sağ de, bölgesel düşman yarat, kontrollü savaşlar çıkart, bir iki yüz asker ölsün diye bekle, içinde insanlarla otel yaktır, Adaleti traşla, yapanın yanına kalsın, suçsuzun anasını ağlat, sattır savdır talan ettir coğrafyayı, sularının önünü kes, ormanlarını taş ocağına çevir, medyayı zaptet, interneti şartla, trolleri azdır hadi eller havaya...
Kaldırım taşı kalınlığında raporları döşenirler sonunda. Milyon dolarlarlık hakedişlerin yolu açılmıştır netekim...
Cehaletin üzerinde fermente olan bu organizmaların en büyük düşmanı, soluğunu kesen antibiyotiği ;
Okuyan , her duyduğuna kanmayan, kitlesel ve organize olarak karşı tepki verebilen,
sinmeyen, değerlerini koruyan, bunu rasyonel veriler ve mizahi bir dille gerçekleştirebilen aydın bireylerdir.
Körler sağırlar birbirlerini ağırlar sayfa gruplarında sloganlarla, küfürlerle, içi boş tehdit ve hamasetle sittin sene olmadı, olmaz da.
Sol veya sağ yumruğunu havada sallamakla, parmak ve el işaretleri işareti yapmakla, biji miji diye bağırmakla, oranın buranın camını çerçevesini kırmakla da olmayacaktır.
İstediği zaten budur arkadaşların.
Haz etmediği şey kemikleşen sosyal olgulardır, dernekleşmedir, partileşmedir, güç birlikleri tesis etmektir, kurumsallaşmaktır.
Kitlesel anlaşmalardır, bütünsel empatidir, halkın birbirlerini sevmek için gösterdiği çabalardır,
Birleşmek ve güç üretmek için, vatandaş olabilmek için kurucu liderin ve yozlaşmamış milli - manevi değerlerin ardında toplanmaktır.
TC'yi kaldıralım, Milli bayramları yasaklayalım, andımızı durduralım, Türk sözünü budayalım, Anıt kabrin statüsünü değiştirelim derken, İstiklal marşı.
Yarın görürsünüz,
Bayrağın formatı, rengi, hilalinin ağız açıklığı, yıldızının köşe sayısı, gençliğe hitabenin içeriği, sınıflardaki resimleri.
Mete Han iki bin yıl önceden avazlanır,
- Benden eğerimi, atımı, çadırımı isteyin vereyim, fakat vatanımdan hiç kimse bir karış toprak istemesin vermem, veremem.
Burası Türkiyedir ve bu topraklarda yaşayan her etnisite için bir teminat anlamındadır bu söz.
Burası bir tanedir, burası yurdumuzdur, gidecek başka yerimiz de yoktur.
İşimiz zor, yolumuz uzundur.
Dönülmez yeminimiz, şehadetlik görevimiz vardır.
O Görev de,
Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir...
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.